Eleştiri

yazı resimYZ

Öyle Bir Yemek Var mı ki

Dörtlü Nagıt diye bir yemek varmış. Sanki bir futbol takımının geri dörtlüsü gibi... Sağ bek Sarı Nagıt, sol bek top geçer adam geçmez Nagıt, ön libero sadece Nagıt, onun yan tarafında fırtına Nagıt... Breh breh breh! Adını bilmediğimiz, bilsek bile ne anlama geldiğini bir türlü çözemediğimiz yemekler bunlar.

Nolcek Bu Fenerbahçenin Hali

Korona futbol muhabbetlerinin de içine etti. Sanıyorum topçularda, popçularda o eski kazandıkları paraları yeni sezonlarda bulamayacaklar. Zaten üç dört büyük kulüp de dahil gırtlaklarına kadar borçlular... Nolcek bu Fenerbahçe'nin hali? Yanlış anlaşılmasın aynı soruyu Cimboma da sorarım. Nolcek bu Galatasaray'ın hali, Başiktaş'ın, Trabzonspor'un hali?

Sefiller ve Sefilliğe Kefiller

Kanun çıkaracak olan bir mecliste uyuşturucu trafiğini araştırma komisyonu kurulması teklif ediliyor ve kendi deyişleriyle "cumhur ittifakı" tarafından reddediliyor. Ben aslında mevcut muhalefetin (ne kadar muhalif olduğunun da tartışılması gerektiğini düşünüyorum) nasıl "Uyuşturucu trafiği araştırılsın" diye bir teklif verdiğini de anlamakta güçlük çekiyorum.

Yarın Bekleyebilir Şiir Kitabı Üzerine

İlk kitabı İntihar İlacı (1985)ndan bu yana; içe dönüklüğü, alaycılığı, dağınıklığı ama cebirsel kurgulu şiiriyle kendine has bir üslubu ve dili olan Hüseyin Atlansoyun Yarın Bekleyebilir şiir kitabını okudum ve çok beğendim. Aslında kitap hakkında tek cümlecik özet istense: Atlansoyun kendi ifadesiyle: Yarın bekleyebilir, beklesin! sözüyle tanımlayabilirim.

İnsanoğlu Dur ve Dinle!

Bugün, pozitif tabiat bilimlerinin sevimli çocuğu olan teknik tüm insan yaşamını kuşatarak, onun ihtiraslarının, zaaflarının tercümanı olmaktadır. Görünüşte getirdiği ferahlık ve huzur aslında zamanla ümitsizliğe ve yoksulluğa dönüşecektir.

The Man Who Wasnt There 2001 (Orada Olmayan Adam)

Gözle görülemeyen bir quantum parçacığı ile kimsenin görmediği bir berber arasında ilinti kuran Coen Kardeşlerin, Ed Cranee biçtikleri rol mutlak değil, bir film-noir gereksinimindendir herhalde Çünkü kaderimizin fonksiyonunun karanlık ya da aydınlık yüzlerce olasılıktan birine çökmesinde tercihlerimizin ve fıtratlarımızın da etkisini yadsıya bilir miyiz?

Beşik Gibi Sallandık

Oğlum da geldi dışarı. Kızım yoktu. Ayça nerede? dedim. Odasındaydı dedi. Sallantı artık durmuştu. Yaklaşık 15 saniye kadar sürdü. Hayat normale dönmüştü. Biraz sonra kızım da aşağıdaydı.
Niye inmedin? diye sordum. Masanın altına girdim dedi. Ya kızım, ev yıkılsaydı, masa sağlam kalacak mıydı? dedim. O da

Orhan Pamk'un "Kar" Romanı

Orhan Pamukun Kar Romanı
Orhan Pamuk, Nobel Edebiyatı Ödülü almasından sonra okuduğum bir yazar oldu. Daha önce hiçbir romanını okumamıştım. İlk Önce Benim Adım Kırmızıyı okudum. Sonra Kara Kitap ardından Masumiyet Müzesi ve son olarak da Kar adlı romanını aldım elime
Orhan Pamuk ile

Timur

Ekonomik değişim beklediniz, olmadı Koalisyon tadında herkesin ortak noktada buluşması şansı oldu, olmadı Parti levhası desen 1938den beri kimseye hayrı yok Demek ki nereye geliyoruz? Bu işler sizin bildiğiniz gibi olmuyor. Olmayacak da

"Bitemeyen Proje" Üzerine

Bitmeyen Proje romanı üç kişi tarafından yazılmış. Bunlar Kevin Behr, George Spafford ve Gene Kim. Çevirmenliğini ise M.Sinan Alpsoy yapmış. Kitap, 2016 yılındaTimaş Yayınları arasında roman dizisi olarak yayınlanmış. 512 sayfalık bir kitap.

Başa Dön