Hammer Tari̇hi̇ne Göre Köse Mi̇hal Ve Oğullari

MİHALOĞLU AKINCI AİLESİ

yazı resim

ÜÇDAL,IKRA ve OKUSAN
HAMMER TARİHİNİN İLK ÜÇ KİTABINDA KÖSE MİHAL VE MİHALOĞULLARI
Bir gün Osman, kardeşi Gündüz Alp'le beraber komşusu ve muhibbi olan İnönü Beği'nin hanesinde iken Eskişehir Beği'nin -müttefiki olan ve Keşiş Dağı eteğinde ve Adrenus'-un doğusunda Harinankaya(Harmankaya) müstahkem mevkiinin hâkimi bulunan- Köse Mihal ile beraber birdenbire zuhur eylediği görüldü. Bunlar, ellerinde silâh, İnönü Beği'ne Osman'ı kendilerine teslim etmesini teklif ediyorlardı. İnönü Beği, misafirperverliğin bu suretle ihlâl edilmesini reddettiği gibi, Osman ve Gündüz Alp bir hücum göstererek,Eskişehir Beği'ni def ve Harmankaya hâkimini esîr ettiler. Köse Mihâl o ânda galip hakkında bir muhabbet hissederek, nihayet ona tâbiyyet arz etti. Hattâ daha sonra Osman'ın Ertuğrul'a halef
olduğu ve istiklâl kazandığı zaman, ecdadının dinini terk ile Müslüman oldu. Bu dakikadan itibaren Osman'ın yükselmekte olan kudretinin ve metanetinin istinadgâhlarından biri olmuş ve gerek nüfuzu, gerek serveti ile dâima iktidarda bulunan ailesi Osmanlı târihinde birkaç asır Mihâl-oğlu adı altında hürmetle yâd edilmiştir. İleride bunlardan defalarca bahsedeceğiz.
Osman'ın en iyi dostu ve en sâdık silâh arkadaşı Köse Mihâl idi. Onun tavsiye ve yardımlarıyladır ki Bolu yolu üzerinde ilk seferini yaptı.Osman,-ki on yedi sene önce dostu Köse Mihal refakatiyle birinci defa olarak Sakarya'nın kuzey cihetlerine saldırmıştı- bu defa
Köse'yi yalnız refakatine değil, İslâm'a da davet etti. Mihâl,her ikisine de muvafakat gösterdi.(Kaynaklara göre Köse Mihal Bey 1313 yılında Müslüman olmuş ve Abdullah adını almıştır.(Abdullah,İslam tarihinde muhtedilere verilen isimdir.)
Rumlar'ın Asya'da son müstahkem iltica mahalleri olan Sakarya kalesini zapt etmekte olduğu sırada, kendi memleketlerinin güney kısımlarında aniden korkunç bir düşman tarafından tehdid edildi. Bunlar Türk müverrihlerinin Çudarlar, Bizans müverrihlerinin Toharlar dediği Tatarlar idi, ki Moğol'dan başka birşey değildirler(Osmanlı kaynaklarında Çavdar Tatarları olarak geçer.)Osman, oğlu Orhan'a Karaca Hisar'ın müdâfaasını verip sâdık silâh arkadaşı Saltuk Alp ile dönme Köse Mihâl'i yanına kattı. Orhan bu iki
tecrübeli muharibin yardımıyla, Germiyan emareti tarafından Karaca Hisar kaza ve şehrine girmiş ve bu şehrin pazarını yağma etmiş olan Çudarlar'ı Oynaş Hisarı yakınında mağlûp etti.
Osman, oğlunun bu ilk muvaffakıvetinden iftihar ederek, o zamandan itibaren hakkında büyük ümidler besledi. İkinci bir tecrübede bulunmak üzere Sakarya ile deniz arasındaki mahallerin (bugünkü Koca-ili sancağı) fethi memuriyetini ona emânet etti. Bununla
beraber yirmi senelik sadâket ve cenk ile tecrübe edilmiş en cesaretli silâh arkadaşlarından dördünü -Köse Mihâl, Abdurrahman, Konur Alp, Akça Koca- beraber gönderdi.Köse Mihâl, Turgud Alp, Şeyh Mahmud, Edebâlî-nin yeğeni Ahî Hasan'dan mürekkep olan harb şûrası, evvelâ Bursa'nın anahtarı olan Adrenos'u (Hadriani) zapt etmeği zarurî gördü. Kumandan,
