düzenimi bozdun biliyorlar
bizim kediler ağaçlar falan
hatta demliğim bile çayımdan şikayetçi artık
yüz verdin
kediler bana hırlıyor
ağaçlar hep balkonuma atıyor yapraklarını
demliğimse yeterince ısınmıyor artık
hepsini tek tek anlatmaya kalksam ne ellerim ne gözlerim falan
onlarında düzenini bozarız
gittiğin yerde mutlaka bir göl olmalı
aynalı sazanlar ve turnalar olmalı
mutlaka gökkuşağı çıkmalı çisentiden sonra
kışın çatında buz okları oluşmalı
soban aç kalmamalı oduna
için üşümemeli
çünkü ben bunları eksik bırakmadım sende
yine eksik olmamalı ki gittiğine değsin
hem daha ince mehmed okuyacaktım
sosyalist bile olurduk beraber kapitalizm eşyalarıyla
olsun tşörtsüz de gezemem ya hani sokakta
hele senin baldırın çıplak olmaz
ama rusya tşört satmıyor bize güzelim gördüm
kendileri de anca domates yiyor askerleri falan var
ütopya desen bi kitap mıydı
öyle kaldı
bırakalım şimdi bunları pencere önüne
dışarıyı izlerken onlar ben sana daha güzel şeylerden bahsederim
mesela şairler artık açlık sınırının üstündelermiş
yazarlar roman satarmış
benden olacağı yok da komşumda pişenin kokusu mutlu etmiyor değil hani
sıktım seni
anladım, sıktım biliyorum hafif de değilim
belli bi ağırlığım var sokaktaki kediler arasında
gerçi unutmuşum artık onlarda hırlıyor
neymiş mama vermiyormuşum
sokaktan geçerken dalgın oluyor selam da vermiyormuşum
ama sevgilim inan bana bi ekmeğim var on mısralık bi şiirime bedelmiş
onu verdim süpermarketteki çalışana
sevgilisine okuyacakmış
sevgilisi de severse şiiri ben yine yazacakmışım
bana yine ekmek verecekmiş
her neyse ben o ekmeği kedilerle bölüştüm ama yemediler
geçen de aklım düşmüştü insanlığa ve benim insanlığıma
üstüne bi de çamur sıçramıştı paçalarıma
dalmıştım o yüzden besbelli tam hatırlamıyorum ya
o yüzden selam vermemişimdir kedilere
halbuki bir selam unutmaya da
atmamalılardı beni yabana
hep senin yüzünden oldu bütün bunlar
tek suçlusu sensin
on mısra bir ekmekse yine suçlu sensin
açlıktan ölemedim fakat birileri bunu başarabiliyorsa yine senin yüzünden
her şey ama her şey senin yüzünden
seni kıskanıyorum ve kıskandığım için mi suçlusun bilmiyorum ama
gözlerin herkesten güzeldi
tenin buğday gibi
ellerin şefkatliydi
sen başka bi yere gitmemiş olsan
güzellik bizde kalırdı
o zaman aklımı başıma alırdım
ve süparmarketteki adamla
on mısra için iki ekmek pazarlığı yapardım..