Eleştiri

yazı resim

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nden, Şapşal Şabalak Konserlere, Cicili Bicili Mağazalara

Devlet adamlarımız ve eşleri, pek önemserler bizi. Günün “mana ve ehemmiyetine uygun” kutlama demeçleri yayınlanır. Belediyeler şapşal şabalak konserler düzenlerler, göbekler atılır şen şakrak. Töre cinayeti denir, kadınlar öldürülür bir yandan. Memeleri tomurcuğa durmamış kızlar, dedelere peşkeş çekilir, alınır satılırlar. Bahçedeki ağaçtan ya da bir tavandan sallandırılmış ipin

Sn. Seval Deniz Karahaliloğlu'nun "Siz Hiç Modayı Takip Etmez Misiniz?.. "" Başlıklı Yazısına Küçük Bir Katkı

Günümüz teknolojisi, bizim gençliğimizde olduğu gibi binlerce kitap devirmekten uzaklaştırdı bizi. Bilginin sahtesinin çokça üretildiği bir ortam yaratsa da iletişim kolaylığı ve çabuk ulaşılırlık getirdi. Yeter ki, şu büyüğümüz, şu beyfendü ya da hamfendü şöyle buyurdu, medyada şunlar bunlar anlatıldı kolaycılığına düşmeyelim. Binbir yüzlü canavarın bizden çok daha

İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut

II. Mahmut, III. Selim’den bir adım daha ileri giderek yenileşmenin ilerisinde bugünkü anlamda görsellikte tam bir Batılılaşma hareketi başlatmıştı. O gün için Atatürk’ün şapka uygulamasından çok daha zor olan Hıristiyan Avrupalılar gibi tüm devlet memurlarına fes, pantolon ve ceket giyme zorunluluğu getirmişti. Aynı zamanda dini kaynaklı bırakılan sakal

Petra Kelly ve Türkiyede Ayı Oynatıcıları

Kimdir bu çevreciler? Ne yer ne içerler? Nelere karşı, nasıl mücadele verirler? Bu bahsi düşünürken Avrupanın çevreye bakış açısını ve Türkiyenin nükleer santral yapmak için çırpındığı şu dönemleri kafamdan film şeridi gibi geçirirken aniden kelimelerin de boğazıma dizim dizim dizildiğini sizlere bilmecburiye söylemek zorundayım

Ürü Ürü, Nereye Kadar, Durmuyor ki Kervan!..

Ve fırtına sonrası gelişen sorunlarımızı çorap söküğü gibi yaşar, ağır faturalar ödemek zorunda kalırız. Öncelikle akıl ve ruh sağlığımız bozulur. Bozuldu mu, ne işte, ne okulda ne de toplumun içinde başarılı ve mutlu günlerimiz olur. Hüzünden öte duyguları yüklenip, pişmanlıkları sırtlayarak, güven kayıpları yaşarız.

Bazen "Hayır"da "Hayır" Vardır

Sizlere sunulan hayat çizgisinde yürümek zor geliyorsa, üzerinize bol duran kişiliklere büründürülmeye çalışılıyorsanız ve aklınız doğru ile yanlışı ayırt edebiliyorsa, içinizde ukdeleriniz kalmaması adına HAYIR demeyi bilmelisiniz…

Rize Dağınık Bir Masa Gibi

Bir kalabalığın içinde jop kimdir, yumruk kimdir, kırılan parmaklar kimdir. Etten ve tırnaktan oluşan bir düşünce, insan beynini tırmalamadıktan sonra linçtir. Sesler, feryadın ve haykırışların oluşturduğu bir kapı gıcırtısıdır ve tüm eşiklerde sıkışan insandır. Bir olay ve ardından aynı düşüncede sıkılmış bir yumruk gibi beş, on kişi. Ve

Başa Dön