Asya Türklerinin fetihlerle kazanılan topraklarda ve adaletli hükümlerle elde edilen insan toplulukları üzerinde kurdukları tarihinin en uzun ömürlü devletinin son günlerinde genç bir asker dikkatleri çekiyor
Enver Paşa
Osmanlı Devletinin son Harbiye Nazırı yani şimdiki karşılığı ile Milli Savunma Bakanı Enver Paşa
Kısacası Enver
Bir zamanlar yabancıların Türkiyeyi Enverin ülkesi-Enverland diye adlandırmalarına neden olan son Osmanlı Paşası
Tabii ölümle değil eceli kaza ile bu dünyadan göçen, tarihten silinen, yıkılan, dağılan, yok olan o ulu devletin son kumandanı Otuz üç yaşında bir kumandan Harbiye Nazırı ve Erkan-i Harbiye Reisi yani Genelkurmay Başkanı
Enver, İstanbul doğumludur 23 Kasım 1881
Annesi Ayşe Hanım, babası ise Ahmet Beydir.
Sülalesi baba tarafından Hıristiyan Gagavuz Türklerine dayanır Atalarından ilk Müslüman olan Abdullah Kıllıya kadar şeceresi vardır Babası Manastırda Bayındırlık İdaresinde kondüktördü
Enver, 1899da Harb Okulunu, 1902de Harb Akademisini bitirdi. 30 Ağustos 1906da binbaşı oldu. Yaşı 24
Enver o yıl Makedonya İttihadı Terakki gizli cemiyetine girdi Saltanat düşmanı Makedon Grubunun baş adamı oldu.
O yıl Türkiyede İkinci Meşrutiyet ilan olunmuştu. Enver esrarengiz bir şekilde ansızın meşhur oldu, hangi sebepten bilinmez Hürriyet Kahramanı ilan edildi.
Harbiye Nazırlığı 2 Ocak 1914tur. Yaşı 33
Osmanlı Devleti o yıl, dağılması ile sonuçlanan Harb-i Umumiye yani Birinci Cihan Harbine girdi. Yenildi
Yenilen devletin kumandanı Kaçtı Türkistana gitti Hayal hurda içinde orada yeni gelişmeleri izledi Rusyada olanları göz önüne alarak 1920 Bakü Kongresine Yoldaşlar hitabı ile mektup yazıp destek istedi O sırada yeni dünya düzeni kurma hevesinde ve halkçılık iddiasında olan kongre üyeleri bu eski padişah paşasının isteklerine aldırmadılar
Balkanlar, Küçük Asya ve Arap çöllerinde yenilen Enver, Orta Asyada kalan Türkleri bir araya toplayıp büyük bir Türk devleti kurmayı amaçlıyordu
Türk milletinin o yörelerde kalmış uzak akrabalarının, Gaspıralı İsmail Beyin rüyası Türkçeyi dahi genelleyemediklerini Enver, 4 Ağustos 1922 günü Buharanın Çeken Tepesinde bayram namazından çıkarken bir suikast sonucu hayatını kaybetti.
Enver Paşanın askerlik hayatının en önemli olaylarından biri Hareket Ordusudur
Enver, Sultan II. Abdülhamidin saltanatı sırasında Makedon Grubu tarafından Selanikte hazırlanarak 23 Nisan Cuma gecesi İstanbula giren ve 24 Nisan 1909 Cumartesi sabahı İstanbulu kan ve ateşle teslim alan Hareket Ordusunun kurmaylarından biri veya başkanıdır.
Enver, o gün, 15 bin Makedon eşkıyası ile başkente giren Hareket Ordusuna karşı 70 bin kişilik devlet kuvvetini yola çıkarmayan ve Ben Müslüman kanı akıtmam, tek bir kurşun atan benim cesedimi çiğner diyerek askerlerine yemin ettiren II. Abdülhamidin Yıldız Sarayına giren ve devletin namusunu çiğneyerek bu sarayı iğneden ipliğe yağma eden birliklerin kumandanıdır. Enver o saraya daha önce damat olarak girmeyi denemişti. Beceremedi, bu defa ihtilalci-yağmacı olarak girdi.
II. Abdülhamidin o sırada kadınları, iki oğlan, üç çocuğu, birkaç yakını ve hizmetçisi ile sarayın bir köşesine sığındığını, aç kaldığını ve kendisine birkaç tayin gönderildiğini mabeyinci Cevat Bey hatıralarında yazıyor
Enver, Hareket Ordusuna Berlinden gelerek katılmıştır. O sırada Alman başkentinde 28 yaşında taze bir ataşemiliter olarak bulunuyordu İleri derecede Alman hayranıydı Bu hayranlığını Osmanlı Devletinin Almanya ile birlikte savaşı kaybetmesine kadar sürdürmüştür.
