osman demircan

Bazen Söğüt Ağacına Benzersin

Bazen söğüt ağacına benzersin. Hep aşağı çeker seni kaderin. Ellerin duaya kalkamayacak kadar yorgun düşer. Suya düşer gölgen ve yaprakların. Suya düşer ayın silüeti. Suya düşer hayallerin. Hep düşmeleri görürsün de talihine seni yüceltecek bir şey düşmez. Bir söğüt ağacı gibi hep boynun bükük olur. Yanında çamlar boy

Evrim Vardır; Teorisi Yanlıştır

Evrim vardır; teorisi yanlıştır. Hayat suda başlamıştır; ama canlılar sudan karaya geçiş yapmamıştır. Sudan çıkan canlılar ilk önce havaya ardından toprağa ve en son olarak da toprağın altına geçiş yapmıştır. Peki evrim bitmiş midir? Kesinlikle hayır. Toprağın altından tekrar suya geçiş olmadığına göre öyleyse... Öyleyse toprağın altından başka

Belki Rüzgar Bir Yaprak Düşürür Yüreğime

Yüreğim bir çöl. Duygularım çöl çiçeği. Kum fırtınalarına dayandığım sürece, yağmurlar yağacaktır. Yüreğimin serinliği bu yüzdendir. Yağmurun yağacağına güvenmemdendir. Zira hala yüreğimin daha kurumamış köşelerinde geçmişten kalan bir damla mutluluk vardır. Ki o damla yağmurun gelmesine kadar bana yetecektir. Bir damla mutluluğu asla küçük görmem. Bilirim ki bir

Şafak Pavey'den Toplumsal Zihin Bulanıklığının Nüksetmesi

Şafak Pavey ilginç bir anekdot paylaştı: 'Çiçekli başörtüsü ve daracık pantolonuyla, Çamlıca parkının kuytularında, sevgilisiyle öpüşen genç kıza, özgürlüğünü Mustafa Kemale borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.' dedi. Bu anekdot hem çağdaşlardaki hem de muhafazakarlardaki zihinsel hastalığı ortaya koyan en güzel ifadedir. Gerçi Şafak Pavey'in niyeti böyle bir teşhis ortaya

Türk Milleti Sığıntı Tiplerle Doludur

Birazdan sağlık ocağına gideceğim. İşim Allah'a kaldığı için üç Ayetel Kürsi mi okusam. Ne doktora güveniyorum, ne sağlık sistemine. Acaba diyorum iki rekat namaz da mı kılsam. Zaten doktorla ya papaz olacağım ya da suphanallah... Hristiyanlığı da mı öğrensem. Papaz olursak lazım olur veya haç mı götürsem. Uf

Türkiye'de Özgürlük Talepleri

Türkiye'de özgürlük talepleri iki psikoloji üzerinden gitmektedir. Ya ego üzerinden ya meydan okuma üzerinden. Bu durum için kendime dair söyleyeceğim şey: Beni seversen benden çok şey alırsın; ama beni sevmezsen benden sadece canımı alırsın. Eğer böyle yaparsan senin özgürlük totemin için sunağa yatırılmış ve kanı akıtılmış biri olurum.

Anladım Kimse Sevmemiş Bu Ülkede

Anladım kimse sevmemiş bu ülkede. Şarkılar kulak tırmalayıcı, aşkın okşayıcı sesi yok hiçbir yerde. Anladım bu ülkede kimse sevmemiş. Sus ulan sus diyesim geliyor herkese. Boşuna tüketilmiş nefesler, sesler bu ülkede. Bir şarkı bulamadım ikimize. Aynı yöne bakan, aynı düşünceleri savunan, aynı duyguları anlatan ve bütün bunları tek

Öküz Kafasını Kullanır, Boynuz Atarken; İnsan Kafasını Kullanır Düşünürken

Benim dinim yobazlığı kabul etmez. Eğer ortada yobazlık varsa, nasıl çağdaşlık bize dayatılmışsa aynı o şekilde bize dayatılan yobazlıktan, batıl yaşam tarzından dolayıdır; dinimden dolayı değil. Çağdaşlığı da yobazlığı da aynı kefeye koyarım. Çünkü her ikisi de dayatmanın ürünüdür. Dayatılan yaşam tarzıyla şekillenen kişiler, bu modelle kişiliklendirildikleri için

Başa Dön