Politikada Bir Kıyası Kıyaslama
Sosyal medyada bir süredir, Erdoğan'la Atatürk kıyaslanıyor. Ne kadar saçma ve ne kadar tutarsız bir karşılaştırma.
"Kitaplar, insanları daha az boş konuşmaya ikna etme umuduyla yazılır, ama genellikle tam tersi olur." - Oscar Wilde"
"Kitaplar, insanları daha az boş konuşmaya ikna etme umuduyla yazılır, ama genellikle tam tersi olur." - Oscar Wilde"
Sosyal medyada bir süredir, Erdoğan'la Atatürk kıyaslanıyor. Ne kadar saçma ve ne kadar tutarsız bir karşılaştırma.
Sadece Türkiye değil, şimdilerde Avrupa da sık sık aynaya bakıyor. Şimdi ciddi ciddi sormak durumunda: Ben kimim? Ön kabullerini, eleştirel ve demokratik yanının deşifre etmeye elvermediği arkaik yanlarını görüyor aynada.
Bu ülkede CHP düzelmeden hiçbir şey düzelmezi boşuna söylemiyoruz. Çünkü seçmen AKP seçmeninden farklı değil. Bu ülkede gerçek seçmen kararsızlar. Onların oy oranı ne kadarsa o kadar seçmen var.
Dünyada savaşlar ve fakirlik hiç eksik olmuyor... Bizler, yani gelişmekte olan bir çok ülke ise bu duruma kayıtsız kalsak da fazla bir şey elimizden gelmiyor... Bu gün dünya üzerinde Birleşmiş Milletler Topluluğuna üye olmayan ülkeler yok denecek kadar az. Süper Güçlerin beş daimi üyesi içinde, ne yazık ki
Yusuf Karadeniz diye birinin Oktay Sinanoğlu ile yaptığı röportaj dolaşıyor ortada. Bu video röportajda Sinanoğlu, İsmet İnönü'nün kurtuluş savaşına kendi isteğiyle girmediğini, Amerikan mandası taraftarı olduğunu ve 1945'te ülkeyi Amerikalılara peşkeş çektiğini anlatıyor.
Sanıyorum 2019un son günüydü ve hava yeni kararmış gecesinde doğum günüm olan bugünde İstiklal Caddesine motosikletimle girmiş uygun bir yere park ettikten sonra biraz dolaşmak ve etrafı izlemek istemiştim
Ne yazık ki demeyecek, yine içinde bir umutla yaşayacak, aynı partileri destekleyip, yeni ideaları ve partileri reddedeceksin Bu yüzden de kararında başarılar diliyorum muhalif seçmen...
Aslında her meslek erbabı gibi politikacılar da iyi niyetle başlangıç yaparlar. Politik arenada zaman, iyi niyeti törpüleme aracı olarak bir müddet sonra kazanma veya kazanılan noktada kazanımı koruma ve sürdürme arzusu, iyi niyet çarkının dişlilerini kırmaya başlar.
Rakibi yenmenin yolu:onu iyi tanımaktan ,taktik ve yöntemlerini bilmekten geçer... İktidar olma konusunda gerçekten samimi iseniz,işte size bazı tüyolar: 1-İşe eğitimle başlayın:-Önce,sizin siyasi görüşleriniz doğrultusunda bir dershane açın.-O dershanede ders verecek öğretmenleri yetiştirecek birimler oluşturun,öğretmen adaylarınızı gençlerden seçin.
Bir ülkede bir ana muhalefet lideri düşünün ki; gazetecilere saat 15:00'de büyük bir açıklama yapacağım desin. Tüm gazeteciler ve açıklamanın yapılacağı alanda bekleyen yüzlerce kişi de sık sık saatlerine bakıp heyecanlansın. Sonuç? Çoğunluğun seçtiği ana muhalefet lideri, elini cebine attı ve iktidara kırmızı kart gösterdi.
Fetömetre, metrekareye, desimetrekareye, hektometrekareye, kilometrekareye kaç tane fetöcü düşer bunların hepsini bir bir ortaya çıkarır... Ayrıca bir de bunların karşılaştırmalı olarak analizini yapar. Metrekareye düşen fetöcüler ile kilometrekareye düşen fetöcülerin birbirlerine karşı durumlarını da ortaya koyar...
Farz-ı Misal Yaşadıkları ya yanlış ya da doğru değilse? O zaman önce inceden olan bitene ses çıkarmalı Sonrasında da kalplere ümit olmalı
Aklı bu işlere eren herkes çok iyi biliyor ki, Karabağ ve etraftaki yedi rayonu işgal altında tutan Ermenistanın arkasında duran ve bu işgalin sürdürülmesini sağlayan ülke olan Rusyanın bilgisi dışında; Ermenilerin bir çatışma başlatması mümkün değildir.
Kırmızı Bülten den daha da koyu bordo bülten ile aranan iki kartal, dört akbaba, beş de karganın ise en yakın zamanda Türkiye'ye iade edileceği Çek ya! Hükumeti tarafından tarafımıza bildirilmiştir... Çek ya işte bunlar diyen devlet bakanlarımızdan birisi ''Biz kuşları ne yapalım bize vereceklerse teröristleri versinler ipe un
Biz yeni yılı falan kutlamayacaz ama, senin yılın gutlu olsun sevgili günlüğüm. Hadi hoşca gal.
CHP' nin siyasi tavrı...
Bütün dünya elini eteğini çekerken, Türkiye neden bu kadar Afganistan sorununun içine girdi?
Piyanist Fazıl Say' ın gayri milliliği üzerine bir yazı..
Darbeye girişimlerde bulunanlar bu gerçekleri unutmuşlardı. Sanki Türkiye 40 yıl öncesinin Türkiyesiymiş gibi hareket ettiler. Bir TRTyi ele geçirip bildiri okutmakla darbenin gerçekleşeceğini sandılar. Oldu olacak Hasan Mutlucanın o etkileyici ve gür sesiyle de Yine de şahlanıyor aman diye başlayan marşlarını koysalardı. İşte o zaman 60 veya 80lı