Öyle karanlık bir gecede,
Koşuşturmaya yatkın bir heyecan,
Verilmiş bir söz olsa, /Tutulmazken,
Bu hiçbir bakış,
Derin bir acının ölümü..
Demek halen,
Dudakların aynı şarkıyı söyler,
Toplasan,
Sensiz geçen zamanlar,
Kaybedilmiş bir gökyüzü..
Gitmek nasıl bir duygu,
Yüzlerce kelimeden daha çıplak..
Neden rüzgar altında bu paranoya,
Pembe utançlar yalnızlık,
Yanaklarımda,
Gözlerindeki ıssızlık..
Yani şöyle,
Yani bilmem, yani nasıl anlatsam,
Nasıl bu kelimesizlik,
İnan ki zor iş,
Değmeden tenim,
Yüzüm,
Yani,
Sevdiğim, iki gözüm,
Dil yarasıdır yağmur kuşları..
Olmadığında,
Olmadığımı yaşadığında,
Bir vakit,
Bütün sigaraları ben içtim,
Bütün geceleri,
Bütün suskunlukları,
Aşkları, makamları,
Şarkıları yol veren dünyadan,
Dünyadan kalan yalnızlıkları,
Soğuk ama,
Işıksız..
Ben yazdım herşeyi,
Ben yazdım bu dört duvardan,
Ben okudum..
İşte sustuğun yüzüm,
Bu yüzden olmalı belki de,
Sırf bu yüzden,
Aşk dediğin ölüm..
Pencerendeki yüzüm..
Geriye dönüp bakmadan,
Bütün sabahları bırakıyorum sana..
Bütün sabahları,
Sıcak bir mavi gibi,
Dokunuşta gölgesiz..
Yırtılmış düşlerin,
Biriktiği bir kentten,
Koparıyorum kendimi,
Kopartıp yakıyorum..
Yani şöyle,
Yani bilmem, yani nasıl anlatsam,
Kelimesiz..