|
 • İzEdebiyat > İnceleme > Toplumbilim |
101
|
|
|
|
Umut her ne kadar soyut kavrammış gibi düşünülse de kişinin kültür ve bilincine göre somutlukta taşır. İnsan doğasına göre bunun tarifini yapmak gerekirse, doğal duygusal tepkimelerin hepsini içinde barındıran üst yaşam sevinci olarak ifade edilebilir.
|
|
102
|
|
|
|
Örneğin herhangi bir bitkinin yeşerip çiçek vermesi için nasıl ki uygun toprak ve iklimin varlığı şart ise, bir toplumun çağın şartlarına göre gerçek bir ulus olması için de, hayal ürünü olan tüm soyut şovenist saplantılardan arınarak, pozitif bilimsel düşünce yapısını ilke edinmesine bağlıdır. |
|
103
|
|
|
|
Her türlü gösteriş bomba etkisindeyken, bir taraftan topluma mütevazi fakir edebiyatıyla akıl vermek, diğer taraftan gösteriş, şatafat içerisinde yaşamak, dünyanın en büyük onursuzluğudur.
|
|
104
|
|
|
|
DEVREK LİSESİ ve İLK RÜŞTÜ ONUR GECESİ
|
|
105
|
|
|
|
Yaptığı işi sevmek çok önemli bir olgu kanımca. Hani derler ya ''Sevmek başarmanın yarısıdır.'' bir diğer yarısı da sabır ve metanet olsa gerek. Direk insanı ilgilendiren; Öğretmenlik, doktorluk, askerlik, din adamlığı gibi meslekleri yerine getirenlerde en büyük özellik sevgi, hoşgörü, sabırdır. |
|
106
|
|
|
|
Siyonizm karşıtı Ortodoks Yahudiler İsrail'in işlediği cinayetlerin kabul edilemez olduğunu, "Holokost'un da İsrail'in elinde bir bahane olduğunu" açıklamışlardır. |
|
107
|
|
|
|
İnsan beynindeki milyarlarca nöronun varlığı, bunların birbiriyle karmaşık çok yönlü senfoni orkestrası gibi hareket etmesi, insanı diğer tüm canlılardan hem olumlu hem de olumsuz açıdan tamamen farklı kılmaktadır. İnsandaki bu özelliğe uygun olmayan eğitim, yönetim ve maddi varlıkların paylaşımındaki ahlaksızlık, insanın canavar duygusunu her zaman yükseltmektedir. |
|
108
|
|
|
|
Herhangi bir devlet demokrasiden dem vurup demokrat olduğunu söylüyorsa, bu devlet kapitalist, liberal, sosyalist, komünist veya dindar ideolojiye bağlı olsa bile, ülkede farklı düşünce, dil, din, ırk ve eşcinselleri dışlamadan her hakkını vermek zorundadır. Belirtilen farklılıklara hiçbir insani hak verilmemişse, o düşünce ideolojik ve faşist demektir. |
|
109
|
|
|
|
Devletlerin yaşattığı resmi fahişeliği, Alman Filozof Friedrich Nietzsche'nin, şu tespiti çok güzel ifade ediyor. Neitzsche derki; “Adalet devletin fahişesi basında metresi olduğu sürece, devleti pezevenkler yönetir”. |
|
110
|
|
|
|
Her türlü modern bilgi ve teknik varken, yalnızca soyut tanrısal dini korkuyla yaşamak, yapay zekayla çalışan bilgisayardan daha geri zekalı olmaktır. Bu tür toplumların bilinçlerine yüklenenler cinsel ahlaksızlık, görgüsüzlük, sınırsız maddi varlıklara sahip olmak gibi, İlk Çağ'daki içgüdüsel süper egoistliktir. Tanrının her şeyi düzelteceğini ifade eden eğitimle yetişen toplumlarda nitelik sıfırdır. |
|
111
|
|
|
|
Çeşitli nedenlerle kendi dil ve kültüründen kopmuş, koparılmış birey ya da topluluklar, kompleks altında zorla inandığı dinin ırkçılığını yüceltmeden hayatta kalamayacağını bilirler. Böylece dinin yalancı hikayelerini yaymak için, insani değerleri satmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. İşte insanlığın en çok satıldığı toplumlar, Türkiye gibi Müslüman ülkelerde yaşanmasının temel nedeni budur. |
|
112
|
|
|
|
Bu belirsizleşmenin kaynağa dönüş olarak yansıması ise, bioloji alanının belirsizleşmesi olur. Ancak bu belirsizleşmeyi taşıyıcı olan kuantum olgusu veya temel parçacıklar sorunu bioloji olanın da bir parçalanma gerilimini oluşturur.
|
|
113
|
|
|
|
Sömürge (Koloni) ve asimilasyonlara karşı mücadelelerin yetersiz olduğu durumlarda, sömürü altında olan halkların başvuracakları iki seçenekleri bulunmakta.
