İki Aradaki Ben'de...

En derin nağmeyle çal bu gece…korkmadan vur o yüregimdeki perişan köz’e…vur hey gece…vur da canlansın ölüler surette...ölen canlar degildir ,sadece bir sayfa…bir yaprak, varlık defterinden bir köşe…yalnız bırak kussun içimdeki hece….ne kadar gücü var görsün,düşsün o en tepeden bu zirve.....

yazı resim

iki aradan geçen bi derede sıkıştım gene..

Sıkıştım, tam senin 'işte bu dem!',dediğin yerde..nerde ahh nerde, sende sana boylayan,ölçen ,tartan,doymayan...

O simli sular çaĞlasın her an..gönülden gönüle gümüş kapılarda bir altın tokmak sesi…tık tık..aç kapıyı bezirgan başı..

Koşan beyaz bir tay kadar asil ve sancılı..

Gönlüme dolanan sen ey nazlı edalı..…saklanma ardımdan bakıp,bir adım sonrasında tutacagım derken hep elimden uçmadasın ,gönlümden akmada,dönüşmedesin gene bendeki bana...her an binler parçaya bölünmedesin…yollarda kalmadayım sen tarif ettikçe beni kendime…bulacagım eger fısıldarsan o yöne…

Sevdalı bir yangını taaaa içime üfle…korlar dönüşmede,sular tutuşmada gene böyle ..bu alevin içinde serin bir bahçe..buldum kuruldum o köşeye..zümrütten döşeli mahrem kucaga….yüceltti beni sen’deki naza..en derinde buldugum kırık sazıma.. ,..gülüş’ün yansıması burada bir hakikat..cilvelerden örülü bir barikat…kurulu bir mayın her bir ann patlasın..çılgınca ne var ne yok aklasın..

Eritsin ışıklarını da güneşin ziyadesiyle…o an dogdu güneşim ,,sona erdi bak,silindi o her zerredeki perde…yalnızlıgımla beni daha fazla kandırma,yoksa açık edecegim..zamansız mekansız an’mada…susmayan o içimdeki koro..yanmada kavurmada ,dönüşmede en taze kor’a…

En derin nağmeyle çal bu gece…korkmadan vur o yüregimdeki perişan köz’e…vur hey gece…vur da canlansın ölüler surette...ölen canlar degildir ,sadece bir sayfa…bir yaprak, varlık defterinden bir köşe…yalnız bırak kussun içimdeki hece….ne kadar gücü var görsün,düşsün o en tepeden bu zirve.....

Başa Dön