Komplo Teorileri No: 828
Büyük Marmara Depreminin bu gece olduğunu düşün Sallanalım da sallanalım O anda çaresizce dualar edelim de edelim Peki ya sonra?
"Gelecek, önizlemesi yapılmamış bir film gibidir. Umarım fragmanı daha iyi olur." - Woody Allen (kurgusal alıntı)"
"Gelecek, önizlemesi yapılmamış bir film gibidir. Umarım fragmanı daha iyi olur." - Woody Allen (kurgusal alıntı)"
Büyük Marmara Depreminin bu gece olduğunu düşün Sallanalım da sallanalım O anda çaresizce dualar edelim de edelim Peki ya sonra?
Dinin, sömürüldüğü ve suiistimal edildiği Facebook paylaşımlara dikkat etmeli ve bunun yarattığı tehlikeyi göz ardı edilmemelidir. Buna dur demeli, hayat gerçekliği olmayan paylaşımların önüne geçilmeli ki değerler, değersizleştirilmesin.
Bazen iki insan aptallıklarını tartışırlar. Tartışmayı kazanan ise daha çok aptal olduğunu ispatlar böylece. Türkiye'de tartışmaların geneli böyledir işte. Türkiye'de hep iki taraf vardır. Sağcı ile solcu gibi... Leyla ile Mecnun aşkında olduğu gibidir aslında iki taraftaki ilişki. Ya bir taraf Mecnun'dur, gözleri başka bir şey görmeyen ya
Şermin Yaşar
Oyunun geri planında olan hemşire ve hastabakıcı erkek var. Oyunda fazla görevleri yok. Arada bir görünüyorlar. Aralarında bir ilişki olduğu hemen anlaşılıyor. Hemşirenin burada kıyafetiyle dikkatleri çektiğini belirtmeliyim. Güzel bir fiziğe sahip.
Bir şey isteme benden. Senin isteklerin hem kapkara bir böcek gibi sevimsizdir hem de çekirge sürüsü gibi talan edicidir. Karşında bitip tükenmeyen bir ırmak olsam da, sen sularımı kirletirsin. Yanında masmavi bir deniz olsam, bir karpuz gibi sularıma düşersin. Sana sofra dolusu yiyecek olsam, sen ekmeğe nankörlüğünü sürersin.
Artvin Şiir Şöleni
Makalesi ve haberi
28 Şubat 1997 Post-Modern Darbesine dair...
Tehlike kapıda!
Şair Nailînin (ö. 1666) bir gazeli şu beyitle başlar:
Mârız ki asâ-yı kef-i Musâda nihanız
Mâr anlama mûruz ki teh-i pâda nihânız.
Yani, Biz yılanız; Musanın elindeki asada gizli bir yılan Belki yılan da değiliz; ayak altında ezilen bir karıncayız biz.
Önemli olanın film izlemenin değil, izlenen filmin okunması gerektiği düşüncesi zamanla kitleler anlayacaktır. O zaman, politika değil, sanat kazanacaktır. Unutmamak gerekir ki, politika zihinlere kilit vurur; sinema zihinlere vurulan kilitleri açar.
Acı gerçekleri yazmak, insanın sinirlerini bozuyor.
Bu gerekçelerin yanısıra, çevreciler ve nükleer reaktörlerle ilgili bilim insanlarının bir endişesi daha var. Reaktörleri soğutmakta deniz suyu kullanılacak. Denizsuyu ısısının, Akdeniz’de soğutma işlemini yapacak yükseklikte olmadığını söylüyorlar. Bu durum, tehlikeyi daha da büyütüyor. Aynı zamanda, tesisin, nükleer enerji üretmek yerine, nükleer atık temizlemekte kullanılacağı kuşkuları doğuyor.
Serkan Karaismailoğlu