Yar (15 Şubat Şiiri)
Ömrümden ömür geçti, kavuşamadık bir türlü be yar. / Kozlarımdan kozlar geçti, gerçeklerden
Ömrümden ömür geçti, kavuşamadık bir türlü be yar. / Kozlarımdan kozlar geçti, gerçeklerden
Böyle düşündükçe de tam sırasıydı aslında… O’nu dahi anlayan birileri vardı… Rabb’inin O’nu tekrar hak ettiği yere koyması için sadece sen haklıydın demesi yeterliydi ama… Ama hala bilmiyordu. Ya affet demesine rağmen beraat edilmezse… Ya beraat edilse dahi diğerleri tarafından küçümsenirse… Ya da affetmesine rağmen ya artık O
Ne kadar bomboş olduğunuzu sizlerin yüzüne vurmak istiyorum ya da ne kadar alkolü sevdiğimden akıl oyunları yapıyorum… Hangisi doğru? Hangisi yanlış? Bilemezsin… Bilsen dahi… Ne fark eder ki? Gün sonunda olan oluyor… Anladınız mı? Anlamadınız değil mi? Ağır geldi biraz değil mi? Tekrar tekrar oku… O zaman anlarsın.
Her şey güzel bir abimin mesajlaşmasına salça olmamla başladı. Hayırdır ya, o parmaklar bir türlü durmuyor, manita işleri falan mı dedim. Çelik çıkıyor Fogo’da, onun fiyatlarını öğrenmeye çalışıyorum dedi. Hemen atladım… Nasıl ya? Bizim bildiğimiz Çelik Erişçi mi geliyormuş Kıbrıs’a dedim… Aynen kardeşim dedi…
Neydi olacağı? Otuzunuzu geçtikten sonra hala elinizde dahi kalmayan bedeniniz ile arzulanmanız mı? Öyleyse ne güzel... Allah yolunuzu açık etsin ne diyeyim.
Gün sonunda ise; konu bizim ne düşündüğümüz değil. Konu şu. Fanusu kontrol eden ne istediyse o oluyor... Bunu mesela yeni yeni fark eden portakal renkli japon balıkları da, fanus sahibi cama vurduğunda daha sevimli oluyor... Olan; tarihte belki adı dahi hatırlanmayacak, akvaryumu temizleyen ve istediği gibi yaşayan cesur
Hani diyorlar ya... Ben lafa değil icraata bakarım diye... Ben de bu kafadayımdır mesela.
Vaktiyle Sakaryaspor; kendisinin yıllar sonra en iyi seviyesindeyken, arkasını toparlayacak düzgün bir kaleciyi bir türlü bulamadı... Niye? Kalecileri hep falsoydu... Kah bilekleri burkuluyor, kah topa vurdukları için sakatlanıyor, kah ise inatları inat olduğundan, beş golü dahi kalelerine almaktan çekinmiyorlardı.
Az biraz düşündüğün zaman, fark edeceksin ki hep aynı süreç tekrarlanıyor... Her seferinde de uzun uzun tekrarlanan aynı masalları duyuyoruz... Duymamız, hatırlamamız ve o konu için kafa yormamız için de medya elinden geleni yapıyor.
Bir ülkede bir ana muhalefet lideri düşünün ki; gazetecilere saat 15:00'de büyük bir açıklama yapacağım desin. Tüm gazeteciler ve açıklamanın yapılacağı alanda bekleyen yüzlerce kişi de sık sık saatlerine bakıp heyecanlansın. Sonuç? Çoğunluğun seçtiği ana muhalefet lideri, elini cebine attı ve iktidara kırmızı kart gösterdi.
Aşk; hakkında en çok yazan, en çok gösteriş ve en çok paylaşım yapana en uzak olandır... Bu yüzden fazla kurcalamayın... Tadını çıkarın...
Halkının isteklerini yapabilmek için bedeller ödemek zorunda kalan ve tarihte omurgasız diye hatırlanacak olan bir siyasetçinin kısa bir bakış açısı
Regaip Kandili Kuran'da geçmez. Kuran-ı Kerim'de Regaip ile ilgili ayet yoktur. Bu geceler Osmanlılar döneminde II. Selim (1566-1574) zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için Kandil olarak anılmaya başlamıştır.
Bir senenin daha sonuna gelirken yeni bir seneye de merhaba demiş olduk. Her sene olduğu gibi yine bu senede de 'benim imkanım var'' gücünü ve gösterişini gerçekleştirebilmek için türlü türlü mekanlara gidilip paylaşımlar yapıldı.
Gün sonunda iyiler mutlaka kazanır evet Amma velakin; Rabb; ne derse o olur işte buna da evet Öldü derler ölmezsin Ne güzel yaşıyor derler, her gün ölürler Bu yüzden yazımın başlığı O.
Akıl var mantık var Mesela Kadına bak Güzellik yok Çekicilik yok Beden desen yaşlı teyze tadında sarkmış Sohbet desen mümkün değil Ev süpüremez edemez, eh yani erkek niye seni arzulasın?
Şöyle bir geçmişe bakarsanız eğer, hiçbir peygamberin gaddar olmadığını görürsünüz. Her seferinde ama her seferinde peygamberlerin; şartlar ne kadar zor olursa olsun, kendi kavimlerini kah anlayışla, kah ise tatlı dille doğru yola gelmeleri konusunda uyardıklarını hatta yalvardıklarını dahi görürsünüz.
Orta Doğu bataklığında yaşayan insanların; ister seve seve, isterse bedel ödeye ödeye kabul etmeleri gereken bir durum var. Nedir o? Bu topraklarda ya avsındır ya da avcı
Suriyede yeni bir süreç başlayacak ve bu süreçte olacaklar hakkında dilerim ben yanılırım, Suriye halkı da çok mutlu olur fakat öyle olmayacak gibi görünüyor demeden de edemeyeceğim.
Beyin; sen ne güzel şeysin Edep; kin duymasa bari.
Deneme ve elestiri agirlikli yazmayi seviyorum.
Yazarlik konusunda belli bir gecmis, tecrube ve ornek aldigim birileri yok. Ayrica prezentabl da degilim. Belki de bu yuzden yazmayi seviyorum.
KKTC
Karamsarlik ve realite arasindaki aydinlik bir cizgide bir seyler karalamaya calisiyorum.
Machiavelli, Nietzsche