
Örgütlenmiş Cehalet!
Evet
Yaşadığımız bu felâketin bize gösterdiklerinden biri de bu örgütlenmiş cehaletin varlığı
Evet
Yaşadığımız bu felâketin bize gösterdiklerinden biri de bu örgütlenmiş cehaletin varlığı
İki insanı birbirine bağlayan bir sırrı düşünün Şimdi birbirine bu sırla sımsıkı bağlanmış iki insandan birinin varlığı, diğerinin yok olması anlamına geldiğini de düşünün Peki bu dayanılır bir şey mi?
Özgür iradenin vermiş olduğu bedelleri ödüyoruz. Öyle ya Herkesin kendine göre kişisel bir düşüncesi, fikri hatta pozitif ayrımcılığı söke söke kullanıp arka planda şahsi ve bencilce planı var.
Bir senenin daha sonuna gelirken yeni bir seneye de merhaba demiş olduk. Her sene olduğu gibi yine bu senede de 'benim imkanım var'' gücünü ve gösterişini gerçekleştirebilmek için türlü türlü mekanlara gidilip paylaşımlar yapıldı.
İnsanın içinden çok şey geçip çaresiz kaldığı anlar oluyor. Benim de oldu.
Küçük bir çocuktum Kıbrıs'tan yardım feryatları yükseliyordu, bir şey yapamadığım için yalnızca ağlamıştım.
Öyledir hep. Bu ülkede ne zaman bir sıkıntı yaşansa; yüreğimizi burkan, içimizi yakan bir afetle, felaketle karşılaşsak, daha acımız bir seksen yerde yatıyorken, başlarız işaret parmağımızı bir yerlere çevirmeye Milletçe huyumuzdur bu, kuruması gereken. Ama kurumaz nedense
Bugün Sayın Bakan Yusuf Tekin yeni öğretim yılı nedeniyle bir konuşma yapmış, biz de zorunlu olmasa da, mecburi dinledik.
Arkadaşlar, asker uğurluyorlar otobüs terminalinde... Asker adayını havaya atıp tutmalar. Sloganlar belli zaten, hep aynı En büyük asker bizim asker. İyi de arkadaşım, koronayı kaptı mı, o en büyük asker, sonra Ne şehittir ne gazi ..ok yoluna gitti Niyazi. olacak, benden söylemesi... Daha birliğine teslim olmadan, korona, buna
Bu hafta içinde dinlediğim en akla ve mantığa aykırı konuşmayı meclis konuşmasında Sayın Tekin yaptı. Şimdiye kadarki hükümetler, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını desteklemeyi böyle fahiş bir şekilde dillendirmiyorlardı (Fetullah Gülen hariç, çünkü AKP'nin bu alçakla olan birliktelikleri 2002 iktidarından 2014 yılına kadar sürüyor).
Benim dâvâm, aydınmış gibi geçinen ayak takımıyla değil. Bilim, kültür ve insanlık adına bir ömür harcamış, vicdan sahibi adamlarladır. Ülke, göz göre göre cehlin karanlığına sürüklenirken, susan, susmayı, kendisini kurtarmak adına bir çıkış yolu olarak gören aydınlarladır.
Bir ülkede bir ana muhalefet lideri düşünün ki; gazetecilere saat 15:00'de büyük bir açıklama yapacağım desin. Tüm gazeteciler ve açıklamanın yapılacağı alanda bekleyen yüzlerce kişi de sık sık saatlerine bakıp heyecanlansın. Sonuç? Çoğunluğun seçtiği ana muhalefet lideri, elini cebine attı ve iktidara kırmızı kart gösterdi.
Hak, hukuk, adalet gibi ulvî kavramlar ayağa düşmüş Kanunlar güçlülere çalışıyor. Nalıncı keseri gibi; her kanun güce tapınanlara yontuluyor! Nasıl denir: Karışmış ortalık; kör, tuttuğunu öpüyor!