Beğenmediğim Tipler
Beğenmediğim tipler ha..
Hangisini sayayım...
En iyisi lafı uzatmadan saymaya başlayayım:
Başlıyorum:
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Beğenmediğim tipler ha..
Hangisini sayayım...
En iyisi lafı uzatmadan saymaya başlayayım:
Başlıyorum:
Dikkatle okunmasını önemle önerdiğim bir yazım...
Bu yalnızca insana bindirilen, işin parasal balta yanı. Bir de insan hayatını hiçe sayan....
“Hür Adam” filmini, izleyebildiğim kadarıyla; eleştirmeden de edemeyeceğim.
Peşinen söyleyeyim; “Hür Adam” dan beklediğimi bulamadım…
Hiç kimse Şeyh Sait kıyamını, Bediüzzaman’ın gölgesine sığınarak; birkaç çapulcu Kürt isyanıymış gibi lanse ettirme, hakkına sahip değildir.
Yani demek istiyorum ki; “Hür Adam” filmiyle Türkiye’de, Türk
\*Arabasında sigara içilmesine izin vermeyenler ve daha beteri "sigara içilmemiş araba" ilanı verenler...Buna paralel olarak "doktordan ve subaydan araba" ilanları...(Ne yani,onların arabasının egzozu delinip karburatörü
NOT: Bu yazı; referandum öncesi Temmuz 2010 tarihinde yazılmıştır. Bugün yaşananlara baktığımızda, öngörülerin gerçekleştiğini görebiliriz. Bu nedenle, tekrar yayınlama gereği duyulmuştur.
REFERANDUM
Mevcut kurumun yerine daha gerici bir kurum getirilecekse, mevcut kurumu savunup, ama aynı zamanda daha ileri çözümleri savunmak devrimci bir tavırdır.
Televizyonu her açtığımda midem bulanmaya başladı artık...” Size anne diyebilir miyim?” , “Yalvarırım gelinim ol!”, “ Allah belamı versin, seni ölünceye kadar sevmezsem!” gibi binlerce program var.
Okuduğumuz kitapların detaylarına dikkat ediyor muyuz?
Havada buğum buğum güneş ışıkları ve bahar kokusu var artık.
Ilgınların savruluşunu, dağ kekiklerinin sersemletici kokusunu duyar gibiyim şimdiden.
Yaz mevsiminin özlemi iliklerime kadar titretiyor, göz bebeklerim toprak kokusunu doya doya teneffüs etmek isteyen beynime inat ufuktaki dağlara kayıyor.
Yakıcı bir güneşi
İstanbul; bir ayağı Asya' da, bir ayağı Avrupa' da, tam anlamıyla ne Asyalı ne de Avrupalı bir şehir. İstanbul; doğu ile batı arasında sıkışmış, tam anlamıyla ne doğulu ne de batılı bir şehir. Fakat İstanbul; farklı kültürleri, farklı oranlarda kaynaştıran bir mozaik. İstanbul; gün gibi aşikar, güneş kadar
’Hani tarih tekerrüden ibaret derler ya Bülent aynen öyle aslında.Atatürk ’de sezmiş bunu zamanında ve söylemiş.Ama okumadığımız için (üzülüyorum gazete okuma oranları çok düşük) sorgulama’da olmuyor.Yani diyprum bir başkasının aklınla kolay olanla yaşayacaksın diyorum.Acı çekmeden hep gülerek hep gülerek...ANI YAŞA...
Çağın gereği modern bir tramvaya biniyorum Eminönü' nden. Bu modern tramvayın içinde; Sirkeci, Gülhane, Sultanahmet, Çemberlitaş, Beyazıt, Laleli güzergahından geçerken sanki duruyor zaman. Mehter marşları eşliğinde Sultanlar geçiyor önümden. Yine o durmuş zamanlarda Galata Kulesi' ne çıkıyorum. Hazerfan Ahmet Çelebi' nin kanatlarıyla süzülüyorum Boğaz' da. Kız Kulesi' ne