"Yazmak, aslında, kâğıda damlattığınız kanın, mürekkep sanılması aldatmacasıdır." – Bukowski"

Öykü

Erdemli Olmak

ERDEMLİ OLMAK
Sevgi insanın kalbinde doğuştan yer etmiştir. Anne sevgisi bunun gelişmesine neden olur. Babamızı severiz, kardeşimizi severiz, arkadaşımızı severiz, okula gider öğretmenimizi severiz, düşüncelerimiz büyüdükçe vatanımızı severiz.

Sessiz büyüyen çocukların masalı

Çocukların sessizce yaşadığı yalnızlığın içsel dünyasına dokunulan bu metin, görünmez olmanın acısını ve duyulmayan seslerin çığlığını anlatıyor. Kalabalıklar içinde bile tek başına büyüyen bir çocuğun hayali arkadaşlarla kurduğu dünya, yetişkinlerin göremediği bir gerçekliğe dönüşüyor. Gecenin sessizliğinde herkesin biraz yalnız olduğu anlarda teselli bulan çocuk, hâlâ umutla bekliyor; birileri

yazı resimYZ

Ahtapot

AHTAPOT
Gizem dolu, sır dolu, pek çok bilinmezliklerle dolu kainatın bilmem nerelerinde sessizce dönüp durmakta olan sevgili dünyamız. Üzerinde yaşamalarına, hayat bulmalarına, barınmalarına olanak tanıdığın on binlerce yıldan beri her şeyi ile belki de sadece sende var olan canlı varlıklar.

Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2

Öğle tatillerimde birden ortadan kaybolmamı neden sır gibi saklıyordum, bilmem ama arkadaşlarımın -herhalde o yavru kedileri annesinden alıp ayıracakları korkusu - yavrulara zarar verecekleri düşüncesi, çocuk yüreğimi kaygıyla dolduruyordu. Beni arayıp da bulamayan, derste yakalayıp nerede? olduğumu soran arkadaşlarıma Annem dışarı salmıyor, evde yemek yememi istiyor gibi bahanelerimle

Kemeraltı

Bir çocuk ne diye küçük bir köyden çıkıp buraya gelir? Bin kilometre uzakta, yabancı bir şehre, neden? Belki annesi ölmüştür. Babası yeniden evlenmiştir. Üvey anne bu belki ekmek vermiyordu. Belki kötü söz söylüyordu. Dayanamayıp kaçmıştır. Babası da ölmüş olabilir. . Anası yeniden evlenmiştir. Ama üvey baba çocukları istememiştir.

Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2 -

O şaşkınlık hali bende kısa sürdü tabi...Yerini ani gelişen bir öfke tepkisi almıştı. O an nasıl bir kuvvet hakim olduysa bana; elimde tutmakta olduğum süt şişesini sarı kediye fırlatmıştım. Sersemleyen kedi, merdiven altındaki yan duvara çarptı. sonra da lastik top gibi geri yuvarlanıp, dört ayak üstüne düştüğü an

Düşen İlk Yağmur

Ben, çok severdim ilk düşen yağmurdan sonra etrafa yayılan toprak kokusunu Başka bir kokusu olurdu. Beni alır, farklı dünyalara götürürdü hep Mis gibi gelirdi bana Toprak kokuyor derdim hep. Dışarı çıkar bu kokuyu sonuna kadar teneffüs ederdim.

Hikaye Yazmak İsteyenlere Sekiz Tüyo

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Amerikan edebiyatına damgasını vuran Kurt Vonnegutun kısa öykü hakkındaki tezi, vakti zamanında Chicago Üniversitesi tarafından kabul edilmemişti. Zaman, üniversitenin yanıldığını gösterdi. İşte Kurt Vonnegutun verdiği derslerde önerdiği sekiz hikâye tüyosu:

Şarkı

bu şiirimi ŞARKI formunda Yazdığım için adı şarkı oldu. Başka bir amacı yok. Tabii sevdadan söz ediyor.

Kontrollü Çay Kıraathanesi Muhabbetleri

İyi dersin Haydar Baba da, polise teslim etsek ne olurdu? Mahkemeye çıkarılırdı. Mahkeme de ya tutuksuz olarak yargılanmak üzere serbest bırakırdı, ya da birkaç ay ceza verirdi. Ama bizimkiler hırsızı öyle benzetti ki, bir daha bu pis işi yapmasının mümkünatı yok. Artık biliyor ki bir hırsızlık olayı oldu

Başa Dön