"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Eleştiri

Öküzden Kaplana Doğru Hareket

Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkün heykeline saldıran geri zekalı tipler. Anlamak gerçekten zor, sevmiyorsan, sevmeyebilirsin de heykelden ne istiyorsun. O Samsuna çıkmasaydı belki sen de dünya üzerine çıkmayacaktın... İnsanlar beyin yerine başka bir organlarını kullandıkları zaman, böyle densizlikler yapabiliyorlar demek ki...

3020 Yılına Mektup

Bu mektup, bir vatandaşın Türkiye yöneticilerine hitaben yazdığı, Atatürk'ün mirasını ve ilkelerini hatırlatan samimi bir çağrıdır. Yazar, Cumhuriyet değerlerinin korunması, çağdaşlaşma hedefine bağlılık ve adalet, eğitim, basın özgürlüğü gibi konularda ilerleme beklentisini dile getiriyor. Dünya barışı ve Türkiye'nin bağımsızlığının önemine değinen metin, günümüz sorunlarına da atıfta bulunuyor.

yazı resimYZ

Yaparsın da Nasıl Yaparsın

Yazık, gerçekten çok yazık. Bu programları tuzu kuru insanlarda seyrediyor, çok gariban, çok fakir insanlarda seyrediyor haliyle... O buzdolabında yarışmacıların altı dakika içinde ağızlarına itiş kakış soktukları yemeklerin zerresi bile kursaklarından geçmeyen insanlar var.

Sempati ve Antipati

Radyo, televizyon ve günümüzde elinde telefon olan herkesin kendini gazeteci diye tanımladığı neidüğü belirsiz milyon takipçili kişilerin sorumluluğu, ilgili ve önemli enformasyonu toplamak ve doğru, dürüst ve yansız bir tutumla halka gördüklerini aktarmak, iletmektir.

Yusuf Kuyusu Ya da Milli Eğitim

Milli Eğitim Bakanlığı hükümet politikası olarak benimsediği eğitim çalışanlarını itibarsızlaştırma çabaları medya namussuzluğuyla birleşince, şimdi yaşanan öldürme olayları da artık meşrulaşmaya başladı. Yarın hükümet ya da bakanlık yetkililerinden biri çıkıp da "öğretmen şunu yapmasaydı, öldürülmezdi" derse şaşırmayın. Çünkü bu günün yöneticileri gözünde öğretmen artık halk ve öğrenci düşmanı.

Beşik Gibi Sallandık

Oğlum da geldi dışarı. Kızım yoktu. Ayça nerede? dedim. Odasındaydı dedi. Sallantı artık durmuştu. Yaklaşık 15 saniye kadar sürdü. Hayat normale dönmüştü. Biraz sonra kızım da aşağıdaydı.
Niye inmedin? diye sordum. Masanın altına girdim dedi. Ya kızım, ev yıkılsaydı, masa sağlam kalacak mıydı? dedim. O da

Sefiller ve Sefilliğe Kefiller

Kanun çıkaracak olan bir mecliste uyuşturucu trafiğini araştırma komisyonu kurulması teklif ediliyor ve kendi deyişleriyle "cumhur ittifakı" tarafından reddediliyor. Ben aslında mevcut muhalefetin (ne kadar muhalif olduğunun da tartışılması gerektiğini düşünüyorum) nasıl "Uyuşturucu trafiği araştırılsın" diye bir teklif verdiğini de anlamakta güçlük çekiyorum.

İnsanoğlu Dur ve Dinle!

Bugün, pozitif tabiat bilimlerinin sevimli çocuğu olan teknik tüm insan yaşamını kuşatarak, onun ihtiraslarının, zaaflarının tercümanı olmaktadır. Görünüşte getirdiği ferahlık ve huzur aslında zamanla ümitsizliğe ve yoksulluğa dönüşecektir.

Orhan Pamk'un "Kar" Romanı

Orhan Pamukun Kar Romanı
Orhan Pamuk, Nobel Edebiyatı Ödülü almasından sonra okuduğum bir yazar oldu. Daha önce hiçbir romanını okumamıştım. İlk Önce Benim Adım Kırmızıyı okudum. Sonra Kara Kitap ardından Masumiyet Müzesi ve son olarak da Kar adlı romanını aldım elime
Orhan Pamuk ile

Başa Dön