Engelli Çivtlere Olan Ön Yargı
evet sevgili okurlarım sizlerde engellilerin bir çift olamayacağı düşüncesine sahip misiniz?
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
evet sevgili okurlarım sizlerde engellilerin bir çift olamayacağı düşüncesine sahip misiniz?
Eskiden ''Biri bizi gözetliyor'' diye yabancı formatlı bir yarışma programı vardı, birçoklarınızın göz takılmıştır. Üç kuruşluk ödül için aylarca bir eve tıkılıp kaldılar, sonrada birbirlerine ne hakaretler, ne yakıştırmalar... Hani neredeler? Hepsi balon gibi söndü gitti...
Gönüllerin derununu ölçecek cihaz henüz icat edilmedi. O yüzden o durumu ifade edecek bir sözcük yok lügatlerde. O vakit bize düşen Mark Twainin durumundan ibret almak, Merhum Ali Nihat Tarlan Hocanın öğüdüne kulak vermek. Kandil ve iskandil sözcükleri ister akraba ister hısım olsun bu bizim konumuz değil.
körlüğün sadece beden gözlerinin görmemesinden ibaret olduğu düşüncesinde misiniz
Çok uzun süreli kar yağışları aynı zamanda okullar bir iki günlüğüne tatil olduğu için çocuklara da bayram yaptırır, ha unuttum bir de servis araçlarının şoförlerine tabi ki, onlarda dinlenme fırsatı bulurlar. O beyaz örtü insanın ruhunu dinlendirir, belki yüreğini dillendirir, şairlere yazarlara belki ilham verir. Kışın insan çok
bizler neden ön yargı ile hareket etme yolunda yürümeye devam eden bir toplum olmaktan vazgeçemiyoruz?
Akşam oldu mu annemin bana balkondan ''Ahmeeet top oynamayı bırak, eve gel birazdan baban gelecek.'' cümlesi halen kulaklarımda çınlar durur zaman zaman. Bir istatistik yapılsa, yetmişli yıllarda gözlük takan çocuk sayısı ve şimdi günümüzde gözlük takan çocuk sayısı diye, herhalde şimdikiler açık ara kazanır gibi geliyor...
Ah benim sazımın teli, radıyomun pili, saatimin zembili günlüğüm. Nasılsın, iyi min? Beni soracak olursan, halim belli. Bizim gibi emeklilere, dar gelirlilere iyi olmak haram. Hele bi de ikdidar garşıtıysan, gatiyen belin doğrulmaz. Toğukların yımırtadan kesilir, ineklerin sütden. Biletine amorti bile çıkmaz. “İnsanın bi defa ters gitmesin işi;
BİR BULMACA
Ölülerin umursanmak istediği
Kendi kötülüğünden nefret edebilecek hale getirilmesinin, mümkün olduğunu
üzerine titrenen bir güzel bebeğe, ninnilerle uyutulan, hastalandı-
ğında, sabahlara kadar nöbet tutulan, ağladığında beraber
Şimdi imla hatalarına örnek vereceğim diye; hiç mümkün mü sevgili günlüğüm✍🏻 küçük harfle adımı yazmaya başlayayım, tövbe tövbe
Esnaf sana da lafım var. Nedendir, insanlar paketlenmiş, altını göremeyeceği ürünler almak istemez artık. Ürünü bir kez satıp kazanmak olmasın derdin. Terazin aza altın gibi, fazlaya elin bol olsun. Haram da olmasın gözün.
Çaresiz, gerekliliklere rağmen başına gelebilecek türlü alternatiflere boyun eğmiş kişidir. Çaresiz, neyin ihtiyaç, neyin hak olduğunu artık masallarda dinleyen kişidir.
Yelken demişken, ne güzeldi yazdığım şiirim.
Aklından çıkar İstanbul
Bizler, kahvelerimizi yudumlarken güzel bir bayan yaklaştı yanımıza. Özür dilerim, sizler Mağusadan mı geliyorsunuz? dedi. Evet dedik. Bize teşekkür etti. Ben de Mağusalıyım dedi.
Bayan, bu cafenin sahibi imiş. Adının Nil Yücel olduğunu söyledi. İlk dikkatimizi çeken güzelliği, şık giyimi, kibar davranışı ve içtenliği oldu. Güler
Ne güzel demiş, ağzından bal damlayan atalarımız: “Çingene marifetini söylerken, hırsızlığını ele verir.” Herkesin fidana verdiği- verebileceği isim; fidanı diken kişinin aynadaki yansımasıdır.
Durdane Türkmenoğlu, okuma yazma bilmeyen bir vatandaş. Halk Eğitimi Merkezince açılan kursa katılmış. Okuma yazmayı da öğrenmiş. Belgesini almış. Bunun üzerine memurluk için yeniden başvurmuş.
Polis olan kardeşi 1992 yılında Şırnakta şehit olmuş. Yürekleri yanmış. Diğer kardeşleri de hem emekli hem de kendinden büyük olduğu için
Alarm çalıyor. Yine sabah oldu. Sabah oldu ama gün aydın olmadı. Enerjiden tasarruf amaçlı kış saatine geçmediklerini iddia ediyorlar fakat eminim ki benim gibi milyonlar, önce ışıklarını açıyor, daha sonra gözlerini