Çoban
Hiçlik varmıdır.Yoksa her zaman bir şey mi vardır. İşte genç çoban bu sorunun cevabını bulduğuna inanmıştı.
"Yazmak, düşüncelerimi sakinleştirmenin tek yolu; çünkü kelimeler hep dürüst, insanlar ise asla." – Franz Kafka"
"Yazmak, düşüncelerimi sakinleştirmenin tek yolu; çünkü kelimeler hep dürüst, insanlar ise asla." – Franz Kafka"
Hiçlik varmıdır.Yoksa her zaman bir şey mi vardır. İşte genç çoban bu sorunun cevabını bulduğuna inanmıştı.
Ateist ve deistler, Kuran'ın Hak Kitap olmadığını, Hz. Muhammed tarafından kendi hevasına uygun şekilde yazıldığını iddia ederler. Bu iddialardan bazıları şöyle; Kadınlara düşkün olduğu için kendisine sınırsız eş imkanı sağladı. Güç ve iktidar istiyordu, bu nedenle savaştı. Zenginlik istiyordu, savaşta elde ettiği ganimetleri kendine aldı. İnsanları cehennemle korkutup
‘Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır…’ (Lokman Suresi, 14) Zorlukla geçen dokuz ayın sonunda dünyaya gelen bebek, vicdan ve merhamet sahibi her insan için çok değerli ve dikkatle korunması gereken bir güzelliktir.
Allah’ın bahşettiği bu
"Yeni bir akım çıktı. Kuran müslümanlığı, meal sapıklığı (haşa). Peygamberin sünnetini yok etmek bunların gayesi" !
"İslam'ı doğru yaşamak için Kuran yeterlidir" diyen insanların maruz kaldığı sözlerdir bunlar.
Allah’a inanmak O’na kul olmayı yani ibadet etmeyi gerektirir.
Bir anne düşünün. Bebeğini kucağına aldığı ilk andan itibaren annelik görevi başlar. İyi bir anne her zaman ve her koşulda bebeğini korur, onun bütün ihtiyaçlarını titizlikle karşılar ve annelik görevini asla ihmal etmez. Aynı şekilde bir doktor,
İslam'a atılan en büyük iftiralardan biri, İslam'ın kan, şiddet, terör dini olduğu söylemidir. Bu iddiayı savunanlar ağız birliği etmişcesine, Kuran'ın yarısı savaştan ve öldürmekten bahsediyor
Duygusallık dünyada milyarlarca insanı etkisi altına almış bir cahiliye kültürüdür. Şeytanın insanları Allah’ın yolundan alıkoymak amacıyla kullandığı bu etkili silah, insanların duygularının esiri olmalarına ve akıllarını kullanamamalarına neden olmaktadır.
Yâhu, bu sineğe bak. Gayet küçücük zarif elleriyle kanatlarını, gözlerini siler süpürür. Her işini görür.
Evet, belki de bütün bu okuduklarınızdan sonra yazdıklarımı cahilce diye nitelendirebilirsiniz. Peki, hiç düşündünüz mü? Cahilliğe yeni bir tanım getiren bilgece bir düşünün ürünü olabilir mi?
Ben sustum ama O hep dinledi .Zaten batımdakileri ancak O dinleyebilirdi ...
Ben sustum bu sefer ayetler konuştu :
Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.
Hayat doluyken, vadiler dolusu altının, malın mülkün, hırs ve emelin dolduramadığı o eli, nasıl da dolduruvermişti toprak... Ve kıskıvrak sarınca etrafını, karnı patlarcasına doymuştu da “tamam, yeter” bile diyememişti. İş bu kertede bitseydi, mesud sayacaktı kendini el sahibi. Sonra, aynen ağaç kurdunun tahtayı kemirmesi gibi toprak da etini
Hz. Davud (as) ve döneminin anlaşılması için şu ön bilgiler vazgeçilmez bir zorunluluktur. İnsanlığın en eski Ön Asya uygarlıklarından olan; Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Anadoluda yaşayan toplulukları ve kurdukları krallıkları inceleyen İlkçağ tarihinin (MÖ. 11. ve 9. yy. arasının) iyi bilinmesiyle birlikte, o dönemin siyasi ve ekonomik yapısının
Bilimsel bakışta hoşgörü, saygı, saygısızlık gibi kavramlara yer yoktur. Bilimsel düşünce deney, akıl, mantık, nesnellik, tarafsızlık, eleştirel yaklaşım ilkelerine göre işler. Matematikte demokrasi olmaz. Doğru tektir ve diğer sonuçlar hoşgörülemez.
Malatya Hacı Mehmet Kaya Kız Kur’an Kursu’da; şu Ahmet denilen müdürünün yaptığı bu melanetleri müftülük de biliyor, bildiği halde bu acayip adamı ne diye hâlâ orada barındırır, neden?
Neden;
Neden insanlarımız safsatalara ilgi duyar?
Neden;
Neden;
Özellikle çocukların severek izledikleri “Çocuklar Duymasın” adlı televizyon dizisinde abartılı bir eşcinsel karakter ekranlara geldi. Bunun gereği ve anlamı neydi?..
Gerçek bir din ve vicdan özgürlüğü nasıl bir kimsede gerçekleşebilir? Türkiye'de inanç ve din özgürlüğünün koşulları hazır mı?
Aslında, gerçek anlamda tanrıtanımaz veya dinsiz olanlar, insanları koyun sürüsü gibi gütmek, madden ve manen sömürmek ve savaşlardan savaşlara sürükleyebilmek için kendi kişisel inançlarını, hırslarını, nefretlerini, hezeyanlarını hatta sapıklıklarını hiç çekinmeden ve korkmadan Tanrı’ya yükleyenler, sürü sepet hurafeyi sanki dinsel buyruklarmış gibi insanlara kabul ettirenlerdir.