Olur Mu Dersin Ahmet?.. Dua ve Ben…
duanın metafizik yansımasının fizik alemde işaretleri ve biz...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
duanın metafizik yansımasının fizik alemde işaretleri ve biz...
Hayat doluyken, vadiler dolusu altının, malın mülkün, hırs ve emelin dolduramadığı o eli, nasıl da dolduruvermişti toprak... Ve kıskıvrak sarınca etrafını, karnı patlarcasına doymuştu da “tamam, yeter” bile diyememişti. İş bu kertede bitseydi, mesud sayacaktı kendini el sahibi. Sonra, aynen ağaç kurdunun tahtayı kemirmesi gibi toprak da etini
Sabır bir dervişin azığıdır derdi babam. Ve acele kararlar en büyük felakettir insanoğluna. Dişi kırıldığında bile “Onları affet Allah’ım” diyen bir peygamberin ümmeti için anlamak zor değil…
Sabır…
Tasavvuf dinimizde Hakk’a ve hakikate götüren yollardan biridir.Tasavvufta sohbet mühim bir akidedir.Şeyhler,sohbet kanalıyla müritlerin kalbine sirayet eder.Dinî ve tasavvufî hakikatleri bu yolla muhataplarına iletirler.
Her canlı doğar,büyür ve ölür.Doğumla ölüm arasında geçen süreye “ömür” adını veriyoruz.Hayat bazen acı,bazen huzurlu anlarla doludur.Buna hazırlıklı olmak gerekir.
yazılarımın arasından seçtiğim bu metin toplumda gördüğüm çarpıklıklara karşı bir iç çekiş olarak ruhumdan islenmiştir...
Güneşli bir havaydı. Biz terliyorduk. Bahriye’nin oğlu Özgür vardı yanımda. İşportada o gün işler kesattı. Bizim evin arka balkonunda oturmuştuk. Özgür’le, karşı evin balkonundaki kız bakışıyorlardı. Kapı çaldı sonra... Kapıda bekleyen Lut’tu. Sakalları, pamuk gibi olmuştu kesmeyeli. Araba fabrikasına yaptığı iş başvurusu sakallı olduğu için kabul olmamıştı üstelik!
...Birde hüznü bırakmalıydım sana.Gülsen de makberde açmış güller kadar mahsundun.Kutlu Dağ'ı tırmandıktan sonra içtiğin zemzem kadar berrak...
Ebabil kuşlarının bıraktığı taşların üzerinden az bir zaman geçmesine rağmen Mekke’deki bereketsiz hayat Mekke sokaklarında ve bilahare küre-i arzda kol gezmekteydi.
İnsanlık adına ne varsa toprağın altında kalmış, toprağın üstü cehaletin pençesinde kıvranmaktaydı.
Şan, şöhret ve itibar henüz adı konmamış kapitalizmin kurallarına bağlanmıştı. Paran
Türkler tarihin şahit olduğu eşsiz bir millettir.Bu iddia kuru bir lâftan ibaret değildir.Şanlı ecdadımız,İslâm’la mücehhez olan Türk’ün neler yapabileceğini defalarca göstermiştir.
Onun kisvesine bürünememenin kasveti çöktü gönlüme; omuzlarım biraz daha eğildi. Fakat o da ne? "La Tahzen!" dedi gönlüm ve gözyaşlarım ona eşlik etti. Kısa(!) bir müddet sussa da yüreğim, artık dirilmişti...
Aşka aşık oldum, aşkı öğrendikten sonra. Tıpkı aşkın kimyası gibi. Kimya Hatun gibi. Bana aşkı öğretti Kimya. Onunla birlikte bende yaşadım o aşkı. Ancak o Aşka ulaştırana yani Şemsine kavuşmuştu.
Velhasıl-ı kelam, elimizdekiler bunlar Efendim ve Selamün aleyküm ben ahirzaman genci!
Ha bir de ben varım işte. Seni çok sevip ''canan '' olamasam , dünyanın oyuncağı haline gelip
''zahid'' olamasam da Sen'in Haticen olabilsem olur mu ey sevgili?Haticen olmak istiyorum çünkü biliyorum
Bu sadece günlük zevklerin peşine düşüp ahirette pişman olmuş olanların yaptığı büyük hatalardır
Kainat kitabını okumak gerek varlığı idrak edebilmek için ve bu snatı geliştirdikçe insan yeni ufuklara yelken açar okyanusta
Falih Rıfkı Atay