deli ormanların çığlıklarındaki yeşile vurgun gönlümün sesi bu…dinle
uluyan bir kurdun soğuk nefesinde titredi yalnızlığım
üşüme ey gökyüzü…
rastık çekilmiş gözlerin ölgünlüğünü çekti içine güneş/hüzünle…batıyor
usumda bir çocukluk masalı
Hansel mi yedi yoksa ekmeği/ yerdeki Gretel’in çikolatası mı
bıkkın bir silahşorun son mermisinin gideceği istikamette gözüm
iz bırakır mı yüreğime saplanan hançer…
“yıkıl bre namert yalancı”
rayihalar yükselmişken semalara hiç tadım yok bugün yine
sığırcıkların ötüşünde kaldı düşlerim
…artık tek bir ses duyamıyorum
usta bir kalemden bir söz dilendim de ne aldım
nişangahı benim artık tüm evrenin
günümü sahiplenmek için sarıldıkça yağlı urgan sıktı boynumu
çırpınışlarım…deli atışlarım
i s t e m i y o r u m…bırakın beni
bırakın öleyim şiirlerin içinde…bulurum darağacımı birinin içinde
ikincil bir şans yok…ilkel dürtülerime yenik düşmüşken birincil olan
…deli çobanın kavalından çıkan notalardayım
kızılca kıyamet kopmalı artık dünyamda
ucuz bir şarabın kırmızı kekreliği genzimi yakarken
y a l a n saltanatın yılan sarhoşluğu dolanma ayağıma…aldanmam
turkuvaz rengi okyanusun en derinine göç halindeyim
u y k u m v a r…don öncesi rüyalarda savruluyor minik kelebeklerim
seslerin kaybolduğu uçuruma atılan bedenim paramparça
umut yok…kayıplarda dileklerim…dualar beni terk etmiş…nerede kiminleyim
nü tablonun arkasında saklı tüm gerçek…gören kim?
diri bir ejderhanın ağzından fışkıran bir ateş ıssızlığım
a ğ l a y a m a m…kalabalık sokaklarda yitti göz yaşlarım
yarın kısa bir şarkı söyleyecek…kısa bir şiir okuyacağım
ıhlamur ağaçlarından düşen bir çiçeği koyacağım çayımın içine
melekler beni dinler mi
aşk kendini siper eder mi benim için
şaire söz verir mi yalnızlık bir daha dönmemek için
kış bitince gelen baharla çiçeklenir mi yeniden düşlerim
ırakların yakın olduğu hangi masalda anlatılır
/ve/
n i y e dönmez giden sevgililer
duru bir su gibi kuytusu aşkın…yalnızlık delirtiyor!