Hakan Yozcu

Kadın Olmak Zordur

Mutlu bir yaşam, huzur dolu bir yuva ister... Ailesine bağlıdır. Eşini sayar. Kendini onlara adar
Özgür değildir istese de
Gece dışarı çıkamaz tek başına, gezemez, tozamaz istese de Dilediği gibi yaşayamaz kırk yaşına gelse de Söz olur, göz olur, dedikodu olur, vuruverirler damgayı, bakmaz

İki VIzdan, Bir Bizden

Karatepede tarih ve doğa iç içedir. Doyumsuz bir güzellik karşılar sizi. Kendinizi cennetin bir bahçesinde hissedersiniz. Yeşillik, mavilik ve tarih Bütünleşerek bir aile oluşturmuşlar.
Karatepe MÖ 8. yüzyıla ait Geç Hititlerden kalma kalıntıların bulunduğu tarihi bir mekan. 1840larda keşfedilmiş. Günümüzde Milli Park haline getirilmiş.

Ara Çayhaneler

Ben buranın en eski esnafıyım diyor. Tabii burayı önce eski durumu ile karşılaştırıyor. Artık eskisi gibi tadı kalmadığını belirtiyor. Buraların eskisi gibi tadı yok. Önceden bütün halk, buraya gelirdi. Sohbet ederdi. Oyun yoktu. Gazetelerini okurlardı. Ocaklarda bütün gazeteler alınırdı. Şimdilerde oyunlu kahvehaneler açıldı. Sohbeti ve okumayı öldürdü. Gençler

Siz Hala Sigara mı İçiyorsunuz?

Ahmet Kanmazdan bahsediyorum. Benim eniştemden. Dünyanın en vefalı, en iyi insanlarından biriydi belki. Hiç kimseyi üzmez, hiç kimseyi kırmazdı. Hele çocukları çok severdi. Belki de en iyi müşterileri onlar idi. En sağlam müşterilerim diyordu onlar için.
Üniversiteyi son sınıftan terk etmişti. Tek bir dersi vardı. Hocayla

Yalnız Değilsiniz

SOS Çocuk Köyü sorumlusu Ahmet Akarsu, tüm içtenliği ile karşıladı bizi. Görevini en iyi şekilde yapan bir memur edasıyla hareket ediyordu. Kendine olan güveni oldukça fazlaydı doğrusu. Öğrencilere doyurucu bilgiler verdi. Köy hakkında geniş açıklamalar yaptı. Öğrenciler belki de böyle bir köyle karşılaşacaklarını tahmin bile etmiyorlardı. Çünkü ben

Bir Uzungöl Hatırası

Uzungöl, Karadeniz Dağlarından gelen derelerle besleniyor. Her taraf dere ve akarsu yatakları ile dolu.
Göl, dupduru. Çarşaf gibi dümdüz. Tüm yapılar ahşap. Karşı yamaçta bir köy görünüyor. Buraya Büyükköy deniliyor. Köy, biraz yukarda olduğu için turistik alanla pek fazla ilgilenmiyor. Adeta kendi dünyalarında yaşıyorlar. Göle dinlenmeye,

bir Güneşin Yeniden Doğduğu Yer: Samsun

Samsuna girerken dikkatlerimizi hemen sağ tarafımızda bulunan ve bir parka yerleştirilmiş siyah bir gemi çekiyor. Bu Bandırma Gemisi. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından onartılmış, iç kısımları tamamen yenilenmiş ve 19 Mayıs 2006 tarihinde ziyarete açılmış.

Çay ve Şenlikler Diyarı Rize

Rize, ayaklarınızın altında kalıyor. Bir ayağınız Karadenize uzanıyor, bir ayağınız da dağlara doğru tırmanan çay bitkilerine. Burada çay, o kadar çok ki alabildiğince gidiyor. Hiç boş alan göremezsiniz. En küçük bir alan bile değerlendirilmiş.

Yine Yeşillendi Fındık Dalları

Karadenizin eşsiz güzelliği ile birlikte Orduya doğru ilerliyoruz. Az sonra Türkiyenin en büyük tünelinden geçiyoruz. Ünye ile Fatsa arasında 3 bin metre uzunluğunda olan Ordu Nefise Akçelik Tüneli.
Kısa bir süre sonra Orduya giriyoruz. Karadeniz Bölgesinin muhteşem doğasını bozulmadan korunduğu Ordu ili temizliği, yeşili ve deniziyle

Maçka Yolları Artık Taşlı Değil

Maçkanın merkezinden, yukarı doğru hiç sapmadan giderseniz, 15 km sonra Manastıra ulaşırsınız. Yolda ilerlerken, yemyeşil ağaçlarla kaplı dağlar, size eşlik eder. Dereler, akarsular da sizi hiç yalnız bırakmaz.
Altındere Köyüne geldiğinizde Karadağın eteklerinde bir vadiye rastlarsınız. Burası, Altındere Vadisi. İşte Sümela Manastırı bu vadi içinde kurulmuş.

