Bir... Bir...Bir...Bir...
Küçük, budist, mutsuz, derisi sarımtırak, narin, kukulu kızlar, kızlar, kızlar…
"Yarınki gazetede intihar ettiğimi okuyacaksınız. Sakın inanmayın, ben dün intihar ettim." - Woody Allen"
"Yarınki gazetede intihar ettiğimi okuyacaksınız. Sakın inanmayın, ben dün intihar ettim." - Woody Allen"
Küçük, budist, mutsuz, derisi sarımtırak, narin, kukulu kızlar, kızlar, kızlar…
Az sonra kendini patlatacak olan bir adamın içinde bulunduğu durumu, ruh halini anlatmayı denedim. Fena değil...
"...Yakında bu meydandan telaşla geçip gitmek; meydanı görmemek mümkün olmayacak. Hala yaşayanlar telaş içinde oradan oraya koşuşturacaklar. Ambulans sesleri olacak her tarafta ve polis sesleri de duyulacak tabi. Siren sesleri
"Yolunuz Haydarpaşa garına düşerse, sol tarafta, denize kadar uzanan yüksekçe bir taş duvarın denize yakın kısmında, gelişigüzel büyümüş ağaçların ve yeşilliklerin arasına gizlemiş o tarihi vagonu göreceksiniz! Biraz daha dikkatle bakarsanız, kim bilir, belki, o, dünyayı pek de ipine sallamayan, o pejmürde kılıklı özgür adamı da görebilirsiniz!
“Neden açmadı acaba? Kim vardı içerde? Sevim gerçekten yok m uydu? Yoksa … Sancı ve yoksa … Sancı ve uzaklaştı bu düşünceden.
:-(’F 'in ve insanüstü kakım gücüne sahip erdemli bilge filayaklı sevgilisi, matemetiğin çıkılamaz varolmayan küresinden (nokta) paçayı yırtıp sonsuzluğun kuyruğuna takılmanın bedelini bir önceki maceralarından daha kolay ödemediler
Öyküyü aramaya çıkacaksan, ay ışığında yol alacaksın. Ay ışığını arkana alıp yanında beliren dört gölge arkadaşınla izini süreceksin… Ve öykünün yerini onlar gösterecek sana. Öyküyü bulduktan sonra Nuh tufanını gönderip insanlığın üzerine; her şeyi boğup her şeyi tekrar yaratacaksın…
Biliyor musun seni kendi yerime koyup kendi sorunlarımı çözmeye çalışmaktan da bıktım artık.
Senin bana ne kadar uzak bir kendinin olduğunu düşünsen de bana o kadar yakınsın ki..
Öyküde rol alan kişiler ve rolleri:
Beyaz mantolu Kız-büyükanne, avcı
Kırmızı paltolu Kız-kırmızı paltolu kız, obur kurt, kırmızı palto, kırmızı kalp
Yeşil montlu kız-hiçbir şey, kırmızı paltolu kızın arkadaşı, mont
...
Sadece kendini tatmin değildi sorun. Sorun şuydu; Tahttan indirildi! Tahttan o kadar hızlı düştü ve canı o kadar çok yandı ki.. Tahtın bu kadar yüksekte olduğunu farketmemişti bile..
Bir gün bir yerlerde tanrının her şeye gücünün yettiğini duymuştu. Düşününce o tanrı dedikleri şeyin kendisinden başkası olamayacağına karar verdi.
Az gelişmiş cinsel organları olan, vahşi beyaz bilge kıllara sahip yassı sayılar kabilesi tarafından bilinçaltına ve diri bedenine her açıdan tecavüz edilen, egosu parçalanan güzeller güzeli genç, soylu prenses :-(’F (biz onz kısaca üzgün ef diye
“Peygamber gibi adam” derdi kasabadaki herkes onun için. Ve bu sıfata layık görüldüğünde daha kırk bile değildi yaşı. Fakat o karakteriyle, yaşantısıyla gerçekten de fazlasıyla hak ediyordu bu sıfatı.
Denizaltının dibindeki dikenlikte toplanmış binlerce kokuşmuş, kakışmış canavar psişik kokularını bir kibrit çorbası macununun kara yapraklı bir satırına koymuşlardı......