Zaman Yok
(Tuğçe KARASÜYEK) 19 Eylül 2007 |
Aşk ve Romantizm |
| |
umutlarım trabzanlardan kendini bırakıyor. gişelerden geçemiyorum
trafik hiç bitmiyor.
Elbette vakit var elbette hayatım.
senin için, benim ve onlar için düşünmek için çok vakit var ben de biliyorum.
fakat üzgünüm ki benim düşlerimde zaman kavramı yok. |
|
Kim?
(Tuğçe KARASÜYEK) 19 Eylül 2007 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Sen güne sorarsan; 'kim? ' diye. Bu aciz ayrılıktan kimdir dimdik kalan? ...
Gün sana adımı, sabah rüzgarıyla hatırlatmasın! Sömürülmüş rüyalarında adım; 'gözyaşı' ve ben güçlüyüm her hüzün sonrası.
Sen mutlu kalmalısın!
|
|
Varlık
(Tuğçe KARASÜYEK) 19 Eylül 2007 |
Aşk ve Romantizm |
| |
varlığını sorgulamaya başlayacaksan öncelikle bendeki yokluğundan başla; böylece ruhumu,
yokluğunun verdiği acıdan kurtarabilirsin.
|
|
Şeytanın Askerleri
(tuğçe karasüyek) 20 Ağustos 2006 |
Toplumcu |
| |
Batmayan güneşleri o diyarların /
yorgun bir kenti buluta şikayet mi etmiş /
nedense yağmur yağıyor sürekli /
sürekli ağlıyor sözleri, yitik bedenlere geceleri /
kundakları yok yavrularının /
belli ki vakitleride yok kefenlere sarmaya /
belki dostdur bulut o diyara /
kanla yıkanan sokakları minicik gözlerinden uzak tutar cocukların /
/
böyle renkli,böyle ışıklı bir gece görmüş müdür /
köşe kapmaca en değişmeyen oyunları olanlar /
bir şölen sunulmuyor gözlerine /
vahşetin efendisi cehennemden tırsakca gülüyor /
yanan ateşlerin alacasında ölenlere /
asilliği nerede savaşanların /
en basit sürüngenden bayağı /
zafer, cehennemi istila edişleri /
sürünüyor tenleri üzerinde /
bitiyor güllerin hayatı /
ince bir köprüden alev nehrine düşeceklerken /
nasıl da yanılıyorlar /
parkelerken şeytanın askerleri /
soluk tenli, kurak çölleri /
/
barış diyarıyla övnüp duvarlara dayanıp ağlayanlar /
para etse bedenlerini satılığa çıkartıcaklar /
ucuz bir kadından farksız /
cenneti ırkına layık gösteren perişan sözleri /
cimri bir tefeci kiralık dünyalarında /
ruhları şeytana faizle bırakılmış /
vicdan, elini kana merhametle uzatanda /
sürgülenmiş cennet kapılarında vicdan yoksunu kalpleri /
daoğu ve batının en ucu kadar uzak /
farklı iki paralel çizgide /
sonsuz bir azaba yolları gebe /
/
kutsal topraklarda dost değil miydi dualarının sonundaki şükürleri /
bir zamanlar sahibi olabilmek için döktükleri kan da aktığı denizlerde dosttu /
hepsi sonsuzluğun fedakar efendisine askerlik ediyordu /
neden bazıları satılmış şeytanlara sattılar tüm verilecek sınavları /
kara bezlerle bağlı gözleriyle nasıl görsünler kaldıklarını /
duyabilselerdi bari bebekleri ardından annelerin /
ölümden umarsız ağlayışını. /
/
|
|
Delinin Mabedi
(tuğçe karasüyek) 25 Mayıs 2006 |
Soyut |
| |
Köhne şantiye, deliye bir mabetdi. /
gecelerden birinde gördü, /
amelenin birinin gündüzü dilediğini |
|
O Hiç Olmuş
(tuğçe karasüyek) 18 Mayıs 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
onun adını hatırlamıyorum /
biliyorsanız da lütfen söylemeyin /
nasıl yok oldu anlamadım /
varlığı çok sessizdi /
|
|
Masal ve Şehir
(tuğçe karasüyek) 18 Mayıs 2006 |
Çocuk |
| |
kısacık saçlarına götürdü ellerini /
ufacık parmaklarını sürüdü üzerinde /
neden saçlarına kıydırmıştı ki /
kaşlarını çatarak baktı annesinin yüzüne |
|
Sır ve Seslenişi
(tuğçe karasüyek) 15 Mayıs 2006 |
Soyut |
| |
oysa gözlerin nasıl parlıyor bak /
ruhsuz olan bakışların /
sevmeye bu kadar takılmazdın /
sevildiğini anlasaydın /
|
|
Maviyi Hala Seviyorum
(tuğçe karasüyek) 15 Mayıs 2006 |
Bireysel |
| |
Mutsuz olmaya da sebebim yok yalnızca gidiyorum ya da geliyorum ne farkeder işte yolculuklar hep böyledir.Yaşamak gibi ya da Binlerce şarkı yazmak gibi yaşamak |
|
|
Maskenin ardındakiler yüzü oluşturan kaslar ve kemikler değildir.
Fikirlerdir ve fikirler kurşun geçirmez.
Hayatın tüm sislenmişliğine,
toplumun kırılgan, ürpermiş gerçekliğine ayna tutmak ve bu aynaya yansıyanın yüzü olmadığını görmek bizi onure edecektir.
Bazı aynalar yalnızca gizlenmeye yarar, bazı maskeler ise yüzümüzü yansıtır. Asıl devrim kendi benliğimize yapacağımız yıkımdadır.
yeniden doğmak için...
Özgürlüğe düşkünlüğümüze esir olup, keskin bir döngüde parçalanmak yerine; benliği tüm rahatsız ve hasta edici artıklardan temizleyip yeniden inşa etmek daha doğru bir yola bırakacak tüm ürpertilerimizi
Ve bu doğru ile yeşeren bir beynin arkasından, asil bir efendi gibi çıkacak perdeler inince kalbimiz
Bir an olsun nefes alışından pişman olmayacaksın! Dikkat et!
Minnettarlığın gözlerinle ulaşacak tüm sevenlerine ve en sevdiğine!
Öfkeni kırbaçlayıp susturduğunda,
sözlerin senin en iyi silahın olacak ve çoğu zaman gardın
miğferi ya da kılıcı gibi onurlu bir şovalyenin
yani sözlerin azığı olacak acıkmış gecelerinin
iyi değerlendir aklındaki, dilinden aşağı kaymayı bekleyen kelimeleri
çünkü
Unutma
Söz açabilir kapılarını Kudüs'ün ya da uzun surlar diktirir.
Sen yine de kalbinin içindeki en beyaz yerde duy bir meleği
ve benim küçük sözlerimi önemseme gereğinden fazla
doğru maskeyi tak, doğru aynayı kır. doğru sözü haykır.
başın hep dik kalsın..
aksi taktirde yok oluşunu izleyemeyeceğim.
|
|