karınca toprağa
toprak karıncaya
döker derdini
kalbur misali karıncalar
küçük dağlar oluşturur
toprağı eleyerek
basıp geçer üstüne çocuklar
umarsızca
şarkılar söyleyerek
gül gülistan
bağ bahçe
geride kalan yediverenler
ve hayatın içini boşaltır
anlamsızlaşan mana
dahası yok
birer birer inilir
çıkılan merdivenler
önce toprak duyar
yaprağın ahını
hazan gibi soğuk elleri
el ele
diğer ellerinde baston
yaşlı bir çift
eylülün matemi gözlerinde
yapraklar arasında yol arar
ölüme yürür gibi yürüyerek
koşar gelir
yine o yaramaz çocuklar
geçmişi geleceği
bir çukura çeker
bastondan tutup sürükleyerek
Arap Kurt