Vah!vah! Sen Çok Hastasın Gel Başbakan Ol!
Sakın bana kızmayın, önce babalarınıza sorun, "ben açlıktan ölseydim ne yapardın baba?" diye.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Sakın bana kızmayın, önce babalarınıza sorun, "ben açlıktan ölseydim ne yapardın baba?" diye.
“Yeni bir şiire erişmek isteyen her ozan, işe sanattan kuşkulanmakla başlar.” Descartes XVII YY.
Pazar günü güzel hava bizi deliğimizden çıkardı. Neredeyse koca kış evimizde kapalı kalmıştık. Her ne kadar arabamızla hayranı olduğumuz nergis ve lale beldesi Çeltik köyüne sık sık gittiysek de soğuk yüzünden arabadan çıkamamıştık.
Bin dokuz yüz elli altının yarısı ile bin dokuz yüz elli yedinin tamamını askerliğim nedeniyle İstanbul’da yaşamıştım. Çengelköy’de oturan akrabama çok sık gitmemin nedeni gösterdikleri sıcak ilgi kadar vapurla
Burası Tanzanya deyip geçmek çok kolaydı belki; ya da mühim büyüklerimizin yaptıkları gibi "şiddetle" kınamak şiddeti. "Uğurlar olsun," diyerek gönderdiğimiz gözlüklü amcayı dün gibi hatırlarım. Çocuktum.. Yıllar geçti, büyüdüm ama yine de anlayamadım bir türlü: Bir kalem- hem de yazan bir kalem.. Hatta yazdığı için bir kalem.. Neden?
Müslüman Anadolu insanı yüzlerce yıldır bollukta da darlıkta da nimetin kıymetini bilip israfa kaçmamaya çalışmıştır. Küçük bir ekmek kırıntısını bile çöpe atmak istememiştir. Gerçi bu halkın geneli hep varla yokluk arasında devletini kendisine tercih ederek yaşamıştır.
İsterseniz son söyleyeceğimi, baştan söyleyeyim:Olayın, “insan sevgisi, halkların kardeşliği, kültürlerin kaynaşması”, vesaire ile ilgisi yok!
"Bizi biz yapan önyargılarımızdır." der Boris Vian.
Vicdanlar, irtifa kaybederek herhangi bir düzleme zorunu iniş yapmış ve yahut en kötü ihtimalle bulunduğu koordinatta parçalara ayrılmış bir uçağın "kara kutu"su gibi, iç monologlarımızı kaydeden bellek konumundaydı. Ve bu kara kutu okunmadan o uçak hakkında bilgi sahibi olmak hiçte doğru değildi.
İç gözümüze doğrultulmuş bir
Hayat disiplinsiz ve gayesiz olduğu zaman, tabiatıyla eğlence denen bataklığa dökülür. Bu bataklığa düşenler,insanı değerlerden uzaklaşarak hayvanlaşırlar.
Günümüzde dünyada sanıldığı gibi “kapitalist piyasa”nın egemenliği yoktur. Yerküremizde her geçen gün egemen olan anlayış “devlet oranı her geçen gün yükselen karma ekonomi piyasaları”dır.