Almanlar ve Avusturyalıların para desteği sağladığı Hareket Ordusu içinde Genç Türkleri temsil ediyordu. Yani o zamanın ünlü deyimi ile Jon Türkleri Almanlar Jon Türkleri severlerdi. Bu yüzden Ramsey adında bir yazar Enver Paşanın ve dolayısı ile Hareket Ordusunun zaferini Almanyanın zaferi olarak kutlamıştır. (M. Ramsey The Young Turc Victory was the triomph of German, Zekeriya Türkmen, Ordu Siyaset Çatışması-İrfan Yayınevi-İstanbul 1993, shf. 168)
Enver Paşanın kurmay subaylığını yaptığı İşgal Ordusunda Sandinski ve Panca yönetiminde Bulgar komitecileri ve meşrutiyette devlete yıllarca kök söktürerek nice Müslüman evlatlarını Balkan Dağlarına gömen eşkıya çeteleri yer alıyordu. Almanyanın kutladığı zafer yasal bir devlete karşı bir Korsan zaferiydi.
Enver Paşa tarihimizden geldi geçti
Günahı sevabıyla tarih oldu
Kötü bir zamanın adamıydı Yaptıkları devrenin aynasıdır. Yaradan bu millete bir daha öyle devirler göstermesin, yaşatmasın
Yine de varsa hayırlarını hayırla yad etmemiz gerekir
Enver Paşanın Baküdeki III. Enternasyonalde yaptığı konuşma:
Yoldaşlar, bizi soymakla yetinmeyip, kanımızı emen ve bizi yok eden emperyalizm ve kapitalizme karşı olmaktan bugün büyük bir mutluluk duyuyoruz. III. Enternasyonalin kişiliğine, Avrupalı politikacılar gibi sahte değil ama içten ve dürüst bir müttefik tavrındayız.
Yoldaşlar, savaş boyunca en önemli mevkilerden birindeydim. Emin olun ki Almanyanın yanında savaşa girmek zorunda kalmamızdan üzüntü duyuyorum. Emperyalizmden ve Alman emperyalizminden en azından İngiliz emperyalizminden nefret ettiğim kadar nefret ederim ve bütün emperyalistlere lanet yağdırırım. Çalışmadan zengin olmayı düşünenlerin yok edilmesi gerektiği fikrindeyim.
Yoldaşlar, dünya savaşının emperyalist boğuşmasından yenik çıktığımızı biliyorsunuz. Ama, bizlerin ezilenler olarak çıkarlarımız açısından, yenilmiş olduğumuzu kabul etmiyorum, çünkü Türkiye boğazlarının kapatılmasının sonucunda, gözü doymaz çarlık Rusyasının yıkılmasına ve onun yerine, tüm ezilenlerin doğal bağlaşığı Sovyet Rusyanın gelişine meydan veren faktörlerden biri haline geldi. Su halde dünyanın kurtuluşuna giden yeni bir yolun açılmasında onun da bir payı oldu. Ezilen halklar açısından, ben orada bir zafer görüyorum.
Bugünkü kurultay, kanını ezilenlerin korunması için döken Kızıl Orduya ve Türk savaşçılarına yeni güçler verecektir. Bu Kurultay hakkın zaferi demek olan bizim zaferimize yardım edecektir. Bizi III. Enternasyonale iten yalnızca bir destek bulmak umudu değil fakat ilkelerinin bizimkilerle olan yakın benzerliğidir. Biz devrimci kuvvetlerimizi her zaman halktan, halkın ezilen unsurlarından yani köylü sınıfından sağlamışızdır.
Yoldaşlar, biz savaşa karşıyız, yani iktidar hırsı içerisinde insanların birbirlerini yemesini istemiyoruz. Ve yeryüzüne barışı egemen kılmak için III. Enternasyonalin saflarında yer almış ve su anda da bütün engellere rağmen gelmiş geçmiş en kanlı savaşlardan birini sürdürüyoruz.
Yoldaşlar, burada tamamen benim temsil ettiğim Fas, Cezayir, Tunus, Trablusgarp, Mısır, Arabistan ve Hindistan devrimci örgütleri birliği bu sorunların çözümünde tamamen sizlerle iş birliği halindedirler. Örgütler birliği bütün devrimci araçların kullanılması ile emperyalist yırtıcı hayvanların dişlerinin kırılmasının ve onların kimseye zararları dokunmayacak bir hale getirilmesinin başarılacağına kesinlikle inanmaktadır.
Yoldaşlar, bu eser için havaya kalkan eller birbirine uzanıyor. Ben sonuna kadar bizimle birlikte dövüşmek isteyenlerin elini sikiyorum; mücadele uzun olacaktır ama bizim zaferimizle bitecektir. Yoldaşlarımıza başarılar dilerim.
Yaşasın ezilenlerin birliği.
Kahrolsun bu birliğin titrettiği ezenler.