Haydi, sil gözyaşlarını.
Eğdiğin başını gökkuşağına kaldır.
Bu aşka hasretin prangaları vurulsa da
Bir gün vuslatın şerbetini içeceğiz
Zümrüd- ü Anka;nın avuçlarından.
Güneş küsse de tenimize,
Gözlerimizin aydınlığında ezeceğiz
Karanlığın yaralı duvarlarını;
Ne olur içinde yaşat beni.
Sırtlarımız nemli duvarlara dayansa da
Aşkı imkansızlığın içinde yaşatmadık mı ?
Ayaklarımız karların altında yanarken,
Bir avuç güneşle,
Sevdamızı kurak topraklarda
Zamansız yeşertmeyi ummadık mı ?
Karanlığa inat,
Yüreğimizi yıldızlara yaslayıp
Sevda bozkırlarında umuda kök salmadık mı ?
Uzaklardan bir çağırsan beni,
Gözyaşlarını dudaklarımla emmez miyim?
Göçmen kuşlarla haber yollasan,
Karları üzerime giydirip
Kanayan yaralarını bedenimle örtmez miyim ?
Haydi, ağlama sen canım.
İmkânsızlığın içinde yürüt beni.
Kavuşmamız sürgün olsa da hasrete,
Ne olur yüreğinde büyüt beni..
Birazdan yokluğunu sereceğim
Hasretinin duvarlarına.
Ve yüreğimi ateşleyeceğim
Katransı yokluğuna..
Gözbebeklerimi ıslatıp
Seni sayıklayacağım
Gecenin koynunda..
Hasretini dudaklarımda öldürüp
Güneşle boynuna sarılacağım
Bahar kokulu sabahlarda..
08.06.2006 18.34