Öfkeli Mektuplar - 16
Ali Bulaç İslamcılığın avukatlığına soyunduğuna göre.
Kesin bilinmelidir.
İslamcılık iflas etmiştir.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Ali Bulaç İslamcılığın avukatlığına soyunduğuna göre.
Kesin bilinmelidir.
İslamcılık iflas etmiştir.
Sene 1967… Trabzon’dan bir güneş doğuyor… Ufuktan doğan bu güneş Trabzonspor’dan başkası değildi. Aslında futbol çok daha evvel bu şehir halkının yüreğinde yer edinmişti. İdmanocağı, İdmangücü, Necmiati, Lise kulüpleri Trabzon’da futbol ateşini yakan öncülerdir. 1923 yılından sonra Trabzon’da İdmanocağı ve İdmangücü arasında büyük bir rekabet başlamıştı. Bu iki
“Sevdiğini ölçülü sev, günün birinde nefret ettiğin birine dönüşebilir. Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et. Günün birinde sevdiğin birine dönüşebilir” şeklinde rivayet edilen bir Hadis var.
Ölçüyü neden kaçırdık?!
Acaba çok arkadaş canlısı olmakla hata mı ettik?
Türk Dili ve Edebiyat’ı eğitimini değerlendirmeye alırken, öğrencilerin ilgisiz kaldığı, hocaların görmezden geldiği koridorlarda tohumu atılıp filizlenen; ama kökleşmeden yitip giden büyük emeklerin ve özverilerin ürünü olan edebiyat dergilerinin yaşam mücadelelerini anlatmamak haklısızlık olurdu.
Türkler robot üretemez mi? Öyle bir üretir ki parmaklarını yersin!
Demokrasiyle idare edilen ülkelerde seçimler bayram havasında geçer. Herkes eteğindeki taşları seçim meydanlarında döker. Düşünceler ortaya konulur. İsteyen istediğine destek verir. Herkesin duygu ve düşüncelerini ifade etmesine imkân tanınır. Kimse kimsenin fikrini küçümsemez. Oy verme faslı bitince meydanlarda söylenenler orada kalır, hayata taşınmaz. Küskünlükler kin ve nefrete dönüşmez.
Bugün 2 Temmuz 2013, Madımakta yakılarak öldürülen aydınlar katliamının yirminci yılı bitti. Böylesi bir günde bir sokak köpeği beslemeye çalışırken yaşadıklarımı neden aktardığımı düşünenlere bir kaç cümle...
..İdeoolcik edebiyat yapmak lazım bu aralar.!Hincik milli billik zamanı..Bi bildikleri vaa elbet..! Kürtler de insan canım.! Yazık oldu şu hırant’a da.!Didiydim zamanında.Gaşımayın olum bu gadaa diyi.!Dinnemedilee işte.! Bi cahallık olmuş.! Bu gadar böyütmemek lazım.! Takdiri ilahi.! Öleninen ölünmüyo işte.!
Yalnız olmayı özlediğimiz anlarımız olmaz mı?
Ne mutlu ki her seyi bilen bir millete sahibiz. Berberinden bakkalina, manavindan taksicisine kadar hemen hemen hepimiz her sey hakkinda bilgi sahibiyiz. Kendimizce yorumlar, elestirir ve bir sonuca baglariz. Okumayiz bile Gerek yoktur cunku.
Büyük şehirli olmak, üniversiteli olmak, okumuş olmak, batılı gibi olmak insanlığı öğretemez diyor Beyaz Melek. Ama bir köylü insanlığı en güzel şekilde öğrenir diyor. Sizin bahsettiğiniz çocuk eğitimi kitapları, çocuklarınızı okuttuğunuz okullar, tutuğunuz hocalar, dershaneler, çocuklarınıza aldığınız oyuncaklar ve daha nice şey çocuklarınıza sevgiyi, saygıyı, sahiplenmeyi öğretemiyor. Ama
David anlamıyor musun? Yeni üyeler kazandırma görevi bir çılgınlığa dönüştü. Tıpkı partilerde ve tarikatlarda olduğu gibi. Dalga Hareketine üye olmazsanız çok geç kalmış olacaksınız diye öğrencileri “tehdit ediyorlar”. Bu harekete katılmazsam ya da katılmak istemezsem neden geç kalmış olacağım? David anlamıyor musun? Herkes bu Dalga Hareketi denen çılgınlığın