Beyaz Sessizlik
Onlar oradaydı. Güneş tozlarının yer yer erittiği, öbek öbek serpiştirilmiş kar kümelerinin arasından kara toprağın içerisinden fışkırmış kardelenlerdi. Öyle güzel öyle muhteşem.
Onlar oradaydı. Güneş tozlarının yer yer erittiği, öbek öbek serpiştirilmiş kar kümelerinin arasından kara toprağın içerisinden fışkırmış kardelenlerdi. Öyle güzel öyle muhteşem.
Bunların yanında küreselleşmenin bir sonucu olarak kültür etkileşimi ve sınırlarımızdan giren yabancı kelimelerin Türkçe eşdeğerlerinin yerine konulmasında yaşanan gecikme yada umursamazlık bir garip iletişim dilini ortaya çıkarıyor.
Her şeye rağmen Törük Utca’nın tepesindeki türbeden, yeniden kilise çanlarına dönüştürülmüş Kanuni’nin top güllelerinden başka iz taşımayan Estergon’a kadar ulaşan Tuna Nehrine, gül yaprakları döküldüğünü görmüyor kimse.
Kendilerini yönetemeyen toplumlar başkaları tarafından yönetilmeye mahkum olur...
Güneşten arta kalan ince bir çift kızıl çizgi, günün kapanış perdesini çeker gibi yerini yavaş yavaş yağmur yüklü ağır bulutlara bırakıyor.
Kar taneleri esrikliğinde dökülen notalar eriyip kanımıza karışıyor ve sonra arka sokakta soylu Tuna’yla birleşip çağlıyor.
Ankara