"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Eleştiri

Gazeteciler Bahane, Milletvekiline Kıyak Şahane

SGK yasası çıkartılırken, bu emekçilerin yıprandığı anımsandı. Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilere, yıpranma payı armağan edildi; yasa çıktı. Fakat, kıyak emeklilikte, ek ödemelerde yapıldığı gibi fırsat bu fırsattır deyip yasaya milletvekilleri de sokuşturuluverdi. Böylece onlar da çok yıpranan meslek grubunun içine girdi bir hamlede.

Şinasi Özdenoğlu'nun Türkiye Sevdası

Son dönem Türk şiirinin köşe taşlarından birisidir Şinasi Özdenoğlu!.... Gümüşhanelidir köken olarak!... Şairliğinin yanında yazardır da… Güçlü bir kalemi vardır. Siyasal Bilgiler ve Ankara Hukuk Fakültesi mezunudur. Ben oldum olası hukukçuların şiire ve edebiyata olan tutku derecesindeki bağlılıklarına hayret ederim. Bir o kadar da takdir ederim bu ince

Dumana Boğulan "Romeo ve Juliet"

Oyunda en çok zevk aldığım sahneler, birinci bölümde Mercutio (Gürol Tonbul), Romeo (Tamer Yılmaz) ve Benvolio'nun (Mehmet Demiralp) bir arada olduğu sahne. Dumanın olmadığı, gök gürültüsü efektinin duyulmadığı, müziğin sesinin açılmadığı “sessiz sakin bir beş dakika”. Bu üç sanatçı “sadece oyunculuklarıyla”, beni alıp Romeo ve Juliet oyununa götürdüler.

Başkan Gümrükçüoğlu'yla Sabah Kahvaltısı

Bilindiği gibi ocak ayının 10. günü “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor. Bu vesileyle Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon’da görev yapan basın mensuplarıyla sabah kahvaltısında buluştu. Dizgicisinden imtiyaz sahibine kadar, basınla bir şekilde ilişkili olan herkes Zorlu Grand Otel’deki sabah kahvaltısına davetliydi. Ben de Trabzon’da yirmi

Suçlusun Başkan!.. Suçlusun!.. "Siyanüre, Taşeronlaşmaya, Koyların, Suların Satışına Hayır!" Denmez ki...

Orası Dikili. Belediye Başkanı genç bir adam, Osman Özgüven.
Ümüğüne çökülüp soluksuz bırakılan demokrasi güçleri için bir oksijen tüpüydü o zaman Dikili. İnsanlar yalıtılmışlık ve boğucu yalnızlık duygusunu aşmak için orada bir araya gelmeye çalışıyorlardı. Sonraki yıllarda bu etkinliklere Türk-Yunan dostluk çabaları da eklendi.

Üç Türlü İnsan

Üç türlü insan vardır. Leyleklerin getirdiği insanlar birinci gruptur. Bunlar bol bol lak lak ederler. Burunlarını her şeye sokarlar. Kibirli kibirli yürürler. Gezerler tozarlar. Yüksekten uçarlar. Zengin ve gösterişlidirler.
İkinci grubu dünyaya kargalar getirir. Bunlar leş yerler. Bu yüzden ölümü ve savaşı çok severler. Barıştan nefret

Kentlinin Otobüse Binme Kuralları

Oysa büyük şehirlerde daha çok kalabalıklar var.
Büyük şehirlilerin/kentlilerin bu konuda yoğunluğu bizimkilerden kat be kat fazla olmasına rağmen onlar bizim bindiğimiz gibi binmiyorlar otobüslere…
Onlarda kural; herkes sırasına bekleyecektir…
Otobüs var ya da yok; tek sıra halinde, (ya da çift sıra)

Perşembe Yaylasında Yaşama Rehberi

günümüzde yayla kültürü büyük ölçüde insanın hava ve ortam değişikliğine olan ihtiyacından kaynaklanır. bunun dışında; sağlık, dinlenme, tabiata tutkunluk, geçmişe saygı, modernliğin iticiliği gibi insanları yazın yaylaya atan pek çok neden vardır. artık geleneksel yaylaya göç olgusu değişmiştir. iklimin ve sosyal koşulların değişmesiyle sayıları az da olsa kimi

Başa Dön