Ebedi Şehir’e göçmüşsün duydum
Yerin geniş midir dar mı Dayı Bey
Gidenler dönmüyor,her ne hikmetse
Korkulacak bir şey, var mı Dayı Bey
Ya yerin rahattır,ya esir oldun
Yoksa, neden orda bu kadar kaldın
Kaç yıl oldu gelmiyorsun, kök saldın
Hepten kalınacak yer mi Dayı Bey
Bu Dünyada,paran çoktu, rahattın
Hiç çile çekmedin,yan gelip yattın
Yedin,içtin,gezdin…her zevki tattın
Dünya meyhane mi, bar mı Dayı Bey
Entel takınırdın,yüksek uçardın
Allah diyenlerden öte kaçardın
Ahrete inanmaz dalga geçerdin
İnananlar orda hor mu Dayı Bey
Dümen çevirerek işini yaptın
Fakirin,yetimin elinden kaptın
Darda kalanları cin oldun,çarptın
Malın akrep midir,mar mı Dayı Bey
Cennet ve cehennem,yok derdin... yok mu?
Ruh ve beden, ikisi de, toprak mı?
Günahın,ecrinden az mıdır,çok mu?
Yerin gülistan mı,nar mı Dayı Bey
İş işten geçmeden, gelmedin yola
Nerde bir zalim var,gezdin kol kola
Arkandan dediler:' Allah’tan bula'
Yüzün ak mı yoksa mor mu Dayı Bey
Azrail gelmeden almadın tedbir
Dostun börtü-böcek sarayın kabir
Bak işte mezarlık,şu sessiz şehir
Dünya vazgeçilmez, yar mı Dayı Bey
Gör kardeşim, gonca iken solanı
Gülüp-ağlayanı,saç-baş yolanı
Her can fani,var mı baki kalanı
Gören ibret alsın, kör mü Dayı Bey
Abdulhadi ne düştüyse payına
Güvenme malına,paşa dayına
Beyaz bez sararlar boylu boyuna
Kıyamet midir bu, sur mu Dayı Bey