Fenni Devlet Melodisi
Bugün de bitmedi kurul toplantısı. Çocukluğunda konuşmaya fırsat bulamamış her ergen ya da evli kendisini dinletmenin bir yolunu arıyor. Bulunca da Allah ne verdiyse konuşuyor.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Bugün de bitmedi kurul toplantısı. Çocukluğunda konuşmaya fırsat bulamamış her ergen ya da evli kendisini dinletmenin bir yolunu arıyor. Bulunca da Allah ne verdiyse konuşuyor.
Martin Heideggerin, Kastner ile olan yazışmalarında kullandığı güzel bir sözü var. Söz aslında Paul Valérynin. Der ki: Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. Çok doğru ve yerinde bir söz. İnanın söyleyecek sözü kalmayanın yumruğu sıkılır, dili küfürlü konuşur ve nihayetinde son çare kavga etmeye başlar.
Bakıyorum amatör takımlar maç yapıyor, sahaya bir kendini bilmez giriyor hakeme saldırıyor. Bir olay oluyor yirmi iki tane futbolcu birbirine tekme tokat giriyor. Hakem sahada maç yönetiyor küfrün bini bir para. Ne anası ne bacısı, ne homoseksüelliği kalıyor adamın. Sahaya pet şişeden tutunda paraya, cep telefonuna kadar her
Elinde mikrofon spiker soruyor. Bize üç tane dünya edebiyatından klasik eser ismi sayar mısınız? Saymaz mı benim vatandaşım, hemen sayıyor. Anna Karenina-1 Anna Karenina-2, Anna Karenina-3 Vaaaav ne müthiş cevap gözlerim yaşardı... Sonra tekrar soruyor Magazin programı veya evlilik programı yapan üç isim sayar mısınız? Ondan kolay ne
Kötülerin Fatihası olmaz, okunsa dahi kabul olmaz Ben mezar taşını kıramasam da illa biri kırar
271 sayfa tutan eser, şairane bir üslup kullanılarak şiir dili ile yazılmış. Her cümlesi, dizeleri andıran, insanı bir şiir bahçesine sokan, duyguları yoğun bir şekilde dile getiren, yüreklere hitap eden, her satırda gözyaşlarına gark eden samimi, içten söylenmiş, ağıt gibi yakılmış sözler, ırmak gibi akan, su gibi akıp
20li yaşlarımda kitaba olan ilgimin artması yüzünden çok sıkıntılar çektim. Gerek kitap almaktaki imkansızlıklarım gerek bahşirelerle satın aldığım kitapları vakitsizliğim ve uğraşılarım yüzünden okuyamamışlığım beni hep hüzünlendirmiştir. Hatta çoğu kez satın aldığım ama okuyamadığım kitaplarımla özellikle geceleri göz göze geldiğimde seni okuyacağım az sabırlı ol dediğimi, kitabımın da
Çukurovalılar Derneği, surlar içinde bir kahvehane köşesinde kurulmuş bir dernekti. Biz yönetime gelince derneğe hayli mesafe kazandırdık. Dernek bir köşede unutulmuştu. Biz, derneği aktif hale getirdik. Alt yapıyı oluşturduk. Geliştirdik. Derneği bir binaya kavuşturduk
Sanıyorum yirmili yaşlarda Fatih Karagümrükte Cerrahi dergahında gece zikirlerinden sonra çay sohbetlerinin birinde duymuştum ismini. Hocamız onun için: Komünist, devrimci, şairdir, yazardır ama en az bizim kadar bu ülkeyi sever demişti.
Nasıl yani diye sorunca:
Yuşa yarın git bir kitapçıdan: Devlet Anayı al oku.
Hiçbir zümrenin veya dinî kisve altında teşekkül edilmiş kurum veya kuruluşun herhangi bir şekilde üstünlük kurmasına, daha doğrusu; imtiyazlı bir kesimin diğer halk kesimleri üstünde tahakküm kurmasına müsaade edilmeyeceği, sosyal paylaşımın adil olarak ve hakça yapılmasına veya benzeri argümanlarla ortak yaşama verilen bir yönetim biçimi olarak görüyoruz
Yüz yıl hatta bin yıl önce yaşamış olan bir bilimadamıyla, bir filozofla ya da bir sanatçı ile konuşabilir misiniz? Hemencecik Hayır, konuşamam! demeyin lütfen. Eğer o insanların yazdıkları bir kitabı okuduysanız, yarattıkları bir sanat eserini dinledi ya da gördü iseniz konuşursunuz. Bizden çok önce yaşamış ve çok sonra
Emperyal güçlerin postalları altında inleyen topraklardan ancak Taliban fışkırıyor