Gençliği Harcayan ve Tüketen Diziler
Türkiye TVlerinde oynatılan sözde Gençlik dizileri, aslında sistemli olarak, gençliği hedeflemekte ve onları dejenerasyona uğratmayı amaçlamaktadır.
"Dün bana 'yarın' dediydin, bugün 'yarın' oldu, peki benim yarınlarım nerede?" - Oğuz Atay"
"Dün bana 'yarın' dediydin, bugün 'yarın' oldu, peki benim yarınlarım nerede?" - Oğuz Atay"
Türkiye TVlerinde oynatılan sözde Gençlik dizileri, aslında sistemli olarak, gençliği hedeflemekte ve onları dejenerasyona uğratmayı amaçlamaktadır.
Bu yazı yaşanan her kötü ve olumsuz olay sonrası sessiz kalıp kulaklarını her türlü bağırışa, yalvarışa ve de bunları durdurun diyenlere.Kendimize sadece ne kadar da duyarlı olduğumuzu sormak için de yazdım.
Ne olursa olsun ben klasik soykırım müzeleri gibi teslimiyetçi, kendisine acındıran, soykırım suçlularının zil takıp göbek atmalarını sağlayacak şekilde duvarlarına melankoli sinmiş, durgun bir ruhla hazırlanmış, yobaz devlet adamlarının ve belediye başkanlarının ayak bastığı, konuşmalar yaptığı, hatta bu konuşmalardan siyasi rant elde ettiği, bir eliyle üreme organını kaşıyan
İstanbul bu, 15 milyona yaklaşan nüfusuyla dünya metropolü olan bu kentin acımasız yüzünde zorlu olaylar yaşanırken; Anadolu’nun henüz bozulmamış, çiçeği burnunda safiyane yazılar yazanlara...
Medeniyetin çizmeleri, işkencelerde insan onurunu ayaklar altına alıp çiğnedi.
Geleceğini kararttı çocukların.
Kadınlara tecavüz etti.
Toprak altındaki enerji kaynaklarını çalıp ülkelerine taşıdı. Katlettikleri yüz binlerce insanın cesediyle tekrar doldurdu toprağı.
Derste beyin fırtınası yaparken, bir kız öğrencim ilginç ve düşündürücü bir cümle kullandı.'Toplumda kadın erkek için bir ölçüttür.' dedi. Şaşırmıştım. Kızım ' Ne demek istediği açıkla, arkadaşların da anlasın' dedim. Hocam ' Biz başımızı erkekler için örtmüyor muyuz? ' veya 'Sokakta, evde erkeklere dikkat ederek hareket etmiyor muyuz?
Mevcut siyasi iktidarın ayrıca hegemonik bir güç haline gelme gibi bir amacı da vardır. Kendi dünya görüşlerinin ve sınıfsal çıkarlarının evrensel çıkarlar olarak temsil edilmesi mutlak hedefleridir. Çevreden merkeze gelerek belirli bir sınıfın iktidarını, muhafazakâr burjuva sınıfının iktidarını tesis ve idame ettirme gibi bir sınıfsal duruş da sergilemektedirler.
1999 yılından bugüne kadar ÖSS'de Türkiye birincisi olan tüm üniversite adaylarının ABD'ye gittiğini biliyor muyudunuz?
To be or not to be; that is the question..(W.Shakespeare)
Yazmayayım, herşeye maydanoz olmayayım diyorum ama çıkarılması düşünülen kürtaj yasası konusunda sessiz kalmak da olmazdı bir kadın olarak.
Yalnız benim durum biraz karışık, ben hem kürtaja, hem kürtaj yasasına karşıyım..
Osmanlı-Türk tarihinin iki dâhisinden biri Fatih Sultan Mehmet, diğeriyse Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün daha I. Dünya Savaşı yıllarında kafasında şekillendirdiği cumhuriyet fikrini, silah ve siyaset arkadaşlarından uzaklaşma pahasına Türk ulusuna armağan etti.
‘’ Sen bize veda ettin ama Türk milleti olarak biz sana hiç veda etmeyeceğiz.’’
Dersim, genç Cumhuriyet’in uluslaşma ve mevcut sınırlar içinde otoritesini tesis etmesinin önünde bir engel, tıbbi deyimle “çıbanbaşlarından biri” olarak görüldüğü için kesilip atılması lazım gelen bir ur gibi düşünülmüştür. Devlet, bu coğrafyada hâkimiyetini tam anlamıyla kuramadığı, vergi alamadığı için Kürt ve Kızılbaş olan ve bu manada da “makbul