
Kendimizi Boşluklara Mahkum Etmeyelim
kendimizi neden içimizde kaybolmaya mahkum bırakıyoruz?
kendimizi neden içimizde kaybolmaya mahkum bırakıyoruz?
İnsanlar incir çekirdeğini doldurmaz şeyler yüzünden, hem birbirlerinin kalbini kırmakta, hem de geri dönülmeyecek hatalara sebebiyet vermektedirler zaman zaman... Bir saniye öfkeye hakim olamamak, yıllarca ceza evinde ömür tüketme neticesine götürmektedir kişiyi... Meşhur atalar sözünü aklımızdan çıkartmayalım ''Öfkeyle kalkan zararla oturur.''
Hastalıkta ve sağlıkta
Denizler tuzlu olduğu için yine de insanı kaldırırlar bir şekilde, oysa göllerde tuz oranı az olduğundan oralarda suya girerken çok daha dikkatli olmak lazım... Hele de küçük göletlerde balık tutmaya kalkan çocuklarımız mutlaka ve mutlaka can yelekleri giyinsinler bot ile açılırken...
Bu teknoloji yalnız yalan yakalamakta değil eğitime de uygulanırsa, bir matematik öğretmeninin anlattığı konunun ne kadarının anlaşıldığını, sağlık sektöründe ise kalp ritimlerine ek olarak, stres seviyelerinin, ruh hallerinin öğrenildiği bir duruma dönüşür.
Peki dünyada bunu politikacıların duygularını açığa çıkarmak için kullanabilir miyiz?
Ölüm sadece nefes ile yetinmez, her türlü ölünür. Boş bir kabuk kalır ardında, duygusuz, merhametsiz. Yaşayan ölülerin kalabalığında nefes almak acıtır.
Pragmatist felsefe sayesinde bencillik, çağımızda tavan yaptı.\*Hakikatin kovaladıkları cahilin, yalancının, sahtekarın eteği altına saklanır.
Kppss 2020 sınavında sorulan bir soru metni: "Sevgiyi muhteşem bir iyilikle, yücelikle birlikte düşünmek gibi evrensel bir hatamız var. Oysa bencil bencilce sever, zalim zalimce. Mori Morisso'nın da dediği gibi sevgi asla sevenden daha iyi değildir."
Ahh kahve sen nasıl Habeşî bir dilbersin söyler misin? Ahh seni gidi kara içecek! Nedir sendeki bu sır?
Ayak kelimesini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor?
800 kişinin katıldığı bir araştırmada katılımcıların %86sı akıllarına ilk olarak el, ayak parmağı, bacak sözcüklerinin geldiğini ifade etmiş. Diğer yandan 800 kişiden sadece birer kişi kar, şapka, köpek, fizik sözcüklerini düşünmüş. Yani bu kişilere ayak sözcüğü fizik, kar, şapka sözcüklerini
"Var mıyım? Ben dediğim ne? Gerçekte iradem var mı yoksa şartların zorunlu olarak kontrol ettiği organik bir makina mıyım? Olasılıklar rastgele meydana geliyorsa doğal olanın ahlakından bahsedilebilir mi?"