Biz Kaç Kişiydik?
İnsanın mutlu giden günlerinde, ''rahat batması'' tabirine uygun olarak inatla mutsuzluğa giden yola sapmasını anlatan bir öykü.
"Yazar olmak, Tanrı'ya 'biraz daha komik olabilirdin' demenin en edepsiz yoludur." — Terry Pratchett (kurgusal alıntı)"
"Yazar olmak, Tanrı'ya 'biraz daha komik olabilirdin' demenin en edepsiz yoludur." — Terry Pratchett (kurgusal alıntı)"
İnsanın mutlu giden günlerinde, ''rahat batması'' tabirine uygun olarak inatla mutsuzluğa giden yola sapmasını anlatan bir öykü.
Bu arada bunları ben istiyormuşum gibi de üstüme atıyor:
-Burada adam açlıktan ruhunu teslim ediyor!
5,5 aydır gece gündüz demeden çalışan Ekrem bilimde çığır açacak izahlara, pek çok icada pek çok ilime mucit olmuş çoktan genç yaşında insan üstü zekasına hükmedebilir hale gelmiş ve insanlık için yepyeni çığırlar açacak gelişmelere imza atmıştı.
Sadece bundan kimsenin haberi yoktu.
Bir adam meydanın ortasında Kendimi yendim! diye bağırıyordu. Etraftakilerin bazıları adama acıyarak bazıları da gülerek bakıyorlardı. Bu duruma hemen müdahale ettim ve kalabalığa dedim ki: Gülmeyi kesin, acımayı da bırakın. Bu adamı alkışlayın. Çünkü o, gerçekten de büyük bir iş başarmıştır. Bu başarı bence bir düşmanı yenmekten daha
Yavru hamsi annesi ile birlikte Karadeniz’de yaşıyormuş. Onlar sık sık deniz yüzeyine çıkıp etrafı seyrediyorlarmış. Yavru hamsi annesini sorduğu sorularla bunaltıyormuş: “ Anne, bu dünya niye var? Sen neden varsın? Ben neden varım? Bu deniz niye dalgalı? Neden büyük balıklar küçük balıkları yiyor? “
Annesi yavru
Katırcıların Osman’la gitti. Sabah ezanı hala kulaklarımda... Avlu kapısında son kez gördüm. İki karartı olup gittiler. Akşama genç bir kısrağa koşulmuş Konya Yaylısı ile dönecekti. Minibüs Gediz’e uçtu diyorlar. Kayıp diyorlar. Yalan söylüyorlar. İyi yüzerdi Yusuf’um. Ateş yakar beni ama su boğmaz, derdi. İkisinin de ne ölüsü, ne
\- Yok abi, dibim uyuştu da üzerine afiyet! Dipnot da nerden çıktı?
Dün seni rüyamda gördüm. Bana gülerek bir şeyler dedin. Ben sana sarıldım .Seni kokladım. Sonra uyandım. Sen yoktun.
-Aklından geçen ne? Telefon alınca ne olacak?
-O zaman yengeye ulaşabiliriz.
-Yenge deme lan kadına. Bir kere olsun yüzümü görmüşlüğü bile yoktur.
-Telefon alıyon dimi.
-Bakarız, şimdi sırası değil.
Hacivat'ı gece uyku tutmaz. Sabah erkenden kalkar, giyinip dışarı çıkar. Karagöz'ün evinin kapısını çalar. Bir daha çalar. Karagöz uykulu gözlerle pencereye çıkar. Bakar kapıyı çalan Hacivat'tır: " Hacivat, sabahın seher vakti neden kapıyı çalarsın? " diye sorar.
Hacivat: " İn aşağı Karagözüm, yarenlik edelim. Ben söyleyeyim,