otuz bin Bizans altınımukabilinde, ahâlinin tamâmının mallariyle beraber çıkmakta serbest olmalarına ve kendisinin de Gemlik'e (Kios) gitmesine müsâade aldı. Köse Mihâl
tarafından idare olunan bu müzâkere, yalnız içinde birçok muhafız ve sebatlı bir kumandan bulunan tamâmiyle müstahkem bir şehrin harbsiz teslîmiyle değil, otuz bin duka'nın teslimini de netice itibariyle sağlamasıyla mühimdir; zira bu miktar,Hıristiyan hükümdarlarının hemen üç asır boyunca her yeni barış fasılasında -sabit olmayan bir sulha nail olmak için Türkler'e tediyesine mecbur oldukları- kurtuluş fidyesinin değişmez bedelini teşkil eder.
Ertuğrulun II. Alâü'd-dîn zamanındaki ilk harbî vak'ası ve Osman'ın Küçük Asya'nın kuzey memleketlerine ilk sevkıyatı sırasında -ne maaşı,ne de malikânesi olmayan ve «Akıncı» denilen- süvarilerden bahsetmiştik. Bu intizamsız süvârî ve azap (piyade) güruhu.Hıristiyan hükümdarları ellerinde bulunan memleketler fethinde istihdam olundukça, Avrupa için muntazam Yeniçeri ve Sipahi fırkalarından az korkunç olmamışlardır. Bunların ilk Viyana
muhasarasında Linç (Linz)'den geçerek Ratis-bun'e kadar ilerlediklerini, Almanya'nın kalbine kadar nüfuz ettiklerini,güzergâhlarında herşeyi âteş ve hûn içinde bıraktıktan sonra, bu cür'et-kârca saldırıdan avdet eylediklerini göreceğiz.443 Köse Mihâl'in torunlarından Mihâl-oğlu o zaman bu askerin kumandanı idi.
Süleyman,(Yıldırım Bayezid'in oğlu Emir Süleyman Çelebi) en âdî eğlencelere hayâtını hasretmiş olduğu halde Mûsâ birdenbire Edirne duvarları altında göründü.Mihal-oğlu(Gazi Mehmet Bey) bu haberi Sü-leyman'a tebliğ için nezdine gitmekte acele ettiyse de,Süleyman hiç ehemmiyet vermeyerek-lâkaydâne- farsça bir beyit okuyarak cevap verdi.
NihayetEvranos'un oğlu Mehmed ile Mihâloğlu-zâde Yahşi Beğ de Anadoluhükümdarının tarafında olduklarını alenen bildirdiler. (1413 yılı) YalnızAkın-cılar'ın reisi Mihâl-oğlu, kazasker Simavna-oğlu, Musa'nınmîr-i alemi Azeb Beğ ile ordusunun diğer birkaç reîsi kendisine sâdık kaldılar.Mihâloğlu-zâde Yahşi Beğ,yolda Musa'nın-Kara Halîl kumandasında bulunan- öncülerinibozdu.
Haziran başlarında Mihâl Beğ(Gazi Mehmet Bey-1422 İstanbul Muhasarası öncesi) on bin akıncı ile etrafındaki memleketleri tahrîb ettikten, mahsûlleri yaktıktan, köyleri yağmaladıktan sonra,ilk olmak üzere istanbul Kapılarına kadar ilerledi.
Murad,Mustafa'nın (Küçük Mustafa İsyanı)gelmiş olduğunu haber alınca, Mihâl-oğlu'nu Akıncılar'ıyla beraber İznik'e gönderdi. Mihâl-oğlu Mustafa'yı hamamda iken ele geçireceği vakit sâdık veziri Tâcü'd-dîn koşarak bir at getirdi ve kendisiyle birlikte firara icbar etti. Mihâl-oğlu arkalarından uçtu; yetiştiği vakit Tâcü'd-dîn ile aralarında açılan mubârezede, Tâcü'd-dîn Mihal-oğlu'nu attan düşürerek ölüm derecesinde yaraladı.

