Cennet Bir Tane Eşek Cenneti Diye Ayrı Bir Yer Yok ki
Argo da toplum tarafından sıkça kullanılan Eşek Cenneti ifadesine bir eleştiri niteliğinde kaleme alınmıştır...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Argo da toplum tarafından sıkça kullanılan Eşek Cenneti ifadesine bir eleştiri niteliğinde kaleme alınmıştır...
Yaptığımız en büyük hatalardan birisi içimizdeki eleştirel sesi çok fazla dinlemek ve dostumuz gibi kabul etmemizdir.
Hayatımızda doğru yolu bulmak için gayret göstermekteyiz. Oysa önümüze o kadar sokak, o kadar kavşak çıkar ki ne tarafa gideceğimizi şaşırırız. Hayat yolunda karşımıza çıkan insanlar, bizler için bir gösterge olur. Biz de manevra yaparken, hızlanırken veya yavaşlarken bu insanlara göre yol alırız.
Benim gibi aksiyon-macera, kılıç ve büyü okuru bir vatandaş için ilk otuz sayfa bir mücadeleydi.
Evet, ahiret hayatı inkar edilemez bir gerçektir. O nedenle ruhunu yüce yaratıcımız Allah'a teslim edenleri sonsuzluğa değil de ahirete uğurluyoruz. Ölen insanı sonsuzluğa uğurluyoruz dediniz mi kavramların içini boşaltmış oluyoruz, buna dikkat etmemiz lazım... Ahiret hayatı ebedi hayattır, sonsuzdur, bunu inkar etmiyoruz, ancak orada ki tekrar ölümün olmadığı
Padişah devrinde olan olayların ki o da Tarihçiler ce henüz onaylanmıyor. Türkiye Cumhuriyetine yüklenmesi gariptir, hazindir, amaçlıdır.
Yüz otuz iki sayfalık romanda hikaye, ülkücü-milliyetçi-halkçı bir gencin duruş açısından aktarılıyor. Hem milliyetçi hem halkçı olunur mu diyenler çıkabilir.. Bal gibi olunur. Halkçı olmadan milliyetçi zaten olunmaz. Neyse..
Ne zaman bir genç görsem, içim cız ediyor ve üniversitede Almanca Öğretmenliği okumakta olan; oğlumun dört yıl sonraki geleceği gözlerimin önüne bir kabus gibi düşüyor.
Devlet adamlarımız ve eşleri, pek önemserler bizi. Günün “mana ve ehemmiyetine uygun” kutlama demeçleri yayınlanır. Belediyeler şapşal şabalak konserler düzenlerler, göbekler atılır şen şakrak. Töre cinayeti denir, kadınlar öldürülür bir yandan. Memeleri tomurcuğa durmamış kızlar, dedelere peşkeş çekilir, alınır satılırlar. Bahçedeki ağaçtan ya da bir tavandan sallandırılmış ipin
sattığı kitapların çeşitliliği de buna elveriyor; edebiyattan siyasi kitaplara, felsefe'den akademik kitaplara, popüler dergilerden bilimsel ve akademik dergilere burada her şeyi bulabilirsiniz. üstelik 15 yıldan uzun bir süredir açık burası ve düşünün 90 larda iskenderun'da antik yunanlar’ın marx’ın kitaplarını burası olmasa asla bulamazdınız...
"Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz." bu vasiyeti dikkate almazsak, elimizde yaşayabileceğimiz bir Türkiye Cumhuriyeti olmayacak.
Geçmişte Tanrı’ya yakın, ona sadık bir eş gibi olduğu için “Büyük” olan Babil, şimdi, sahte dinler-para-iktidar bileşkenleriyle düşüp kalkan, cinsel gücü ve oyunlarıyla hepsini parmağında oynatan Büyük Fahişe’dir. Bu nedenle Tanrı’yı kızdırır. Tanrı’nın öfkesi; dinleri, dilleri karıştırıp karşı karşıya getirip insanların arasında düşmanlığın doğması biçiminde kendini gösterir.