Gülbahar'ım; Can Çiçeğim!

yazı resimYZ

Sen, hayatın içinde sana düşenlerle avunurken,
benim hayatım içinde bir seninle avunmaktayım.
Sen orada, taze açmış can çiçeğim,
benim varlığımın bile farkında değilken,
ben, bu ıslak güneş mevsiminde,
güneş ışınlarına sinmiş kokularınla büyümekteyim.
Birazdan,
hayallerim,
utangaç bir aynadan seslenerek davet edecekler seni.
Gelemem şimdi, diyemeyeceksin bana.
Yatacaksın, bana ait olan bir yatağa;
öyle heyecanlanacak ki bakışların haydi derken,
haydi,
başla…
Doğrudan gözlerine bakamayan ruhum,
beyhude yalanlarıma bakışını görmezden gelemiyor bu defa.
Yalanları ortaya çıkartmanın zamanı değil şimdi,
haydi başlayalım sevişmeye…
Burada deliler gibi sevişmek için buluştuk seninle…

Ben ilk defa,
Sevinç Pekin’in gazetedeki çıplak sırtına aşık oldum.
Yıllarca sürecek bir aşktı bu…
Kartal Tibet’li Karaoğlan filmlerinden birini çekmek için gelmişlerdi Eskişehir’e,
Altay’dan gelen Yiğit’di filmin adı.
Eskişehir Konak otelde kalıyorlardı.
Gittim, buldum otelin kafesinde,
karşısına dikildim.
Yıl 1965, 12 yaşındaydım. O, 19…
“Seni seviyorum,” demekti niyetim.
“Sizin bir hayranınızım,” diyebildim.
Anadolu Kanunu,
Kumsalda Üç Kadın,
Yakut Gözlü Kedi,
Yaşamak Haram Oldu,
Çıtkırıldım,…
Seyrettiğim her filminde bir başkasıyla aldatıyordu beni.
Gene de, onunla sevişmelerimden vaz geçemiyordum.
O, bana cömertçe sunulordu kendini.
O yoksa sancılanmalardaydı kasıklarım…
En son, “Yedikule Mihriban” da seyrettim,
46 yaşındaydı, yani yaşlanmıştı;
Seni koydum onun yerine,
onu ise terk ettim…


Şimdi sen kendi dünyanda yapa yalnız duruyorsun;
eminim ki, beni beklemiyorsun.

Sus be Gülbahar’ım,
sus
ben de biliyorum tenimin seğirmesinden,
tenimin kırışmasında gördüğüm gibi
güllerin de solduğunun farkındayım
ben bu yüzden acı çekiyorum zaten
yirmi beşindeki yüreğim
senin on sekiz yaşına
kırk yaşında ki bedenimi
bu yüzden kurban ediyor
platonik aşkların
acı çekmekten başka bir işe yaramadığını
ben de öğrendim
ama sus
söyleme bunu
platonik aşkların ayıp olduğunu
sakın söyleme bana
söyleme ki şu yaşlı bedenim
mevsimleri Gülbahar sansın…

beni anlayamazsın sen
bu yürek bu aşka totem gibi tapınmazsa yaşamaz
dünyam kararır
dünya başıma yıkılır
dünya bana küser
dünya ayaklarımı yüzünden keser
toprak kabul etmez
gökyüzü, denizler, ırmaklar kabul etmez
kabul etse de
kurtçuklar, yılanlar
mezarımda yemeyi kabul etmez
sorgu melekleri sorgulamayı kabul etmez
ruhuma el fatiha okumaz kimse
okusalar da Allah kabul etmez
bırak yaşasın bu yürek bu aşkı
Gülbahar mevsiminde
oyunbozanlık etme,
sus!…

Yorumlar

Başa Dön