bu zincirleme tamlamayı kim söylemişti, ne zaman söylemişti ya da nerede okumuştum, unuttum!.. unutmak, yaşlılıkla gelen insani bir handikap...bazen adını bile unutursun...isimler, yerler, yüzler silinip gider belleğinden...buna rağmen insanın hiç unutmadığı şeyler de vardır: uykun gelince uyursun, ağlamak istersen ağlarsın, yaşadığın süre nefes alırsın, susayınca su içersin mesela...şimdi diyeceksiniz ki, bu saydıklarınız hayati ihtiyaçtır; unutmakla ilgisi yoktur. çok haklısınız, ne deyim!..
şimdi desem ki, benim unutmadıklarım arasında şu kıçı kırık elma vardır. evet vardır!..daldan düşen elmanın kıçı kırılır tabii!..hatta ay, of çektiği bile olur. siz duymamış olabilirsiniz ama, ben duydum elmanın yere düşünce duyduğu oflama sesini!..elmaları ısırdığımız zaman da aynı sesi çıkartırlar!..
kıyamam onlara, canlarım benim!...
ama benim kafamın takıldığı tuhaf bir elma var: yasak elma!.
kim yasaklamış, niye yasaklamış, hiç aklım almıyor...diyorlar ki, bu yasak elma cennetteymiş!..öyle kıpkırmızı, dalında sallanıp duruyormuş...orada yaşayan iki kişiye,
sakın bu elmayı daldan düşürüp yemeyeceksiniz!..eğer yerseniz, sizi cennetten kovarım!..denilmiş!.
gel zaman, git zaman, elma dalda, iki insanın aklı elmada!..hiç dayanılır mı, elma:
beni düşür, ye! deyip dururken dalında!.
dayanamamış bu iki insan, insanız ya!..
ellerine almışlar bir sopa, küt elma yerde!..biri ısırmış ötekine vermiş, o ısırmış diğerine vermiş derken, kıçı kırık elma bitmiş!..
siz misiniz sözümü tutmayan, yallah cennetten dışarıya!..
lakin, kıçı kırık elmanın etli yerlerini kadın, eşeleğini erkek olan kişi yemiş!..bu yüzden kadınlar etli butlu, erkekler kupkuru üremiş gitmiş!..
:))
insanoğlunun bu garip durumunu ortaya koyan çok güzel bir dize vardır; aynen şöyledir:
kadınlar ne güzeldir, yuvarlak yuvarlak
bu dizeyi, adı bende kalsın, bir şair arkadaşım yazmıştı. unutmadıklarım içindedir. her aklıma düştüğünde, kıs kıs gülerim...derim ki, cennetten kovulan kadın, yemediği elmaları, her bir yerine yapıştırıp tüymüş olmalı!..:))
o kupkuru erkekler var ya, kadınların peşinde koşmaları, bu elmalar yüzündendir herhalde!..olamaz mı yani!..onlar koşar, kadınlar kaçar!.
bir nevi koşkaç oyunudur sürer gider...
o zamanlardan bu zamanlara kadar; bu zamanlardan, kim bilir ne zamanlara kadar!..
aşk
koşkaç
bir yalan hikaye
sakın
yakalama
beni beh!..
gördünüz işte; insanlığın başına gelen bütün belalar, bu kıçı kırık yasak elma yüzündendir!.
elma falan yemeyin bence!..
:))