Zeus'u Kızı.; Hapishane Lahmacunu
Nereden sıfırladığınızın bir önemi yoktur yokuş aşağı gidiş yapıyorsanız #zeuskız
"Yazmak kolaydır; çünkü düşündüğünün tersini yapabilirsin. Okuyucu ise bu tersliği bulmakla meşguldür." – Franz Kafka"
"Yazmak kolaydır; çünkü düşündüğünün tersini yapabilirsin. Okuyucu ise bu tersliği bulmakla meşguldür." – Franz Kafka"
Nereden sıfırladığınızın bir önemi yoktur yokuş aşağı gidiş yapıyorsanız #zeuskız
Bir insan her şeyi bildiğini nasıl sanabilir? Şöyle ki internetin nimetlerini saya saya bitiremeyenlerdenseniz biraz sizi üzeceğim.
26 Ocak /Saat 08:58
İstanbul'da çarşaf görünümünde buz gibi suda 1093 metre yüzmek...
Bu aziz millet dersine çok iyi çalışmış.
Bu millet Tunus’u görmüş…
Mısır’ı görmüş.
Libya’yı görmüş.
Bu millet Suriye’yi, Bahreyn’i görmüş…
Çocukluğu yaşayamamanın nedeni ise küçükken yeterince oyun oynayamamaktan gelir. Oysa hangimiz çocukluğumuzda Çelik Çomak, Uzun Eşek, Birdir Bir, Evcilik, Saklambaç, Yağ Satarım Bal Satarım ve şu anda aklımda olmayan birçok oyunu oynamadık.
İşte o dönemde oynadığımız bu oyunlar, aslında bizi geleceğe hazırlayan, şu andaki mesleklerimize adım
Şunu anladım ki sevgili günlüğüm; kimsenin derdi kimsenin umurunda değil.”Benim derdim inekle dana, kadının derdi sürmeyle kına.” hesabı.
Geceler başka bir alem... Fakiriz, yoksuluz ya, çünkü herkes öyle söylüyor, oysa tüm eğlence yerleri dolu, mekandan mekana gidip eğlenenler var... Sabaha kadar içkiyle coşup eğlenenler var... Aldığımız maaş yetmiyor ya...
“Para veren altın bulsun” atasözünü hatırlayanınız var mı?
Peki, “Para veren altın bulsun” atasözü ya da deyimi niçin kullanılır?
Siz de bilirisiniz ki, alış-veriş sonralarında veya borç ödemelerinden sonra para verdiğiniz kişi veya kişilerce en çok zikredilir bu söz…
Daha açık bir
alkının elinde bir düdük olurdu. Bunu, yanından hiç ayırmazdı. Yoldan geçen her araca bu düdüğü çıkarır ve gidene kadar çalardı. Araçta kim olursa olsun onun için fark etmezdi. Kendisi Buradan geçerken, buraya uğramayan, selam vermeyen, bakmayan bu düdüğü yer derdi.
Daha ziyade eski bürokratlardan, emekliye ayrılmış
Beklenmedik bir kriz için önceden bir hazırlığınız yoksa, kriz yönetimi yapamıyor, riskleri kestiremiyor, gereken önlemleri alamıyor, dış siyaseti bilmiyor, emrinizdekileri yönlendiremiyor üstüne üstlük bir de çelişkili açıklamalarla ortalığı birbirine katıyorsanız
Haksızsam kes kafamı kopar, akan kanın rengi kırmızı değilse sen haklısın.......
Hossuko’nun bahsettiği haber mi acaba?
“İçerisi yarılarak bomba yerleştirilen odunlar evdeki sobada patladı. 2’si ağır 7 kişi yaralanırken evde büyük hasar meydana geldi. Jandarma, odunlukta da bomba ile tuzaklanmış başka odunlar ile bir matkap buldu. Soruşturma derinleştirilerek sürdürülüyor.”
Vay be Hossuko dalga geçmemiş demek…
Kapıyı hızla çekip Daha da durmam burada diye bağırıp evden çıkıyorum. Garaja iniyor, arabama biniyor ve cıvıl cıvıldır şimdi diye düşünerek caddeye doğru sürmeye başlıyorum. Olanları düşünmek istemiyorum. Sadece araba sürmek ve uzaklaşmak istiyorum.
O yıllarda TRT de oynayan Amerikan dizi ve filmlerinde sizin de dikkatinizi çekmiştir mutlaka, oyuncular birbirlerinin suratlarına yaş pasta fırlatırlardı... Biz de, bizim filmlerde olmaz böyle şeyler derdik. Garibimize giderdi o sahneler, o fırlatılan pastalar birer nimetti bizim için, hala da öyledir.
1 Mayıs’a örgütlü bir biçimde katıldıklarına ilk kez tanık olduğum, kocaman pankartlarının ardında, futboldaki sömürüyü algılamış, isyan eden taraftar grupları… Kolejliler ve Vosvosçular… Evet bu örgütlenmeleri, Taksim kutlamalarında, ben ilk kez görüyordum.
Oyuncuların, sinemacıların ve aklınıza gelen her meslek grubunun kortejleri de her zamankinden kalabalıktı…
Çoğu zaman işten eve geldiğinde çocuklarını uyumuş görür, yine de yürek durmaz yerinde, gider uyuyorken çocuklarının saçlarını okşar, kokularını ciğerine çeker, elbiselerini sever, başlarında dua eder. Hele de hastalanmaya, ateşler içinde kalmaya görsün çocuklar, başlarında her zaman anne ve baba vardır...