|
• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
461
|
|
|
|
Elimde olsa, hayatýmýn hangi karelerini silmek isterdim, diye düþündüm bugün... |
|
462
|
|
|
|
Bu çocuklar iþte baba... Beni bunlar kandýrdý. Önce 'gel kaðýt helva yiyelim, sonra da çift kale maç yaparýz' dediler. Gittim. Ýçimden öyle geldi gittim |
|
463
|
|
|
|
Resim Altý yazýlara devam ediyoruz... Ama þimdi söz sizde... Bu resmi iki-üç cümleyle nasýl anlatsak acaba? |
|
464
|
|
|
|
Yazabildiklerim; yazamadýklarým ve yazamayacaklarýmýn yanýnda o kadar az ki... Cüce gibi görünüyor dev acýmýn yanýndaki kelimeler...Ne anlatsam, ne söylesem boþ... Güneþlerin doðduðu evrende seninle kavuþmaya dair umutlarým gri lekelerle dolu, loþ... Rahat uyu canözüm annem, hayat kataným, ömrünü adayaným...Elle tutulur, gözle görülür olmasa da; kýzýnýn yüreðinde capcanlý yaþýyorsun hala...Anýlarýnla, analýðýnla sonsuza dek olacaksýn yanýmda... |
|
465
|
|
|
|
Manevî deðerlerimizi günlük hayatta korumak... |
|
466
|
|
|
|
Derin bir sonsuzluk rüzgarý, müziðin solgun týnýlarýna dokundu.. Söylediðin þarký, kalbindeki hüzne yeni bir ayna tuttu..
Bu, gerçeðin elle tutulur ve birbirinden ayrýlamaz parçalarýnýn deðiþmez armonisiydi aslýnda..
Þekil deðiþtiremez ve yaþamýn ýlýk rüzgarlarýnda kaybolamaz bir gerçeklikti. Göðün ve yerin birbirinden ayrýldýðý nokta kadar görünmez, sevincin ve hüznün birbirine kenetlendiði, ufukta görünen iz gibi belirsiz..
|
|
467
|
|
|
|
21-24 nisan 2011 tarihleri arasýnda, þehir merkezindeki havuzlu çarþý bitiþiðindeki ara sokaktan girilerek ulaþýlan ve halk arasýnda da artýk “sanat sokaðý “ diye anýlmakta olan meydanda ; iskenderun kültür ve sanat þenliðini, iki dernek ortaklaþa bir þekilde gerçekleþtirdik. |
|
468
|
|
|
|
Evet susturuldum. Yok yok, kimse kapýma gelip aðzýmý kapatmadý henüz. Ancak anladým ki yüreðimde bir kazý yapýlmasý halinde bulunacak “ucundan tutacak hiçbir þey kalmadý mý!” sorgusundan müteþekkil silah ve mühimmatým suç yeni tanýmýnda. Susturuldum ve sustukça büyüyor Ýçimde telafisiz susmalardan derin bir yara
Kanayan kýrýklarý canýmýn kelimeler…
|
|
469
|
|
|
|
Bazen buz tutmuþ olsa da o pencere, inanmaktan
vazgeçmedim, sýcacýk bir ateþin alevleri vardýr diye içinde bir yerde... |
|
470
|
|
|
|
Kucakla beni çocuk yaným
Koþ Nirvana seni yakalamadan.. |
|
471
|
|
|
|
... bir anda, öyle birdenbire... |
|
472
|
|
|
|
“akþamýn olduðu yerde
bekle diyorsun,gelmiyorsun” |
|
473
|
|
|
|
Ölüm þimdi bir beyaz melek, gözümün görmediði diyarlarda uçan,
Sen, son bir kez bile martýlarýn kanatlarýnda can bulamayacak olan…
|
|
474
|
|
|
|
Biz, kýþý da severiz; onun getirdiklerini de. Ama, kuþlar üþümesin, çocuklar üzülmesin asla. O zaman hayallerimiz de üþümez, bedenlerimiz de… Buðulu günlerimize bereket yaðsýn gökten. Sobamýzýn nefesi sýcak, çaydanlýðýmýzýn buðusu bol olsun…
Ankara, 29.12.2011 Ý.K
|
|
475
|
|
|
|
Öldüðümüz an imzamýzý da atmýþ oluruz yaþam mektubumuzun altýna. Sizce kime yazýlmýþtýr mektup ? |
|
476
|
|
477
|
|
|
|
Bu yazým Tanrýlar Þehri ve Motosiklet Günlüðü filmlerini izledikten sonra oluþmuþtur.Tabii etkilendiðim baþka þeyler de var, örneðin Yiðit Okur’un Piç Osman’ýn Pabuçlarý adlý kitabý. Ýki film için de söylenecek çok þey var. Acý ve nedeni üzerinde kýsa bir süre düþündüm sadece ve düþüncelerimi paylaþmak istedim sizlerle. Okuyan herkese vakit ayýrdýðý için çok teþekkür ederim.
Cee oyunu gibi deðil hayat, sað gösterip, soldan vuruyor. Saklansan da kaçamazsýn bulur seni her yerde, çöküp göðsüne indirir sillesini, sesin soluðun kesilir, duyulmaz olur nefesin. Düþün, düþün yarýlsa da baþýn, açlýktan þiþse de karnýn, yok baþka çaresi, sende herkes gibi yaþamak zorundasýn. Madem ki geldin bu hayata, bir baltaya sap olmalýsýn. Ne iþ yaptýðýnýn önemi yok, kimliðinin, cinsiyetinin, milletinin, inançlarýnýn da önemi olmadýðý gibi. Sadece sen de herkes gibi üzerine düþeni yapmalýsýn. Olmayan iþi yoktan var edip, çekip çýkarmalýsýn.
Boþuna arama bir umut, yaslanýlacak bir omuz, gözünün yaþýný silecek bir el, sen de herkes gibi mahrumsun bundan. Artýk anne diye aðlamalarýn bitti, annen duyabilecek olsa bile sesini, zaman o zaman deðil þimdi.
Öl ya da öldür diyecekler yeri geldiðinde sana. Hatta ödüllendirecekler belki seni, can vermenin senin iþin olmadýðý, almanýn da sana düþmediðini bildiðin halde, yaþamak gerektiðinde ya çekeceksin tetiði ve öldüreceksin karþýndaki ile birlikte kendi benliðini, ya da” Ýnsan bir kere;korkaklar her gün ölürmüþ.” diyerek kurþunu çevireceksin kendine ...
|
|
478
|
|
|
|
Neden sonsuzluða ulaþmak için yaþamýn çýkmazýný göz ardý ediyoruz. Evet, yaþamýn çýkmazý diyorum. Çünkü ölümün sonsuzluðundan önce yaþamýn girdabý var. Düþtükçe uzayan dibi olmayan derin kuyu. |
|
479
|
|
|
|
Yararsýz iþlerle uðraþmak, dinden uzak cahiliye toplumunda kullanýlan ifadesiyle "zaman öldürmek" insanlarýn çok yaygýn yaptýklarý bir davranýþtýr. Ancak mümin, Allah’ýn lütfettiði vaktini, yine O’nu anarak, yarattýklarý üzerinde derin düþünerek ve O’nun dinine hizmet ederek geçirir. |
|
480
|
|
|
|
Eve git. Annenin karnýna. Unutma; Tanrý kovdu oradan seni.
Ýnadýna boþ ver. Ýnadýna kapan geleceðine, yaslan kendine.
|
|
|
|