osman demircan

Her Beyazlık Aynı Değildir.

Yağmurların derelerle birlik olduğu zamanlarda, toprak yüreğinden kopan her parçasını sulara kaptırır. Toprak sele dayanamaz, çünkü su sinsice yüreğine işler. Bilmez ki, suyun kirlendiği vakitlerde, saflığını da yitirir.

Nerdesiniz Gurbet Kuşları

Bu nasıl bir şehir. Apartmanlarında, bir çocuğun ev çizimlerindeki hayaller bile yok. Birbirinine dayanan apartmanların, insan içine çıkacak halleri yok. Bu nasıl bir şehir. Yolları kananilazyon tünelleri, arabaları lağım fareleri. Düştüm bir çukuruna şehrin, insanlar seyretmekte beni. Çocuklarım ağlamaklı ve garip. Nerdesiniz gurbet kuşları?

Ruhum Kokan Bir Demet Söz

derdin ki ne güzel kokuyorsun. ben güzel kokular sürünüp yanına her gelişimde, sen dünyamı egzoz dumanıyla doldururdun. çekip giderdin, bagajına doldururdun gitme deyişlerimi. git deyişlerimi şimdi plakan yaptım arkana taktım. yolun açık git sevgili. sana birlikte el sallayacağım yeni bir sevgili buldum. şunu unutma sevgili el sallayan herkesin

Bir Şehrin Hiç Olmaman Gereken Yerindeyim

Bir şehir dolusu insanın beyninin küçük bir yerini dahi fikirleriyle, görüntüleriyle, davranışlarıyla dolduramamasına rağmen, seni aptal ve iğrenç bulmaları ne kötü kader değil mi? Bir dünya dolusu insanın seni sevmediklerini söylediklerinde üzüntüden ölmeni bekledikleri bir anda senin katıla katıla gülmekten ölmen ne güzel kader değil mi?

Al Beni Sen Kurtar Anne

Al beni götür buralardan anne. Burada güneş bile soğuk. Dokun cümle ırmaklarıma. Avuçlarına dolsun kelimelerim. Belki anlarsın beni o zaman anne. İç yüreğimdeki korkuları. Bir su gibi akar hayatım. Suyum kendi içine akar anne. Akıt içine duygularımı. Belki yüreğine bir su gibi düşerim. Acılarımı hissedersin anne.

Kurda Kuzu Heykeli Yapsan, O Sadece Saldırır

Ülkenin her yerinde çaydanlık, fincan, domates, biber patlıcan heykelleri var. Neden çünkü sanat yok. Alçıdan şekil yapmak var. Çünkü ülkemizde sanatın insan hayatına bir şey katmadığı düşünülür. Böyle kişilere şunu demek lazım eminim Picasso da, Monet de, hatta Osman Hamdi bile sizin hayatınızda bir şey değiştirmemiştir. Bırak anıtı,

Ben Asya'da Ömer Hayyam, Avrupa'da Archimedes Olmuşumdur

Bazen geçiştirmeyeceksin insanları. Sonra kendilerini, Roma askeri sanmaya başlarlar. Karşına zekalarıyla değil, aptallıklarıyla çıkarlar bu tip insanlar. Nasıl Archimedes kum üzerine çizdiği çemberlerle hesaplar yapmak üzereyken, elinde boynuna vurulmak üzere kaldırılan bir kılıçla yaklaşan Romalı askere aldırmayarak başını hesaplarından kaldırmadan "çemberlerime dokunma" der; ama Archimedes kesik başı çemberlerin

Yak ve Kül Et

Acıyı elime bir ateş olarak verdiler. Dediler git, sevgiliyi yak ve kül et. Yanına varınca, baktım sevgili gülüşmelerde. Attım ellerimdeki ateşi o vakit. Koydum yüreğimin üzerine ellerini. Parmak uçlarıyla öyle bir tutuştu ki, kurtaramadım onu içimdeki aşk ateşinden. Ey sevgili, sen bir volkan ben ise yamaçlarında kurulmuş bir

Şair Osman, Öküzü Kadıköyde Sanat Yapar, Köylü Murat İse Öküzü Bağdat Caddesinden Aşağı Salar

Köylü Murat 'öküz' der suç olur, şair Osman 'öküz' der sanat olur. Peki neden? Çünkü şair Osman, öküzü Kadıköy'de sanat yapar, köylü Murat ise öküzü Bağdat Caddesi'nden aşağı salar. Aradaki fark budur. Bu bir ayrıcalık değil aslında. Ayrıcalıklardan oldum olası nefret ederim. Farklar, renklilik içindir, ayrıcalık için değil.

Bir İnce Belli Bardak ve Çay Deminde Bir Kadın

Bir masa... Masada anlık fotoğraflar... Bir kadın ve üç adam... Devrilen ince belli bardak mı yoksa kadın yüreği mi anlamak zor. Masada ağır bir travma... Kadın çayın deminde bir silüete dönüşmekte. Kadın ince belli bir bardak mı koyu demlenmiş bir çay mı kimse bilmemekte. Ortalık bir duygu hali.

Sen ve Ben

Bugün bir film izledim. Her karesinde sen vardın. Ellerin bir merhametti. Bütün paslanmış parmakların inadına seninkiler altın gibi parlamaktaydı. Ellerindi ihtiyaçlarımı gideren. Ellerindi bana zahmetsiz bir gün geçiren. Senin eline düşmek, parmağında bal olmaktı. Parmakların yürek peteğimden keşke hiç çıkmasaydı.

Kadına Mutsuzluk Yakışır

Bütün kadınlardan tablo yapılabilir biri hariç. O da kim midir? Tabi ki yontulup şekillendirilen ve bir resme monte edilebilen taş gibi kadındır. Bir resme başladığınızda dikkat edin, kompozisyonuzda kadın figürü olacak kişi, mutluysa eğer sıradan pozlar verir ve boyayı taşırır. Kadını mutsuz et ki, tabloya heyecan ve renk

Başa Dön