İnsan
İnsan, fıtratı itibariyle iyi olana da, kötü olana da meyilli yaratılmıştır. İyi olanı seçip iyi davranışlarda bulunması kendi menfaatine olduğu gibi, kötü olana meyletmesi de kendi zararınadır.
"Yarın 13 Ekim. Bazı fikirler, tıpkı bazı insanlar gibi, çok yaşlanmak için yaratılmamıştır." - Oscar Wilde"
"Yarın 13 Ekim. Bazı fikirler, tıpkı bazı insanlar gibi, çok yaşlanmak için yaratılmamıştır." - Oscar Wilde"
İnsan, fıtratı itibariyle iyi olana da, kötü olana da meyilli yaratılmıştır. İyi olanı seçip iyi davranışlarda bulunması kendi menfaatine olduğu gibi, kötü olana meyletmesi de kendi zararınadır.
Allah’a iman etmeyen insanlar, yaşamlarının dünya hayatıyla sınırlı olduğunu düşündüklerinden dolayı ahiret hayatı için herhangi bir şey yapma gereği duymazlar. Ahireti düşünmeyen bu insanlar zamanlarını boş sözlere dalarak, ne kendilerine ne de çevresindekilere fayda sağlamayacak konuşmalarla ve boş işlerle oyalanarak harcarlar. "Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır..."
“İnsanların denendiği ya da bazı hakikatlerin yaşatılarak öğretildiği mekân” şeklinde tercüme edebileceğimiz dünya, uzay diye isimlendirilen bir boşlukta güneş ve kendi etrafında dönen bir gezegendir. Bu boşlukta dünya gibi başkaca gezegen, yıldız, uydu vb. niceliğini veya niteliğini bilemediğimiz daha nice âlemler mevcuttur.
İnsanların çoğunun sahip olduğu ortak yanılgılarından biri, çoğunluğun uyduğu şeylerin doğru olduğuna inanmaktır.
Sadece O'na ağlayabiliriz hıçkıra hıçkıra utanmadan,sıkılmadan .
Kırılmış bir kalbi de huzura,sukünete çeviren O değil mi ?
Bugün dünyada yaşanan savaş ve çekişmelerin temelinde mal mülkte çoğalma hırsı yatar. Ülkeler topraklarını, insanlarda gayrimenkullerini çoğaltmak için adeta yarışırlar. Bunun tek sebebi imandaki zafiyettir. Ahiret inancı eksik olan insanlar, bu dünyadan hiç ayrılmayacakmışçasına dünya nimetleri için çalışıp ahiretten gafil bir şekilde yaşarlar. ‘Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış
İlahi mesajlardan anladığım kadarıyla, ebedi mutluluğa erişebilmenin 5 yolu vardır. Bunlar;
1.Hem çok severek ve hem de çok sakınarak Allah’a inanmak. (İman)
2.Tabulaştırmamak şartıyla; sadece birine değil tüm peygamberlere sempati beslemek. (denge)
3.Her ortamda olabildiğince en güzel ve en doğru davranışları sergilemeye
Efendimiz (sav) birgün mekke'ye doğru yürüyerek yaklaşmakta olduğu bir esnada bir kadının saçını başını yolarak ağladığını gördü ve kadına yaklaşarak halini ve hatrını sordu.
Aşk sana onun yüzündeki bir kırışıklıktan bütün halini ortaya koymalı.Gözleri semaya baktığında
ne düşündüğünü buldurtmalı.Aşk seni gece-gündüz Rabbe yalvartmalı.
Eğer gerçek aşkın bu aşk olduğunu düşünüyorsan...
Reji̇m Ve Toplum Ne Olusa Olsun İnsanlarin Temel İnanç Taşi Olan Di̇nleri̇ Hayatlarinin Bi̇r Parçasidir Ayirmaza Ve Koparamazsin O Yüzden Ancak O Tplumun Bi̇reysel Haklarina Reji̇mi̇n Ve Devleti̇n Devami İçi̇nn Çok Di̇kkat Etmeli̇ Ve İncecei̇k Çi̇zgi̇yi̇ Aşmamlisin:)
Evet, belki de bütün bu okuduklarınızdan sonra yazdıklarımı cahilce diye nitelendirebilirsiniz. Peki, hiç düşündünüz mü? Cahilliğe yeni bir tanım getiren bilgece bir düşünün ürünü olabilir mi?
İnsanları insan olmanın da ötesinde daha bir anlamlı kılan en yüce değer sevgidir.
Hz. Davud (as) ve döneminin anlaşılması için şu ön bilgiler vazgeçilmez bir zorunluluktur. İnsanlığın en eski Ön Asya uygarlıklarından olan; Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Anadoluda yaşayan toplulukları ve kurdukları krallıkları inceleyen İlkçağ tarihinin (MÖ. 11. ve 9. yy. arasının) iyi bilinmesiyle birlikte, o dönemin siyasi ve ekonomik yapısının
İrade ve kader kavramlarını derinlemesine ele alan bu metin, insanın özgür iradesi ile ilahi kader arasındaki ilişkiyi sorguluyor. Levh-i Mahfuz'da yazılı olan kaderin mutlaklığı karşısında insanın seçme özgürlüğünün bulunmadığını ispatlayarak, varoluşsal bir dini bakış sunuyor.
Güneşin yakın dostudur Bilal... Taşın da öyle, tuzun da öyle, devenin de.. Ne kadar taş ezdiyse bedenini, o kadar sevdi taşı Bilal... Tuz deve derisine bulanıp, ne kadar kavurduysa tenini, o kadar çekti Bilal...
Güneşin yakın dostudur o...
Çölün kırmızısıdır Sümeyye
Mızrakların
duanın metafizik yansımasının fizik alemde işaretleri ve biz...
Hayat doluyken, vadiler dolusu altının, malın mülkün, hırs ve emelin dolduramadığı o eli, nasıl da dolduruvermişti toprak... Ve kıskıvrak sarınca etrafını, karnı patlarcasına doymuştu da “tamam, yeter” bile diyememişti. İş bu kertede bitseydi, mesud sayacaktı kendini el sahibi. Sonra, aynen ağaç kurdunun tahtayı kemirmesi gibi toprak da etini
Sabır bir dervişin azığıdır derdi babam. Ve acele kararlar en büyük felakettir insanoğluna. Dişi kırıldığında bile “Onları affet Allah’ım” diyen bir peygamberin ümmeti için anlamak zor değil…
Sabır…
Tasavvuf dinimizde Hakk’a ve hakikate götüren yollardan biridir.Tasavvufta sohbet mühim bir akidedir.Şeyhler,sohbet kanalıyla müritlerin kalbine sirayet eder.Dinî ve tasavvufî hakikatleri bu yolla muhataplarına iletirler.
Doğan Cüceloğlu