Sağ cenâhda eski Mora Beği Turhan'ın oğlu Ömer Beğ; Evranosoğlu Ahmed Beğ; Mihâl-oğlu Alî Beğ, ile Malkoçoğlu Balı Beğ bulunuyordu. Sol cenâhda, Arnavudluk Beği Nasuh Beğ, Esved Beğ,Mihâl Beğ'in diğer oğlu İskender Beğ vardı.Her iki tarafça büyük bir zayiatı mûcib olmaksızın, sabaha kadar bütün gece karakol muharebeleri devam etti. Güneş doğarken Vlad ric'at etti. Akıncı kumandanlığı ailesinde ırsî olan Alî Beğ, Akıncılar'la düşmanı takip edip, bin esîr ile döndü.

Lâkin îzvornik muhafızları Mah-mûd Paşa'nın pek yakında imdada yetişeceğini ümîd ederek Yaiça'nın Macar muhafızları kadar şecaatle mukavemet ettiler. Mahmûd Paşa bütün Rumeli beğlerini, yâni Umur, Evranos-torunu îsâ, Mihâl-oğlu sülâlesinden Alî Beğleri toplayarak, mahsurlara yakında kurtarmağa geleceklerini bildirdi. Mihâl-oğlu Akıncılar'la birlikte görününce Matyas ric'at için o kadar acele emir verdi ki, Macar ordusu toplarını,
ağırlıklarını terketti.(1464 yılındaki Bosna Seferi)
Merkez'de,mûtad veçhile, bizzat Pâdişah'ın maiy-yetine mahsûs süvari askeri bulunuyordu: Sağda Sipahiler, solda silâh-darlar,Sipâhîler'in arkasında Ulûfeciler, Silâhdarlar'ın arkasında
Garib-ler vardı; şu suretle taksim edilmiş olan ordu yüzbin kişiyi buluyordu.Akıncılar reîsi olan Mihâl-oğlu Alî Beğ düşmanın Tokat'ta yapmış olduğu vahşetlerin intikamını almak ve bütün ovadaki memleketleri tahrîb etmek üzere ileriye gönderilmişti. (Otluk beli savaşı)
Bu mağlûbiyet âtını temizlemek için Işkodra önünde toplanmış olan onbeşbin hafif süvari
askeri -irsi reisleri olan Mihâl-oğlu'nun kumandası altında olarak Dalmaçya'yı ve Karniyola'yı tahrîb etmek üzere yola çıktılar ve oralardan yirmibin esîr getirdiler.
Mehmed Boğdan'ı tahrîb etmekte iken Mihâl-oğlu Alî Beğ ile biraderi İskender Akıncılarla' Macaristan'ı ve Tuna üzerinde kâin memleketleri dolaşıyorlardı. Lâkin karşılarında Piyer ve Fransuva Dosi biraderler gibi iki müthiş düşman buldular.
Semendre'den otuz bin adım mesafede kâin Buzazis'de oniki sene evvel kral Matyas Korvinus'un dayısı Misel Silaci ile Greguvar Labata'nın esîr oldukları mahalde iki Dosi Biraderler iki Mihâl-oğlu Kardeşlerden Silaci'nin katlinin intikamını aldılar.Alî Beğ Semendre'den imdadına gelen hafif donanmaya kadar büyük müşkilâtla vâsıl olabildi,
1478 Mayısının 14üncü günü ile 15'inci günü arasındaki gece, Mihâl-oğlu Alî'nin kumandası altında sekizbin akıncı gelerek mevkii muhasara etti.
Alî Beğ'in biraderi Bosna Beği İskender,dört bin süvârî ile onu takip ediyordu;
Teşrinievvel başlarında kırkbin kişiden mürekkep bîr Türk ordusu,oniki paşanın
kumandasında olduğu halde, Transilvanya'yı is-tîlâ etti,İki Mihâl-oğlu Alî ve İskender ile iki Evranos-zâde Hasan ve İsa Beğler ve Malkoç-oğlu Balı Beğ, bu kumandanlardan idi.

Yorumlar

Başa Dön