Birinci Seçenek: Çok uzun zamana yayılacak olsa bile, her türlü risk ve zorluklar göze alınarak, örgütlenip mücadele ederek özgürlüğe kavuşmaktır. |
|
114
|
|
|
|
Somutlar vardır öznede.
Öteki, yanındaki, diğeri gibi.
Söz meclisinde konu aranır.
Ne nasıl niçine indirgenemez.
Hayallerimizi suçlarız zamanla.
Boş yere didiştiğimiz egolara değil,
Yattığımız gaflet uykularına yükleriz suçu.
Demeyiz, bilmeyiz, bunu biz yaptık.
Oysa verilmiştir, “sebep sonuç ilişkisi”.
Laf cambazı sorsan hepimiz.
Mazeretimiz ömrümüzden çok.
Kabahatimizin özrümüzden büyüklüğü,
Sindirmiş, korkutmuş,
İçimizdeki dürüstlüğü.
Küçük zihniyetlerin beslediği,
Çorbacı kişiliklerle derdest olmuşuz.
Zaaflar ahvalinde boğmuşuz ruh dengemizi.
Niteliklerin kaybolduğu,
Niceliklerin sofra kurduğu,
Akşam üstlerinde bırakmışız insan olmayı.
Ufuktan doğan sabahın yönü değişir mi?
Unutmuşuz dönenceyi.
Doğaya ihanetle başlayan kervan yolunda,
Ataya anaya, vatana millete, geçmişe tarihe,
Yolda bıraktığımız eşe,
Ve bil cümle aleme dosta,
Savurmadık mı ihanetin baltasını? |
|
115
|
|
|
|
Osmanlı'da faaliyet göstermekte olan Ermeni kültür ve dayanışma dernekleri Ermeni Kilise’sinin de desteğiyle önce siyasal partilere, daha sonra terör örgütlerine dönüşmeye başlayacaktır. Ortak amaç "Batı Ermenistan" dedikleri Adana'dan Kars'a kadar olan topraklar ile Çarlık Rusyasındakilerin birleştirilerek "Büyük Ermenistan" ın kurulmasıydı. |
|
116
|
|
|
|
Küreselleşmeye en iyi örnek Avrupa Birliği. Ancak Avrupa Birliği damdan düşmedi. Avrupalılar yüzyılarca brbirleriyle savaştılar. Sonunda savaşmazlarsa daha iyi olacağını anladılar. Küreselleşme iki tane bir hücreli canlının sırt sırta vermesiyle başladı. |
|
117
|
|
|
|
"Yer kalmayıncaya kadar evi eve katanların ve tarlayı tarlaya birleştirenlerin vay başına ! Kötüye iyi, iyiye kötü diyenlerin, karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların, acıya tatlı, tatlıya acı diyenlerin, kendi gözlerinde bilge olanların, kendilerini zeki sananların, rüşvet uğruna kötüyü haklı çıkaranların, haklı adamların hakkını elinden çekip alanların vay başına!"
|
|
118
|
|
|
|
Babamın babasının babası da ki biz görüp de ona yetişemedik, babama dede oluyor. Hanımı da babamın babaannesi haliyle... Babamın babaannesinin çocukları da amca, hala diye geçiyormuş akrabalar arasında... Yanlışım varsa düzeltin... Kaynanamın erkek çocukları da kayın biraderler sınıfına giriyor... Allah var severim de kayın mayın biraderleri mi... |
|
119
|
|
|
|
Kışkırtılarak ayakta tutulmaya çalışılan burjuva kültür günümüz toplumunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek olanaklara sahip değildir. İnsan önce kendini sevmeyi öğrenmeli sonra iletişimi içersinde kendini bulmalı, insanları sevmeyi öğrenmeli. Bireyler yetenekleri doğrultusunda eğitilmeli, geliştirilmeli. Çünkü sağlıklı bireylerden sağlıklı toplumlar oluşturulur. |
|
120
|
|
|
|
Kadınlar tosunları beğenmez, onları öküzlerle aldatır. Aldatmaktan imtina eden ise otlanır. Kadınların otlanması mı daha iyi yoksa tosununu bir öküzle aldatması mı daha iyi sorusuna cevap veremeyen kadından da uzak durun. |
|
|
|