"Bir yazarın yazmadığı tek şey, kendi cenaze ilanıdır. Onu da başkaları halleder, merak etmeyin." – Mark Twain"

Lavem

Gökyüzünün göz kırpmasıyla yere düştük seninle Lavem. Kendini göremediğin aynaların. Kaosu sakinleştirecek çığlıkların var senin Lavem.

yazı resim

Gökyüzünün göz kırpmasıyla yere düştük seninle Lavem. Gökkuşağı tüm karamsarlığını ruhuma boşalttı sarp yağmurlar eşliğinde. Ve, acımı sana açtım kahverengi kayalıklar üzerinde. Ben ki, ölümden arta kalan sancıyı çekiyorum. Ölemiyorum. Ölememek ne acı.... Sol kulağımdan sızan acıyı duy. Sesim geceyi yırtacak kadar keskin artık... Ve, cehennemin sıcaklığı samimiyetinden. Kelebekler ölümsüz. Işık siyah. Kan mavi. Ve ben güzelim. Bunlara inan ama bana inanma.... Kendimi hapsettiğim dolunayın çatlaklarından sızıyorum sana doğru. Dindirilen acıların var, görüyorum. Yarım kalan kahkahaların. Kendini göremediğin aynaların. Kaosu sakinleştirecek çığlıkların var senin Lavem. Kasıklarında bastırdığın öfken... Ruhlarımız göçebe. Birbirimizi bulacağız. Ve o zaman karanlığın böğründen doğacak olan güneş parçalayacak göğsümüzü... ] ]

KİTAP İZLERİ

Öyle miymiş?

Şule Gürbüz

Şule Gürbüz’ün Zaman ve Anlam Arasındaki Yankısı Bir kitabı roman yapan nedir? Belirli bir olay örgüsü, gelişen karakterler, diyaloglar mı? Şule Gürbüz’ün “Öyle miymiş?” adlı
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön