Bengi Bir Güzel

Bazen Keremin yüreğindeki kandilmişim / Dokunanı dağlarmışım, / Bazen Aslının elindeki mendilmişim / Dokunsalar ağlarmışım... /

yazı resim

BENGİ BİR GÜZEL

Bilmem ki gönlümün sahibi
Hangi bir güzel ?
Saçları kabuslarıma pelerin
Gözleri ateş rengi bir güzel...

Cennetten bir çift inci düşmüş gözlerine
Tekmil dualarım bakışlarında kaybolmuş
Kaç kere unutmuşum, seni,
Gözlerim unutmamış...
Masmavi bir heyecan kaplamış yüreğimi...
Bir kerecik düşlerime gözlerin deyse
Kudemânın aşklarını anlatırmışım ifrite
Seviyorum seni dermişim güzel kız,
Âşığım sana, söz yerindeyse...

Aklımda cazibesi
Pençeleri pencereye düşmüş hayallerin
Dilimde türküsü akşam kokulu fenerlerin.
Ruhumun yapraklarına
Kezzaplar yağdırılır,
Bilmem kaç şiddetinde zelzeleler
Beynimin en tenha semtlerini deler...
Belki göreceğim daha neler
Duyacağım belki
Daha ne bahaneler...
Tekil bir aşk yaşayacağım ömrüm boyunca
Âteş-i aşkta eriyeceğim
Kûfî bir alınyazısı okuyacağım...

Bir ara gelirsin belki
Ama tanıyamazsın, bilirim
Gözlüklüyüm, bıyık bıraktım...

Bilmem ki gönlümün sahibi
Hangi bir güzel ?
Susuşları âbidevâri asırlara meydan okur,
Bakışları bengi bir güzel...

Makamsız şarkılar firar etmiş
Dudakların arasından
Şeb-i yeldâ bayramıymış düşlerimin...
Bazen Keremin yüreğindeki kandilmişim
Dokunanı dağlarmışım,
Bazen Aslının elindeki mendilmişim
Dokunsalar ağlarmışım...
Sesin ummanımda akseden
Bir alâmet-i fârikaymış
Dinleyeni mahv ü perîşan edermiş
Dinlemeyeni binler kere pişman
Hele, sessiz adımlarla gelişin
Bir hârikaymış...

Zirvesine çıktım,
Semâya uzanmış tepelerin...
Deryasında yüzdüm
Ayyûka çıkmış dalgaların...
Beynelmilel hisleri yazdım
Kelebek kanatlarına...
Ayaklarımı gezdirdim sokaklarda, her gece
Yıldızların saklambacını
İzlettim gözlerime
Sen yoktun orada, sen yoktun sadece...

Sermest olurum
İsmin bir dile dokunduğunda,
Nâzenîn güzeller arasında
Âsude bir prenses gibi
Hücrelerime aşkını telkin edersin
Kuzgunî bir siyahlık
Perçinler gönül ufkumu,
Zanneder görenler; serbest olurum...

Hayatım aşk mısraları yazılı bir kağıtsa
Ne de güzel olur,
Mürettipler göz yaşlarımı teksîr ettirip
Âşıklara dağıtsa...
Aynı anda ölürler
Aynı yere gömülürler

Olur ya, gelirsin belki
Ama tanıyamazsın, bilirim
Geride bir ayrılık bıraktım...

Bilmem ki gönlümün sahibi
Hangi bir güzel ?
Göz yaşları toprağa âb-ı hayat,
Kendisi güzeller hevengi bir güzel...

Her gece bir rüyadan bir rüyaya koşarmışım
Fışkırırmış yüzümden perâkende handeler
Bir tanesini yakalamak için
Dualar edermişim, yazarmışım neşîdeler...
Her âşığa bir mâşuk yaratılırmış
Benimki sensin sanarmışım
Dört bir yana seslenirmişim: Âah yâr!...
Semâdan, her gence bir yâr atılırmış,
Yapılırmış keşîdeler
Heveslenirmişim, yanarmışım
Çalar saatler,
Düşlerimin en güzel saatlerini çalarmış
Uyanırmışım...

Yüzün ziyâlara gömülmüş
Nur üstüne nurdur
Bir kez bakan
Artık, başka bir şey göremiyordur...
Mevsim kış, sene kıyamet yılıdır
Âhir zaman dergâhlarının kapısında
İsmin yazılıdır
Okuyan artık, başka kelime bilmiyordur...
Bilmezsin sen âah,
Sevdan ne kadar zordur...

Yan, ey bedbaht duygulara müptelâ beden
Git, ey müebbet aşka mahkûm olmuş akıl
O, olmayınca görmeyen göz
Yeryüzünün her yüzünde dağ ara,
Dökülecekler avuçlarımdan kum misâli...
Işıt mekânımı ey âfet-i devrân
İşte sana karanlıklarla boğulmuş
Baht-ı siyah bir mağara...
Yok et, gözlerimdeki feri
Ateşte eriyen mum misâli...
Senden gayrısını görmesinler...

Ne bir Budist duasında
Ne Mecûsi bir alevdeyim
Arama boşuna başka yerlerde
Kâf dağındaki evdeyim
Haydi, gel, kapımı açık bıraktım...

Değildir gönlümün sahibi
Herhangi bir güzel...
Huyu huyuma uygun, boyu boyuma
O, yaşımın dengi bir güzel...

Başa Dön