Cennet ve Cehennem

Önce Cehennem Çukurunu gezmenizi tavsiye ederim. Çünkü Cennete giderseniz burasını yorgunluktan gezemezsiniz. Yüzlerce merdiven inip çıktıktan sonra yürümeye takatiniz kalmaz.
Biz de önce Cehennem Çukurunu geziyoruz. Mitolojiye göre, Tanrıların babası Zeus, burada Alevler saçan bin bir başlı ejderha ile savaşmış. Zeus, ejderhayı yenmiş. Ve onu buraya

Stratejik Bir Türk Eli: Artvin

Dorukları karlarla kaplı dağları; ilgi çekici ahşap mimari yapı tarzıyla yeşil yaylaları; anıt ağaçları ile bozulmamış doğal ormanları; yüksek dağlarının doruklarında krater gölleri, karagölleri; Çoruh Vadisi ve kanyonları gibi çok çeşitli doğal değerleri içinde barındıran Artvin, doğa turizmi zenginliği ile Türkiyenin sayılı illeri arasında yer alıyor.

Gözlerim Kapalı İstanbul'u Dinliyorum

Necip Fazıl, bir şiirinde illa da İstanbul derken,Yahya Kemal İstanbul'un bir semtini bile sevmek bir ömre bedeldir diyor; ve İstanbul'u hep Aziz İstanbul olarak değerlendiriyor. Orhan Veli İstanbul'da gözlerini kapatarak bir musiki dinler gibi İstanbul'u dinliyor.
İşte biz de şimdi İstanbul'un tam göbeğinde, Orhan Veli gibi

İstanbul'da Bir Gün

Neler yok ki burada ki maketlerde? Anıtkabir, Topkapı Sarayı, Mevlana, Erzurum Çifteminare, Pamukkale, Efes harebeleri, Boğaziçi Köprüsü, Yerebatan sarayı... Türkiye'nin her yerindeki en önemli yapıların hepsi de burada boy gösteriyor. Saatlerce gezmekle bitiremiyorsunuz.

Eskimeyen Dostluklar

Rukiye Hanım, oldukça yaşlanmış. Ama yaşına rağmen dinç duruyor. Cengiz'i tanımakta hiç de zorluk çekmedim. Kızıl saçları ve gülümseyen beyaz yüzü kendini hemen ele veriyor. Kucaklaşıyoruz. Eee kolay değil. Otuz beş yılın hasreti var. Hacı Bey Amcayı soruyorum. "Geçen yıl sizlere ömür" diyor. Babasının ölümünü paylaşıyor benimle. Belli

Tekirdağ İzlenimlerim

Tekirdağ'da akşam oluyor. Hava kapalı. Bize göre buz gibi. Üşüyoruz. Ama burada yaşayanlar hiç öyle demiyor. Onlara göre bahardan kalma bir havaymış. Şanslıymışız. Oysa bu zamanlarda karın düşmesi gerekiyormuş.
Ben titriyorum. Üşüyorum. Ama keşke kar da yağsa diyorum. Çünkü senelerdir karın yağmasına hasretim.
Tekirdağ'da

dışarıda Deli Dalgalar: Sinop

Sinop, önce Gerze, geçince görüldü. Uzaktan el sallıyordu bize. Burnu, denize doğru ilerliyordu. Pinokyo gelmişti aklıma. Hani şu masal kahramanı. Hani her yalan söylediğinde burnu uzayıp giden tahta kahraman. İşte Sinopun burnu da öylece uzayıp gidiyordu engin dalgaları yararak, Karadenize

Trabzonda Bir Gün

Önce cennet gibi bir manzara görmek için Boğaztepeye çıkmalısınız. Burada bulunan çay bahçelerinden birinde oturup, Karadenize has çaylardan içmelisiniz. Size mis gibi semaver getirirler. Bütün Karadenizi ayaklarınızın altına seriverirler. Ilık ılık esen rüzgar altında yudumlarsınız mis gibi tavşan kanı çaylarınızı.
Sonra şehre gezmeye inersiniz. Caddeler temizdir.

Buyduk Buyduk!

Bizi, şehre girerken üniversitede beraber olduğumuz, ekmeğimizi, derdimizi, acımızı paylaştığımız kardeşim Yakup Yayla karşılıyor.
Kucaklaşıyoruz. Evinde iki gün misafir oluyoruz. Karadeniz insanının en sıcak sevgisini sunuyor bize. Misafirperverliğin en yücesini gösteriyor. Hanımı Halime Hanım, adeta etrafımızda pervane kesiliyor. Kızları Şeyma ile Maide hizmet için birbirleriyle yarışıyor.

Dikili'de Bir Kıbrıslı Türk

Bademliköyü, 1600 nüfusa sahip, küçük ama gelişmiş bir köy. Köyün hemen dışındaki plaj, burayı değerli kılmış. Burası iç turizme hizmet ediyor. Genellikle Türkiyenin çeşitli yerlerinden gelen çadırcı tatilciler bulunuyor. Bademli Köyün tam karşısında Midilli Adası var. Ada, köye o kadar yakın ki adeta köy ile iç içe. Akşamları

Başa Dön