Gök gürledi İstanbulda bu güzel pazar sabahında sevgili günlüğüm✍🏻
Önceden de gök gürlüyordu, ürkmediğimi sanırdım, korkmadığımı, tedirgin olmadığımı sanırdım bu sanrımda yanıldığımı yeni anladım.
Evlenmeden önce yanımdayken küçük kızım,
korktuğunu belli ederdi gök gürleyince. İçine küçülür gibi yapardı omuzlarını içeri çekerek, koşarak ona sarılırdım ve kızım evlendikten sonra gök gürleyince, başımı öne alıp omuzlarımı öne çekince anladım ki meğer bende korkuyor muşum gök gürültüsünden. Koşup sarılacak kızımı çok kez aradım evde ama artık kendi yuvasında.
Gece gürleyince gökyüzü endişe etmiyorum onun için eşi yanında sarılır kocasına diyorum, ana yüreği işte gündüz başlayınca gök gürültüsü hemen görüntülü arıyorum korkmasın diye düşünüyorum ama görüntüylede olsa kızıma sarılıyorum.
Büyük kızım cesurdur, korkmaz hiç bir şeyden.
Küçükler, işte evin küçüğü oluyor, yoksa beş parmağın beşide bir.
Tekne kazıntısı diyorlar küçük çocuklara, hepimizin ilgisi şefkati küçüklere yöneliyor, her biri birbirinden sevgi dolu ve merhametli evlatlarım. Allah ayaklarına taş, gözlerine yaş değdirmesin. Amin.
Battaniyeyi yıkatmıştım makinede astım dün ve üzerini her zaman ki gibi kalın beyaz naylon örtüyle örttüm, toza, moza karşı Kuşlarda çok sürüsüne bereket arka tarafta ağaçlar var onlarında ihtiyaçları çamaşırlarımıza denk gelmesin diye hep örtüyorum üzerlerini. Tam kurur gibi olmuştu ki sabah yağmur bereketi damlaları üzerindeydi naylon örtünün içeri almadım battaniyemi, yağmuru koklasın, sinsin yağmur ipliğine koklarım geceleri şifa niyetine
Bir müddet damlaları izledim, yenileri eklenince üzerine yuvarlak şekilleri bozuluyor akışkanlık kazanıp, su yolunu buluyor.
Bu sabah kumrular gugurigu gugurigu demediler yağmurdan ötürüydü sanırım.
Yağmur bereketi ilâhi emirle inerken, kendi senfonisini duyuruyordu. Yağmur taneleri kadar hem yalnız, hem de sen olduğun için sevgili günlüğüm kalabalık hissettim kendimi.