Her Şey O'nu Tesbih Eder
Deniz dibindeki tek hücreli bir canlı da, göklerde süzülen bir martı da, karların arasında boynu bükük bir kardelen çiçeği de Rabb’ine teslim olur, O’na itaat ederek yaşar.
"“Yazmak, bilgisayarı meşgul etmekten başka bir şey değil; ama en azından bilgisayar sizi eleştirmez.” – Virginia Woolf"
"“Yazmak, bilgisayarı meşgul etmekten başka bir şey değil; ama en azından bilgisayar sizi eleştirmez.” – Virginia Woolf"
Deniz dibindeki tek hücreli bir canlı da, göklerde süzülen bir martı da, karların arasında boynu bükük bir kardelen çiçeği de Rabb’ine teslim olur, O’na itaat ederek yaşar.
Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Hep yarısında bitti coşkularım. Ve ben dua ederken bile dilime şarkılar takıldı. Tanrı beni affetsin bu yüzden. Çünkü ben şarkılarla Tanrı'ya yalvardım.
Kayyu’nun televizyon ekranından size bir gün şöyle dediğini düşünelim: "Beni hiç kimse çizmedi. Vücudum, gözlerim, kollarım, görmem, konuşmam, gülmem her şeyim kendi kendine oldu. Bunları çizen bir ressam yok...
Toplum olarak kendimizi hep iyiler zümresi içinde görürüz. Kimse kendini kötü görmez. Peki, iyiliğin ölçüsü nedir? Bazılarına göre namaz kılmak, bazılarına göre yardımsever olmak, bazılarına göre de temiz kalpli olmak(ölçüsü nasıl hesaplanıyorsa!... ) Bizim inancımızda iyiliğin ve üstünlüğün ölçüsü Allah’a yakın olmak, yani takvadır.
Allah’ın razı olacağı pek çok davranış şekli Kur’an ayetlerinde haber verilir. Bu davranışların her biri Yüce Allah’ın buyruklarıdır ve ibadettir. İnsanın 23 saatini Allah’tan uzak yaşayıp, günün yalnızca 1 saatini -namaz kılarak- ibadet için ayırması kuşkusuz yanılgıdır.
Yüreğim bir yamaç mor menekşelerle dolup taşan. Bir neyzenin sesi kulaklarımda yankılanmakta. Hafiften bir deniz kokusu yüzümü okşamakta. Bir an ölüm gelmekte aklıma beyaz kefenlerde bedenim. Hiç kusur yok dudaklarımda. Sonsuz bir uykuya kapanmışçasına. Ne dost peşindeyim artık ne de sevgili arayışında.
Günlerin en müstesnasıdır bayramlar… Ortak değerlerimizin en başta gelenidirler. Daha çok bayramlarda hatırlarız birbirimizi; birlik ve beraberlik tavan yapar bu güzel zaman dilimlerinde. Bir başka kenetleniriz bayramlarda. Hasretler geçici olsa da son bulur bu sayılı günlerde. İçimize doğan sevgi güneşi bir başka ısıtır bizi. Hüznümüzü, acımızı ve yalnızlığımızı
Kitâbı Sünneti, İcmâı kaldırıp attık;
Havâssı maskara yaptık, avâmı aldattık.
Yıkıp Şerîati, bambaşka bir binâ kurduk;
Nebîye atf ile binlerce herze uydurduk!
O hâli buldu ki cüret: Yecûzu fit-tergîb
Çekinme
Kur’an-‘da Allah’ın sözüdür bu
“Cihat” de, “Kıyam” de, “mücahit” de
“Tağutların hükümranlığı sürmez, sürsede bize rahat yok” de…
Dilin dönmez olur hadi söyle…
Dinden ve Kuran ayetinden uzak bir anlayış bu kadar mı kindar bir kaleme dönüşür. İnsan düşmanlığını bu kadar insafsızca ve saptırıcı hale dönüştürülmemelidir. İslam’ın kadına getirdiği haklar, batının kadının şeytan ya da hayvan olarak nitelediği dönemlerde kadının kurtuluşunu simgelemektedir.
...(nereden anam, babam oluyorlarsa yani(!)..)renginin güzelliği, onlardan türeyen iyi insanları ve mutluluğu; dikenleri, kötü insanları ve acıları simgeliyordu düşüncemde.
İzedebiyat’ta yazıları yayımlanan bir yazarımız, son yazısında namaz ibadeti, İslam dini ve mezhepler tarihi hakkında bazı temelsiz iddialarda bulunmuştu. Yazarımızın, İslami kavramlar üzerine tek taraflı ön-yargılamalarda bulunduğunu düşünmekteyiz.