Bu yıl ek tercihlerde puanların beklenmedik şekilde yükselmesinin temel nedeni, rehberlik ve psikolojik danışmanlık (RPD) mezunlarının uyguladığı yanlış yönlendirme yöntemleridir. Ne yazık ki bu kişiler, tercih danışmanlığını bilimsel temellere değil, adeta kumar ve fal yöntemlerine dayandırmaktadırlar.
Tercih dönemlerinde sıklıkla şu tür tavsiyelere rastlanmaktadır:
“Sıralamanızın %75'i kadar yukarıdan hayal bölümler yazın.”
“Sıralamanızı 0.9 ve 1.1 ile çarpıp orta tercih aralığını belirleyin.”
“Son tercihlerde sıralamanızın 1.5 ila 2 katı aralığındaki bölümleri yazın.”
Bu yaklaşımlar, istatistiksel olarak hiçbir bilimsel temele dayanmamaktadır. Gerçekte bunlar, yazı tura atmak veya fal açmak kadar rastlantısaldır. Bu yüzden bu yöntemlerin sonuçlarının tutarsız olması şaşırtıcı değildir.
Nitekim bu yıl binlerce yüksek puanlı aday, bu “rehberlik falcılığı” yüzünden ilk tercihlerde açıkta kalmış; sonuçta ek tercihlerde arz-talep dengesi bozulmuş ve puanlar olağan dışı biçimde yükselmiştir.
Ben dahi, bugüne kadar hiçbir tercih analizinde yanılmamış biri olarak bu yıl üç farklı programda yanıldım. Anadolu AÖF İlahiyat bölümünün boş kalacağını düşünürken dolduğunu, Bitlis Eren Üniversitesi Gıda Teknolojisi programının 260 yerine 261 puanla kapattığını ve Hakkari Üniversitesi Lojistik bölümündeki eğilimi de yanlış tahmin ettiğimi gördüm. Bu sonuçlar, bireysel hatalardan değil; sistemi yönlendiren falcı rehberlik anlayışının oluşturduğu istatistiksel kaostan kaynaklanmaktadır.
Sonuç olarak, ek tercihlerdeki puan yükselişlerinin sorumlusu “kumarbaz rehber öğretmenlerdir.” Eğer ilk tercih döneminde bu yanlış yönlendirmeler yapılmamış olsaydı, ek tercihlerde böylesine anormal sonuçlar yaşanmazdı.