İsmail Sarıgene

Sevdanın En Eğik Harfiyle Gülümse Bana / Aşkın Elif Halindeyim

Sana ve aşkına kasteden ellere kurban edileceksem, müsvedde kalbim hazırdır sevgili Yakılacaksa tam orta yerinden, ilmeklerimi sen ilmekle kefenimin. Ben seni aşkın Elif halinde sevmişken yeksenak bir ölümün ellerinde sana can vermek en büyük dileğimdir sevgili.Bilirsin senden önceki hiçbir uykum vapur sesinde uyanmadı ve hiçbir zaman diliminin denize

Ölümün Öldüğü Bir Şehre Götür Beni

Bayat ekmeğin üzerine sürülmüş acılarla geçiştirilmiş öğle paydoslarında sevdim seni.Gazoz kapaklarından alıntı yaptığım filintalı, şatafatlı sözlerle değil Anadolu’nun küçük bir kasabasının yarı bozuk yarı argo şivesi ile anlattım seni. Soğuk bir kışın izlerini barındıran demir sefer taslarına konmuş yemeklerden önce aç karnına içtim gözlerini. Gasp edilmiş çocukluğumu ararken

Sen / Yüreğimdeki Coğrafyanın Güneşe Bakan Yanı

Ellerimle bir umutla ektiğim güller soldu artık. İçtiğim sular, özlediğim duraklar unutuldu. Sesin kaybolmuş tüm şarkılarda..Söyle hadi bu sensizliği hakedecek kadar ne yaptım sana. İç cebimde reddedilmiş yüzümün suretini ararken hangi katil beni nufüsuna kabul eder ki. Hangi geçmiş beni karanlığında gusl,eder ki ? Ve hangi toprak hangi

Gözümü Kapadım / Yakala Beni Ey Aşk!

Yüreğimin cümlelerini gözlerine sırtlanan kadın,
Kollarının güçsüzlüğüne bıraktım iki gözyaşı boşluğu çocukluğumu.Kağıttan gemi bile yapamayan ellerimle bir bahar çizdim gözlerinin en küçük bahçesine.Kirpiklerinin ıslaklığına dayanamayan köprülerin dibinde sorguladım ellerinin sıcaklığından yoksun gözlerimi.Sesinin yokluğunu yaşatma bana..Büründüğün yokluğu kaldır üzerinden..Düş senli düşlerime..Geceye yıldızları sererek gel gözlerime..Biliyorum ki; güldün

Özlediğim Kadar Sensin / Sevdiğim Kadar Bensin

Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi,
Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum

Beni Öldürdükçe Sen Hayatlandın / Oysa Ben Sana Ölüyordum

Biliyorum , bir gün öleceğim..Ama senin için değil; senin gibi kirli yüzü temize çekmenin ağır bedelini ödeyemediğim için..Sen kanatlarımı kırarken ben seni hayata nakışlandığı zannederdim..Ne kadar büyük yanılgının içindeymişim meğer..Sana gelen her yol benim sonummuş..Şimdi git sevgili diyeceğim ama beni öldürmeden gitme..Gitme...Kendini bende arındırmışken niye öldürmedin beni...İçimdeki cocuğu

Sen Kadar Yaşadık / Biz Kadar Öldük

Sen..Ben..Bir de biz…Biz ki bu sevdaya başlamadan sonumuzu çizen iki kahramandık sırtları hiçbir zaman birbirine dayanmayacak..Biz ki tek umudun peşine takılıp ölümü birbirimizin dudaklarından içen iki kurşunduk girse de yüreğimizin en derine…Kanasa da gövdemiz gözlerimiz hiç acımayacak...İki yoksulduk biz gözlerimizde sevdamızın varlığıyla zenginleşen..Tek bir yolduk avuç içlerimizden düşüp

Git / Kapılarımı Yüzüme Gömerek

Git / Kapılarımı yüzüme gömerek…
Hakkım helaldir artık / gidebilirsin…Ha unutuyordum az daha..Gitmeden içinde birikmiş nice yalnızlıkları savur yüzüme..Babamdan yadigar bırakılmış emanetine yerine getirememiş birisi olarak helalliğimi sardım beyaz duvağa, suratını benden uzaklara çevirebilirsin ..Kapıyı ardına kadar açık bıraktın..Gitmene ramak kalmış..Benim gözlerim artık sana yabancı..Daha fazla

Başa Dön