Örgütlenmiş Cehalet!
Evet
Yaşadığımız bu felâketin bize gösterdiklerinden biri de bu örgütlenmiş cehaletin varlığı
"Sabah 6'da her şey 'yeni bir başlangıç' gibi görünür. Akşam 6'da ise her şey 'bugünü de atlattık' gibi." – Franz Kafka"
"Sabah 6'da her şey 'yeni bir başlangıç' gibi görünür. Akşam 6'da ise her şey 'bugünü de atlattık' gibi." – Franz Kafka"
Evet
Yaşadığımız bu felâketin bize gösterdiklerinden biri de bu örgütlenmiş cehaletin varlığı
Ekonomik değişim beklediniz, olmadı Koalisyon tadında herkesin ortak noktada buluşması şansı oldu, olmadı Parti levhası desen 1938den beri kimseye hayrı yok Demek ki nereye geliyoruz? Bu işler sizin bildiğiniz gibi olmuyor. Olmayacak da
YZ
Korkutma esasına dayanan davranış kuralları (etik), bir erdem olmadıktan başka güvene de uygun değildir. (1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine)
Falih Rıfkı Atay
Eser için masalla gerçeği birleştiren bir roman diyebiliriz. Öyle ki roman mı okuyorsunuz; yoksa bir masal kitabı mı farkına varamıyorsunuz. Kendinizi adeta bir masal dünyasında buluveriyorsunuz. Roman kahramanı ile birlikte siz de adeta bir çocuk oluyorsunuz. Sanki romanın kahramanlarından biri de siz imişsiniz gibi düşünüyor ve çocuğun anlattığı
Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den yeni inciler... "Öğrencilere 12 yıl boyunca yabancı dil öğretmek için ayrılan zamanın yetersiz.
İster devlet, ister birey planında olsun fikri namuslu olmak önemli bir konu Rahmetli Ali Fuad Başgil bu konunun üzerinde çok durmuştu. Herhangi bir meselede objektif olunabiliyorsa, o anlamlıdır yoksa objektifliğin dürüstlükle zerre kadar ilgisi kalamaz. Odağından çarpıtılmış bir bakış açısının, objektife zaten yanlış şeyleri yansıtacağını bilmek gerekir.
Bu yazının ilk yayımlanma tarihi 2007 yılı.İkinci yayımlanma tarihi: 2012 yılı ve ikinci yayımlamada demişim ki: . Noktasına, virgülüne dokunmadan 2007 yılındaki yazımı aynen aldım Geçen süre içerisinde ne değişti, dersiniz? Hiçbir şey... Bu gidişle 2017 yılında da aynı yazıyı okumak zorunda kalabilirsiniz....
Bas bas bağırıyorlar yaşlı insanlar evden çıkmasın diye amcaya mikrofon uzatmışlar, evden çıkmaman lazım ölüm tehlikesi var diye, cevap çok manidar, nasılsa ölmeyecek miyiz... Öleceksin de amcam bulaştırıp elli kişiyi de yanında götürürsen ne olacak? Başka bir amca ''Hanım temizlik yapıyor evden kovuyor ne yapalım?'' diyor. Başka bir
Pazartesi günü haber merkezinde arkadaşlarla birlikte çay sigara muhabbeti yaparken bir arkadaş zamanında Kenan Işıkla yapılan bir röportajın giriş yazısında, (sanırım Kenan beye genç kızların gözdesi olduğunu söylemiş olmalılar) ben emin değilim diye yazdığını, genç kızlar Tarkana yaptıkları gibi bana dokunmak için üzerime atlamıyorlar filan diye demeç verdiğini
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarının 21 yıldır salonsuz olduğunu ve çok zorluklar çektiğini anlatarak Salon olmadan olmaz. diyor. Devam ediyor: Bazı projelerimizi gerçekleştirebilmek için salonun olması şart. Salon olmazsa projeler de hayat bulmuyor. Başkalarına ait salonlarda hep sorun çıkıyor. Her gün dekor kurup bozmak zorunda kalıyor
Bazı insanlar için bir yaşam tarzıdır şiir, yaşama sebebidir. Belki de hayatın ta kendisidir, öznesidir. Şiir, yaşam sevgisinin berrak pınarıdır. Hayatı idame ettirebilmek için nefes gibidir. Şair söyleyecek sözü olandır. Şairlik en zor zamanlarda bile dik, diri ve iri durmaktır. Sözcüklerin gücünü güç edinmektir. Bir duygu işçiliğidir şiir.
Benim dâvâm, aydınmış gibi geçinen ayak takımıyla değil. Bilim, kültür ve insanlık adına bir ömür harcamış, vicdan sahibi adamlarladır. Ülke, göz göre göre cehlin karanlığına sürüklenirken, susan, susmayı, kendisini kurtarmak adına bir çıkış yolu olarak gören aydınlarladır.
Mahir Ünsal Eriş