Allah'ın Yaratma Sanatı Kelebekler
Görünümüyle ve birbirinden farklı desenleriyle insanda hayranlık uyandıran kelebekler, Allah’ın benzersiz yaratma sanatının birer tecellisidirler.
"İnsan, yaşamın anlamsızlığını fark ettiğinde, ya intihar eder ya da bir komedi yazar." - Albert Camus"
"İnsan, yaşamın anlamsızlığını fark ettiğinde, ya intihar eder ya da bir komedi yazar." - Albert Camus"
Görünümüyle ve birbirinden farklı desenleriyle insanda hayranlık uyandıran kelebekler, Allah’ın benzersiz yaratma sanatının birer tecellisidirler.
Oruç kalkandır…
Kirlenen ruhlarımızı ramazanın paklığında arındırırız. Manevi kirler oruç ikliminde iyice temizlenir. Sert rüzgârlar günah ağacının yapraklarını döker. Sevap ağacının kökleri toprağa kenetlenerek güç kazanır. Bu mübarek ayda ruhumuz alabildiğine genişler. İnsanlığın medar-ı iftiharı Resul-i Ekrem Efendimiz: “Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz
‘Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır…’ (Lokman Suresi, 14) Zorlukla geçen dokuz ayın sonunda dünyaya gelen bebek, vicdan ve merhamet sahibi her insan için çok değerli ve dikkatle korunması gereken bir güzelliktir.
Allah’ın bahşettiği bu
IŞİD'in yaptığı katliamın kaynağı Kuran değil, uydurma sözde hadislerdir. IŞİD, müslümanım diyenlerin kafasını kesiyor. Oysa Allah ayette; "Kim bir mü'mini kasıtlı olarak öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır.'' (Nisa Suresi, 93)diyor. ''IŞİD gerçek müslüman'' diyenler, bir
Allah’a inanmak O’na kul olmayı yani ibadet etmeyi gerektirir.
Bir anne düşünün. Bebeğini kucağına aldığı ilk andan itibaren annelik görevi başlar. İyi bir anne her zaman ve her koşulda bebeğini korur, onun bütün ihtiyaçlarını titizlikle karşılar ve annelik görevini asla ihmal etmez. Aynı şekilde bir doktor,
Çocuktum topum uçuruma takıldı.Ne yapacaktım.Küçük ellerimi havaya kaldırdım.Gökyüzü masmaviydi.Tanrı gülümsüyordu.Bulutlar beyaz kanatlı kuşlar gibi baş ucumda uçmaktaydı. Ama benim topum uçurumdaydı.Dua ettim o an.Dudaklarımdan döküldü acı dolu sözcükler.Ağlamaklıydı bütün cümleler.
Bir konunun İslam'daki hükmünü öğrenmek istiyorsak, İslam'ın tek gerçek kaynağı olan Kuran'a bakmamız gerekir. Kuran noksansızdır. Allah, "Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız?" (Enbiya Suresi, 10) der. Kuran harici hükümler geçersizdir.
Kuran çocuk evliliğine izin vermez. Bu tip yanlış bir uygulamayı ancak Kuran'dan uzak toplumlar uygular. Yanlış ve kasıtlı yapılan tercümeler nedeni ile ateist ve bağnazlar İslam'ın çocuk evliliğine izin verdiğini iddia ederler. Çocuklar şefkat gösterilmesi gereken varlıklardır, kimse sapık görüşlerine Kuran'dan delil bulamaz.
Bayramlar huzur ve sükûnun en yüksek seviyede cereyan ettiği zaman dilimleridir. Kültür ve medeniyetimizde bayramların apayrı bir yeri ve önemi vardır. Birlik ve beraberliğin çimentosudur bu müstesna vakitler… Milli bütünlüğümüzü bu gibi ortak değerlerimize borçluyuz. Değerlerini yaşayan ve yaşatan milletler geleceğe emin adımlarla ilerlerler.
Sevdiklerimizin doğum günleriyle aramız nasıl? Onları mutlu etmek hoşumuza gidiyor mu? cevabımız eğer evetse, haydi o zaman "en sevdiğimizi" mutlu etmeye.
Ramazan rahmet ve bereket ayıdır. Bu ayda zenginler fakirleri daha iyi anlama imkânı bulur. Çünkü ramazanda belli süreler içerisinde aç kalan insan, açlığın ne demek olduğunu daha iyi kavrar. Zenginler maddî durumu kısıtlı olan kişilerin, ömürleri boyunca bu güçlüklere nasıl katlandığını sezerler. Onlara karşı merhamet duyguları gelişir. Elindeki
Kısa ve öz ifadesiyle cimri bir insanın cimri olduğunu fark etmemek gibi kısır bir döngüden kurtulması ile başlaması gerekir.
Biliyor musunuz bu günlerde bir mahzunluk çöktü üstüme...
Arzı mekân kan ağlıyor.
Yeryüzünün taltif edilen, en şerefli insanları çaresiz, kalb tekliyor, zihinler havale geçiriyor...
— Peki, ne’ymiş bakiim bahsettikleri?
— O, gördüğüm kadarıyla konuyu açıklayabilmek için birbirinden farklı iki makale yazdı. İlki, düşüncelerini istediği şekilde anlatmaya yetmediği için ikincisini denedi.
— Eee, ikisi arasında ne gibi bir fark oluştu?
— Bence hiç. Aslında ilkinde ağlıyor gibiydi
Torun dedesine sorar: “dede insan ömrü ne kadar?” dede cevap verir. “bir ezanla bir namaz arası.” Torun bir anlam veremez dedesinin cevabına “nasıl yani?” der. Dede açıklar: “bak yavrum, insan doğunca ilk iş kulağına ezan okunur, ölünce de son iş olarak ona namaz kılınır, işte insanın ömrü bu
Affan’ın oğlu Osman’ın “Duruşu” ile anlattığı bizim “söz” ile anlattıklarımızdan daha derin bir “tesir”
bırakıyorsa o zaman “söz”ü artık “Yürek”’e bırakmanın zamanı gelmiştir!..
Önce “Yürek”te yaşamak gerekir…
Sezgisel yaklaşımla ilgili olarak âcizane kanaatim şudur; Yukarıda nasıl akılcılığı kendi döneminden bağımsız bir şekilde ele alarak değerlendirmeye çalışmışsam, sezgisel yaklaşımı da güncelliğinden ayrı görmem gerekecek. Aksi halde İhvanı safa ekolü ve Asya ile Mısır mistisizminin özelliklerine değinmeliyim ki bu da oldukça zamanımı alır.
Yukarıda kısmen
Beni de bir Alevi baba olarak kabul edin.
Gündüzleri beli bükülene kadar çalışan, evine ekmek götürmeye uğraşan, elleri nasırlı Alevi bir baba….