"Ruhumda Sızı"
Öyle derin yaralar aldık ki, kimde küçük bir yara görsek, kaynayan kazana dönüyoruz. Bu yaralar yalnızca kişisel değil, toplumsal bazda da irin akıtarak varlıklarını sürdürmekteler.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Öyle derin yaralar aldık ki, kimde küçük bir yara görsek, kaynayan kazana dönüyoruz. Bu yaralar yalnızca kişisel değil, toplumsal bazda da irin akıtarak varlıklarını sürdürmekteler.
Bütün dinlerde olduğu gibi, bilimsel düşüncelerde de bir çocuk günahsız doğar. Yaşadığı aile, çevre ve toplumsal koşullar çocuğu şekillendirerek ya suçlu yapar, ya yardımsever yapar.
Filozoflar, sosyologlar ve psikologlar illaki bu konu üzerine çeşitli fikirler üretmişlerdir, ama konuya ilişkin ben de bir kaç söz söylemek istiyorum.
"Şöyle der Dostoyevski ;
"Bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim."
Sıla Şentürk"
1990'lı yıllarda yayınevi temsilcileri, sağlık ansiklopedilerini, bilim teknik ansiklopedilerini, edebiyat ansiklopedilerini, dünya ve Türk klasiklerini kütüphanesi olan okul ve kurumlara pazarlamak için dolaşırlardı.
Sarı gelin ne Erzurum çarşı pazar geziyor, ne elinde divit kalem dertlere derman yazıyor.
Âşıklara dert yazıyor Sarı Gelin.
Düşler ülkesinden gelen bir çığlık... Hükümetin öğretmenleri ayrıştırma politikası Öğretmen, Uzman Öğretmen, Başöğretmen birbirine tepeden bakacak öğretmenler Demek ki, farklı sendikalarla birbirine düşürülme yetmiyor. Daha çok ayrıştırma gerekiyor hükümetin daha rahat sosyal fitne yaratıp, bu fitneyi körüklemesi için.
Bir ana hasta çocuğu için sosyal medya da yardım istiyor, merhametli ve samimi arkadaşlar da bu ananın yardımına koşmaları için yardımseverleri uyararak önayak oluyorlar. Gerçekten çok güzel bir davranış. Duygulanmamak elde değil.
Bir imam 15 Temmuz değerlendirmesi yaparken, cumhuriyetin ilk yıllarında bugüne gelişmelere de değiniyor. Hükümetle fetö ilişkisine temas edip, bir sır perdesini kaldırıyor. Suçlu Amerika... Fetö aracılığıyla ülkenin gelişine vurulan darbe filan. Meraklıları için bu imam Ahmet Kalkan. Youtu.be'dan videolarını dinleyebilir, sizler de kendi değerlendirmelerinizi yapabilirsiniz.
Bir ülkede Milli Eğitim Bakanının okulları ziyaret etmesinden daha güzel bir şey olamaz. Sayın bakana bu duyarlığından dolayı teşekkür ediyoruz. Üstelik sayın Bakan Eğitim sektöründen de gelmiyor. Birkaç yıllık Milli Eğitim Bakanı yardımcılığı yapıyor, o kadar.
Ben, bütün bakanlıklar adına Sağlık Bakanlığı'nın teşkilat şemasını verip, rahmetli Ahmet Hamdi Tanpınar hocanın "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" adlı kitabındaki gibi bu on yedi bakanlıkla ilgili bazı çıkarım ve eleştirilerde bulunmak istiyorum.
Son yıllarda gerçekleşen cinayetlere bakıyorum da, ailesi tarafından şımartılan, dur, sus, yapma gibi kavramları ya kavrayamayan ya da kavramak istemeyen çocuk özelliğindeki canilerle dolup taşmakta. Bu canileri şımartan da maalesef görevini hakkıyla yerine getirmeyen ya da getirmesine fırsat verilmeyen devlet.
Şehit yakınına küfür meselesine değineceğim. Gerçi Lütfü Türkkan denen bu yaratık için yüz binlerce twit atıldı, kınandı, eleştiri yapıldı ve mensubu olduğu partiye nasihat ve tavsiyelerde bulunuldu ve hatta bildiğim kadarıyla en çok da iktidar partisi konuya ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Ben bu konuya farklı bir bakış açısı
"Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz." bu vasiyeti dikkate almazsak, elimizde yaşayabileceğimiz bir Türkiye Cumhuriyeti olmayacak.
"Bu kapsamda 2023 yılında ise hedefimiz, 4 ve 5 yaşta okul öncesi eğitime erişimi yüzde 100'e çıkarmak. Dolayısıyla 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda da yer aldığı şekliyle 5 yaşa anaokullarının zorunlu hale getirilmesi yönündeki hedefimizi gerçekleştirmek için tüm planlarımızı ve bütçe yapılandırmamızı yapıyoruz.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer okullar açılırken her tür tedbirin alındığını, yüz yüze eğitimden dönülmeyeceğini söylüyor, öğretmenlere de cilala parlat babından etkileyici seslenmeler yapıyordu.
Biz bülbülü hep gül dalına yakıştırır, ötüşünü de göksel sözlere benzetiriz. Ruhumuzu okşar bu birliktelik. Bülbülün ötüşü ile gülün kokusundaki o mistik ahenk, sanki sevgililerin sarılmasından duyulan haz olur doldurur içimizi.
Eylül sevmek isterdim bir kadını ve bir çocuğu severcesine, ama Eylül denince aklıma askeri darbe ve ziyan olmuş yıllar geliyor.
Eylül sevmek isterdim bir kadını ve bir çocuğu severcesine, ama Eylül denince aklıma askeri darbe ve ziyan olmuş yıllar geliyor.
"Âkif'in Mısır dönüşü hasta yatağında verdiği mülakatları sağlıklı bulmak ne kadar doğru? Mısır'a kaçış gerekçesi belli. Kelleyi zor kurtardı. Oradayken de takip altındaydı. Böyleyken, memleketinde ölebilmek için ülkeye zorlukla dönebiliyor. Bütün sağlık sistemi çökmüş birisinin bir gazetede gündeme getirilen sözleri kime ne kazanç veya değer sağlar?" diyor biri.
Bugün televizyonlarda yapay zekâ haberlerini seyrettim. İlgi uyandıran çok güzel bir çalışma. İnsanın hayranlık duymaması işten değil.
Konuya ilişkin açıklamaları Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile şirket yönetim kurulu başkanı birlikte yaptılar.
1965 Erzurum doğdu.Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sırasıyla Van, Bartın, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öğretmen olarak görev yaptı. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaşık 40 yıldır şiir,öykü ve eleştiri yazıları yazmakta.
Eserleri:
1965 Erzurum doğumluyum.Üniversite mezunuyum. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim, iki çocuk babasıyım.
Gölcük, Kocaeli
nazım hikmet, can yücel, ismet özel, ataol behramoğlu, ahmet telli, neruda, mayakovski, kavafis, seferis, ritsos, kazancakis, bertolt brecht, tagore, octovia paz
Faruk Duman