Hakan Yozcu

"48 Saat" Üzerine

Romanda, hasta bir katilin kurbanlarını kaçırdıktan sonra onunla yakından ilgisi olan bir kişiye telefon açarak "Bu kadını neden kaçırdığımı kırk sekiz saat içerisinde bulabilirsen kadın yaşar. Eğer bulamazsan, ölür." şeklinde haber vermesiyle başlayan cinayetlere yer verilir. Tabii, polise haber verildiği anda kadının anında öldürüleceği ve bunun sorumlusunun da

"Kırmızı Pazartesi" Romanının Düşündürdükleri

Kırmızı Pazartesi romanı, Kolombiya'nın bir şehrinde işlenen bir cinayeti anlatıyor. Daha romanı elinize aldığınızda içine bakmadan dahi kapağı sizlere bir mesaj veriyor. Kapak kahverengi renge hâkim. Kapakta ilk göze çarpan düzgün giyimli, fötr şapkalı, ellerinde birer bıçak olan ikiz kardeşler oluyor. Hemen arkalarında beyaz bir yatak. Yatağın üzerinde

"Bitemeyen Proje" Üzerine

Bitmeyen Proje romanı üç kişi tarafından yazılmış. Bunlar Kevin Behr, George Spafford ve Gene Kim. Çevirmenliğini ise M.Sinan Alpsoy yapmış. Kitap, 2016 yılındaTimaş Yayınları arasında roman dizisi olarak yayınlanmış. 512 sayfalık bir kitap.

Cevahir Caşgirden "100süz Şiirlerim"

Cevahir Caşgir, 2009 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünden mezun oldu. Mezun olduktan sonra Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarına girerek sözleşmeli oyuncu olarak görev yapmaya başladı.
Caşgir, her ne kadar bir tiyatro sanatçısı ise de onun edebiyat yönü de çok kuvvetlidir. Şiiri çok seven Caşgir, daha

"Beyaz Gemi" Aytmatov

Eser için masalla gerçeği birleştiren bir roman diyebiliriz. Öyle ki roman mı okuyorsunuz; yoksa bir masal kitabı mı farkına varamıyorsunuz. Kendinizi adeta bir masal dünyasında buluveriyorsunuz. Roman kahramanı ile birlikte siz de adeta bir çocuk oluyorsunuz. Sanki romanın kahramanlarından biri de siz imişsiniz gibi düşünüyor ve çocuğun anlattığı

Çakırcalı Efe Üzerine

Çakırcalı Mehmet Efe de bunlardan biridir. Küçük yaşta babasının öldürülmesi, babasının intikamının alınması için toplumun ona yaptığı baskılar ve babasını öldüren zaptiye çavuşunun ondan çekinmesiyle ona çeşitli iftiralar atıp hapse girmesi için çaba harcaması üzerine hapiste yatıp delil yetersizliğinden çıkması sonucunda dağlara çıkıp eşkıya olması anlatılıyor.

sabahattin Alinin İçimizdeki Şeytan Üzerine

Biz, bu yazımızda Sabahattin Alinin 1940 yılında yayımladığı İçimizdeki Şeytan adlı romanı üzerinde duracağız. İçimizdeki Şeytan, Sabahattin Ali'nin biraz toplumu, biraz da insanın kendisini sorguladığı eseridir.
İnsan, genelde yanlışa düşer. İçinden bazen farklı yapılması, farklı düşünülmesi gerektiği hissi doğar. Yani içimizden bir ses bizi yönlendirmeye çalışır.

Vefa Arayan Şairden

simlerdi. İsimler, Öz Türkçe diyebileceğimiz türden isimlerdi. Kimileri tarihimizden alınmış bazı kahramanların ismi, kimileri etrafımızda gördüğümüz, yakinen bildiğimiz, tanıdığımız eşimizin, dostumuzun, arkadaşlarımızın isimleri idi. İsimlerin halis Türkçe olmasına dikkat edilmişti: Oğuzhan Göktürk, Ülkü, Alp Amca, Ayperi Hanım, Kürşat Yiğit, Bengisu, Fatih Özmen, Timur Özmen, Gökçe Özmen, Melek Kutlu

Diyetisyen Olmak

Şükriye Hanım, sarı saçlı, uzun boylu, güler yüzlü biriydi. Bizi de sempatik bir hal ve güler yüzüyle karşıladı. Oturup biraz sohbet ettik. Derdimizi, düşüncelerimizi anlattık.
Kendisi Kıbrısta okuduğunu, Kıbrısı ve Kıbrıslı Türkleri çok sevdiğini söyledi. Yakın Doğu Üniversitesinde Beslenme ve Diyetetik okumuş. Yani bizim tabirimizle diyetisyen.

İskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluğu

güzelliğini göstermekti. Sadece iyi vakit geçirtmek değildi niyetimiz. Çünkü biliyoruz ki; tiyatro sadece eğlendirmez. Seyircimizi güldürüp eğlendirirken çağının gerçekleri ve insan doğasının acımasız olabilecek yönüyle de yüzleştirmekti, amacımız. Var olan gerçekleri kimi zaman komediyle, kimi zaman trajediyle sunduk seyircimize. İçtenlik, temel ilkemiz oldu.
Tiyatroya gönül veren

Sosyolog Nihal Salman İle Aile Üzerine Bir Sohbet

Kadına toplumda büyük bir görev verilmiş. Yuvayı dişi kuş yapar derler. Buna dayanarak kadına büyük bir yük verilmiş. Yüzyıllardan beri kadın, geri plana atılmış. Ailesine bakmak, çocuk bakmak, erkeğin arkasında olmak
Yıllarca erkek ile kadın yan yana gitmezdi. Kadın erkek eşitliği yeni yeni konuşulmaya başlandı. Kadın

Erdinç Akgür İle Devlet Tiyatrolarını Konuştuk

Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarının 21 yıldır salonsuz olduğunu ve çok zorluklar çektiğini anlatarak Salon olmadan olmaz. diyor. Devam ediyor: Bazı projelerimizi gerçekleştirebilmek için salonun olması şart. Salon olmazsa projeler de hayat bulmuyor. Başkalarına ait salonlarda hep sorun çıkıyor. Her gün dekor kurup bozmak zorunda kalıyor

3\. Dünya Savaşı mı?

Iraka elini kolunu sallaya sallaya giren Amerika Türkiyeye de öyle giremeyeceğini çok iyi biliyor. Türk milletinin vatanını canı pahasına sevdiğini ve ölümüne onu koruyacağını çok iyi biliyor. O nedenle Türkiyeye bulaşmıyor. Sadece küçük küçük manevralarla yoklamalar çekiyor. Ama ondan öteye gidemeyeceğini de çok iyi biliyor.

Kktc Çukurovalılar Derneğini Ziyaret Ettim

Çukurovalılar Derneği, surlar içinde bir kahvehane köşesinde kurulmuş bir dernekti. Biz yönetime gelince derneğe hayli mesafe kazandırdık. Dernek bir köşede unutulmuştu. Biz, derneği aktif hale getirdik. Alt yapıyı oluşturduk. Geliştirdik. Derneği bir binaya kavuşturduk

Sessiz Çığlık Üzerine

271 sayfa tutan eser, şairane bir üslup kullanılarak şiir dili ile yazılmış. Her cümlesi, dizeleri andıran, insanı bir şiir bahçesine sokan, duyguları yoğun bir şekilde dile getiren, yüreklere hitap eden, her satırda gözyaşlarına gark eden samimi, içten söylenmiş, ağıt gibi yakılmış sözler, ırmak gibi akan, su gibi akıp

Sanatçı Mehmet Samer İle Tiyatro Üzerine

Samer, Dramanın eğitimde olması gerektiğini, öğrencilere küçük yaşlarda tiyatro eğitiminin verilmesi gerektiğini, böyle olursa kendilerini daha iyi hissedeceklerini, toplum içinde nasıl davranacaklarını öğreneceklerini belirtiyor. Devam ederek Çocuklarla çalışmanın farklı bir yöntemi vardır. O nedenle uzman kişilerle çalışılması gerekir. Tiyatroyu bilen ve o eğitimi alan kişilerle çalışılırsa başarı artar

Erzincan Yöresi Alevileri

Filiz Kırbaşoğlu, eserin önsözünde Erzincan Üniversitesine geçeceğim zaman, Erzincanda yaşayan Alevilerle ilgili bir çalışma olmadığını görünce bu kitabı hazırlamaya karar verdim.
Alevilikle ilgili bir çalışma yapmak istememin en büyük sebebi ise Aleviliğin eski Türk kültürünün izlerini taşıdığına olan inancımdı. Bu çalışmamla hem bu izleri sürmeyi; hem

İlk Yerli Operamız: Arap Ali Destanı

Eser, her haliyle mükemmeldi. Mükemmelin de ötesindeydi. Her şey ustaca düşünülmüş ve büyük bir profesyonellikle tasarlanmıştı. Müziklerden tutun, kostümlere, dekoruna, ışıklarına kadar her şey çok güzeldi. Hele de canlı orkestra, mükemmelin de üstündeydi. Öyle ki Orkestrayı mı dinlesek, oyuncuları mı izlesek? şaşırıp kalıyorduk.

Başa Dön